şarkı | ghost - halsey
"Neler oluyor?"
Anna'nın ve Mark'ın gözümün önünden ilerleyerek yok oluşunu izlerken bana doğru eğilmiş Emily'nin sesiyle gözlerimi kırpıştırdım.
Hiçbir şey düşünemiyordum. Aklıma gelen tek ihtimal Anna'nın benden sıkılmış olma ihtimaliydi ama özellikle bugün içinde yaşadığımız her an bu ihtimali şaka gibi gösteriyordu. Çok eğlenmiştik. Anna'nın her hareketi sanki bana aşıkmış gibiydi.
''Bilmiyorum.''
Hala oturduğum yerde durmuş lobi çıkışını izlerken Emily'nin ''Peşlerinden gitsene, salak.'' dediğini duydum.
Şaşırmış bir şekilde ona dönerken ''Ama beni çağırmadılar.'' dedim.
Emily sıkılmış gibi oflayıp yüzümü ona çevirmemi sağladı ve ''Ne farkeder sevgilin değil mi? Git gizlice dinle. Bunu da ben mi söyleyeyim?'' dedi.
Aslında bir cevabım vardı. Anna benim sevgilim değildi. Bu dediğini reddedip burada oturmam ve gelmesini beklemem lazımdı. Ama umursamadım. Cevap vermeden ayağa kalktım ve onların gittiği yere, merdivenlere doğru yürüdüm.
Ne ile karşılaşacağımı bilmeden yavaş yavaş yürürken merdivenlerde kimsenin olmadığını görmemle birkaç basamak yukarı çıktım. Sesleri duyuluyordu.
Yukarıda silüetlerini görmemle duvara sindim ve gözükmeyecek şekilde onları dinlemeye başladım.
''Hala geri dönmeni bekliyorum.''
''Kendinden emin konuşuyorsun.''
Anna'nın sesini duymamla yüzünü tam görebilmek için daha çok eğildim. Kaşları çatık veya sinirli değildi. Hatta tam tersine davetkar görünüyordu.
Aptal kız Mark'a çok güzel bir şekilde bakıyordu.
Mark'ın elini Anna'nın saçına attığını ve ucunu okşadığını gördüm. Hareketlenecek gibi olsam da kendimi tuttum. Anna buna ses çıkarmıyordu. Benim çıkarmaya hakkım var mıydı ki?
''Çünkü bana aşık olduğunu biliyorum aşkım. Sen benimle kendini keşfettin. Ağladığın günleri hatırlıyor musun? Benimle gülmeye başladın.''
Anna hala aynı ifadeyle duruyorken Mark konuşmaya devam ediyordu. Gözümden bir yaşın sessizce aktığını hissettim.
''Birkaç orospu aramıza girememeli.''
Beni kastediyordu. Beni ve uğruna Anna'yı aldattığı kızı veya kızları.
''Haklısın.''
Ellerimin titrediğini hissettim. Her iki gözüm de dolu olmasına rağmen sadece sol gözümden yaş akabiliyordu. Sol gözüm, kalbimin yükünü hafifletmek istercesine dolu dolu yaşlar akıtıyordu.
Duvarın dibine sinmekten başka yapacak bir şeyim yoktu. Mark'ın gülümsemesini gördüm. Kusmak istiyordum.
''Biliyordum bebeğim. Seni çok özledim.''
Bir adım Anna'ya yaklaştığında Anna da geri çekilmemiş, onun yüzüne bakmaya devam etmişti.
''Her zamanki yerde buluşmalıyız.''
Her zamanki yerden kastını biliyordum. Seviştikleri yeri kastediyordu. Anna arkasına dönüp benim olduğum tarafa gelir gibi olduğunda Mark eliyle onun sol bileğini tuttu ve durdurdu. Anna da yürümekten vazgeçip tekrar ona döndü.
Artık tek odağım onun bileğiydi. Başka birisinin elleri tarafından sarınan ince, beyaz bileği.
''O kızla artık olmanı istemiyorum. Beni rahatsız ediyor, ona katlanamıyorum. Lütfen onu bırak artık aşkım. Biliyorsun bir erkek tutup beni dövdürttü. Zor kurtardım kendimi.''