Şahsi cehennemler

940 72 36
                                    

Jongin

Kapı hafif açıldığında biraz endişeliydim, çünkü kısmen Kyungsoo'nun Cadılar Bayramı sevincini yaymak ve beni yurt partisine götürmeye ikna etmek için saçma bir kıya­fette belirmesini bekliyordum.

Neyse ki oturma odasına kafasını soktuğunda her za­manki Kyungsoo gibi görünüyordu. Yani mükemmel görünüyordu ve aletim onu karşıladı. Bol bir kırmızı süve­ter ile siyah pantolon giyiyordu. Çorapları elbette fosforlu yeşildi.

"Merhaba." Kanepede yanıma çöktü.

"Merhaba." Kolumu ona doladıktan sonra yanağına öpücük kondurdum ve bu dünyadaki en normal şeymiş gibi hissettiriyordu.

Böyle hisseden sadece ben miydim bilmiyordum ama Kyungsoo geri çekilmemiş veya nasıl olup da sevgili gibi davrandığım konusunda takılmamıştı. Bunu olumlu bir işaret olarak aldım.

"Partiden neden kaçtın anlat bakalım?"

"Havamda değildim. Sürekli seni burada yalmz ağlar­ken gözümde canlandırdım ve içim elvermedi."

"Ben ağlamıyorum seni budala." Televizyon ekranın­daki oldukça sıkıcı süt belgeselini gösterdim. "Pastörize etmeyi öğreniyorum."

Bana baktı. "Milyonlarca kanala üye olmak için para ve­riyorsunuz ve bunu mu izlemeyi seçiyorsun?"

"Eh, kanalları kurcalarken bir sürü inek memesi gör­düm ve bilirsin işte, beni tahrik etti..."

"IYY!"

Kahkahaya boğuldum. "Şaka yapıyorum bebeğim. Eğer bilmen gerekirse kumandanın pilleri bitti ve ben de kalkıp kanalı değiştirmek için fazla üşengeçtim. İnek memeleri çıkmadan önce İç Savaş hakkındaki mükemmel mini seriyi izliyordum."

"Gerçekten tarihi seviyorsun ha?"

"Gayet ilginç geliyor."

"Bir kısmı. Diğer kısımları pek öyle sayılmaz." Başını omzuma yasladı. "Annem beni bugün hayal kırıklı­ğına uğrattı," diye itiraf etti.

"Öyle mi? Neden?"

"Bana Noel için de Sokcho'yu terk edemeyeceklerini söylemek için aradı."

"Sokcho?" dedim boş boş.

"Oradan geliyorum. Gangwon, Sokcho."Sesinde acı bir ton vardı. "Aynı zamanda benim şahsi cehennemim."

Moralim bir anda bozulmuştu. "Şeyden ötürü mü...?"

"Tecavüz?" Alaycı bir şekilde gülümsedi. "Kelimeyi söyleyebileceğini biliyorsun. Bulaşıcı değil."

"Biliyorum," diyerek yutkundum. "Söylemedim, çün­kü... gerçekmiş gibi hissettirebilir sanırım. Bunun senin başına gelmesini kaldıramıyorum."-

"Ama geldi," dedi yumuşak bir tonda. "Aksi olmuş gibi davranamazsın."

Ufak bir sessizlik oluştu.

"Ailen seni neden görmeye gelemiyor?" diye sordum.

"Para," dedi iç çekerek. "Eğer mirasçı filan olduğum için bana sırnaşıyorsan Busan'da tam burs kazandığımı ve harcamalarım için finansal destek aldığımı bilmen lazım. Ailem fakir."

"Çık dışarı," diye kapıyı gösterdim. "Cidden. Çek git."

Kyungsoo bana dilini çıkardı. "Çok komik."

"Ailenin ne kadar parası olduğu umurumda değil Do'rella."

"Milyonerin söylediğine bak."

Göğsüm kaskatı kesildi. "Ben değil, babam milyoner. Arada fark var."

The Deal\\KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin