Hazırlıklara sabahtan başlamıştım. Cumartesi günü olduğu için işe giderdi ama bana cumartesileri de tatildi. Her sabah olduğu gibi güzel, keyifli bir kahvaltı yaptık. Daha sonra sürprizimi ona hiç belli etmeden “Akşam kaçta eve geleceksin? Yemeğe ona göre hazırlayacağım.” dedim. “23:00 gibi gelirim, işlerim çok yoğun!” diye karşılık verdi. Zaten yaklaşık son iki haftadır alışmıştım bu geç gelmelere. Üstüne bir söz söylemenin bir anlamı yoktu. Sonuçta her istediğinde erken çıkıp gelemezdi. “Peki, yine de çok geç kalma aşkım!” diyerek dudağına minik bir öpücük kondurdum. O da beni anlam veremediğim bir suçluluk duygusuyla öperek “Seni seviyorum.” dedi ve ceketini vestiyerden alıp çıktı. O gider gitmez kahvaltıyı toparlamaya başladım ve bir yandan da yapacağım sürprizi düşünüyordum. Bu aralar işleri yoğun olduğu için sakin bir akşam yemeği yersek daha mutlu olabileceğini düşündüm. Evet, kararımı vermiştim. Evde güzel bir yemek yiyecek ve ardından da bir film izleyecektik. Tabi yemeği kendi ellerimle özenle hazırlayacaktım.
Elime bilgisayarı alıp, internette sayısını hatırlayamadığım kadar çok yemek tarifi baktım. Yemeği kararlaştırınca eksik olan malzemelerin listesini çıkardım. Ve listeye ikimizin de sevebileceği bir filmin dvd’sini almak için not yazdım.
Ellerim poşetlerle dolu bir şekilde eve girdim. Uzun bir uğraş sonucu yemekleri ve masayı hazırladım, evi toparladım. Saat gece on olmuştu. Artık sıra bende diyerek giyinme odamıza doğru ilerledim. Gardırobu açar açmaz siyah renkli elbisem gözüme çarptı. Onu askıdan çıkardım. Dolabın kapağını kapattım ve kabinde giyindim. Boy aynasında kendime bakarken gerçekten çok güzel olduğumu, onun bana sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Sonra saate baktım. Olamaz zaman ne kadar da çabuk geçmişti! Gelmesine yaklaşık yirmi dakika kalmıştı. Koşar adımlarla banyoya gittim. İlk çekmeceyi açarak içinden düzleştiricimi çıkardım. Zaten saçlarımı daha dün düzleştirmiştim ve çok da bozulmamıştı. Ama biraz daha düzgün görünsün diye düzleştiriciyi fişe takıp ısıttım ve hızlıca saçlarımın üzerinden geçtim. İşim bitince düzleştiricinin fişini çektim ve kutusuna koyarak çekmeceye koydum. Aynanın sağ tarafındaki dolabı açıp, makyaj malzemelerimi karıştırdım. Hafif bir makyaj yapmaya karar vermiştim. Elime siyah bir göz kalemi, rimel ve ten rengi tonlarında bir ruj aldım. İlk önce göz kalemini çektim, rimeli sürdüm ve son olarak ruju hafifçe dudaklarımın üstünde gezdirdim. Ruj iyice yayılsın diye dudaklarımı birbirine sürttüm. Aldığım makyaj malzemelerini geri yerine koyarak dolabın kapağını kapattım. Son halimi görmek için dikkatlice aynaya baktım. Gerçekten çok sade olmuştum ama güzelliğim tam anlamıyla ve doğallığıyla ortadaydı. Hazır olduğuma karar verdim ve banyodan çıktım. Masayı gözden geçirmek için tekrar mutfağa girdim ve mumları yakmadığımı gördüm. Ocağın yanındaki çakmağı alarak sakin hareketlerle mumları yaktım. Çakmağı yerine bıraktım ve zil sesini duydum.
Hızla kapıya doğru yöneldim. Kapıya doğru gelince elbisemi elimle düzelttim, derin bir nefes aldım ve yavaşça verdim. Elimi kapı koluna uzattım. Kapı kolunu aşağı indirdim ve kapıyı kendime doğru çekerek açtım. Karşımdakini görünce şaşkınlığımı gizleyemedim. Apartman görevlisi Meral Hanım karşımda duruyordu. Bu saatte gelmesinin garip olduğunun farkına varmış olacak ki mahcup bir ifadeyle yüzüme baktı ve sonra “Çok özür dilerim bu saatte rahatsız ediyorum. Apartmandaki bir dairede doğalgaz kaçağı varmış, bu yüzden doğalgazı kestik. Sorun çözülene kadar da doğalgaz kesik kalacak. Bunu haber vermek için gelmiştim. Lütfen kusura bakmayın.” diyerek cevabımı beklemeye başladı. “Yok ne kusuru, haber verdiğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim. İyi akşamlar!” dedim ve kadında gülümseyerek “Size de iyi akşamlar!” dercesine başını salladı. Kapıyı kapatarak içeri girdim. Ev çoktan soğumaya başlamıştı. Koşuşturmadan fark etmemişim ve şimdi binanın soğuğu da içeri girmişti.
Vestiyerden üstümü giymek için siyah, diz kapağına kadar uzanan hırkamı aldım. Üstüme giyindim ve oturma odasına doğru yürüdüm. Yanan şömineye biraz daha odun attım. Her yer derli topluydu. Aldığım film de televizyon ünitesinin üstünde duruyordu.. Filmi elime alıp, rastgele bir koltuğa oturdum. Filmin özetini okumaya başladım. Tam yarılamıştım ki o anda kapı çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE
Non-FictionYapılan bir hata ve yıkılan bir hayat... Bade'nin yaşam mücadelesi...