Jongin
Kyungsoo kafayı bulmuştu.
Sırf bu da değildi, eve gitmeyi reddediyordu. Gecenin biriydi ve parti bardan evime taşınmıştı ama ne kadar zorlasam da Kyungsoo'yu geceyi sonlandırması konusunda kandıramıyordum. Onu yurduna geri götürmem gittikçe önem kazanıyordu. Oturma odam hokey oyuncularıyla ve sarhoş derecem de, hepsi neredeyse sekizi görecek taraftarlarla doluydu. Hızlıca mantığı kenara bırakıp büyük bir hata yapmak üzereydiler.
Jacob kahkaha atan bir Kyungsoo'yu salonun ortasına çektive ikisi ODB'nin Baby 1 Like it Raw şarkısı hoparlörden son seste yükselirken dans etmeye başladılar. Kyungsoo öncesinde Lady Gaga'yı söylerken davetkâr bir şekilde dans etmiyordu ama şimdi kesinlikle etmekteydi. Disney Channel Miley Cyrus'tan, komple Twerk Modundaki Miley'e dönüşmüştü. Hadi Seks Kaseti Yapalım Miley'e geçmeden önce buna bir son vermem lazımdı. Bekle... Miley seks kaseti hiç yapmış mıydı? Siktir, kimi kandırıyorum ki? Elbette yapmıştı.
Kyungsoo ve Jacob'un yanına gidip onları zorla ayırarak Kyungsoo'nun omzuna sabit bir şekilde elimi koydum. "Seninle konuşmam lazım," diye müziğin üzerinden bağırdım.
Dudağını büzdü. "Dans ediyorum!"
"Biz dans ediyoruz." diye dili sürçtü Jacob'un.
Takım arkadaşıma sert bir bâkış attım. "Başkasıyla dans et," diye tersledim.
Tam o sırada istekli bir partner görüntüde belirdi ve Jacob'u kollarına çekti. Jacob, Kyungsoo'yu tamamen unutmuştu ki bu, onu başka itiraz olmadan oturma odasından sürüklememe fırsat sunmuştu. Elimi koluna sardım ve onu üst kata yönlendirdim. Odamın sakin güvenliğine erişene kadar da bırakmadım.
"Parti bitti," diye duyurdum.
"Ama eğleniyordum," diye sızlandı.
"Eğlendiğini biliyorum." Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Çok fazla eğleniyorsun."
"Acımasızsın." Abartılı bir iç çekişle Kyungsoo yatağa atlayıp sırtüstü düştü. "Uykum var."
Sırıttım. "Hadi, seni yurduna götüreceğim."
"Gitmek istemiyorum." Kollarını ve bacaklarını uzatarak yatakta kardan melek hareketi yaptı. "Yatağın çok büyük ve rahat."
Sonra göz kapakları kapandı ve bir başka derin iç çekiş dudaklarından çıkarak sabit bir şekilde kaldı. Uykuya neredeyse dalmak üzere olduğunu fark edince inlememi güçlükle durdurdum ama sonra burada kalmasına izin verip sabah eve götürmenin daha iyi olacağına karar verdim. Çünkü onu şimdi eve götürsem ve eski haline dönerse onu beladan kurtarmak için yanında olamayacaktım.
"Pekâlâ," dedim başımı sallayarak. "Burada kal bakalım Do'rella."
Burnundan homurdanarak soludu. "Bu seni benim prensim mi yapıyor?"
"Aynen öyle."
Banyoya girip biraz ibuprofen bulana kadar ecza dolabını karıştırdım. Sonra bir bardak su doldurup yatağın yanma gidip kenarına oturduktan sonra Kyungsoo'yu kaldırmaya zorladım.
"Bunlardan iki tane alıp suyu bitir," diye emrederken eline iki tane hap bıraktım. "Güven bana, sabah minnettar olacaksın."
İlaç ve suyu birinin boğazından aşağı dökmek benim için yeni bir şey değildi. Takım arkadaşlarımla her zaman yapıyordum. Jacob özellikle içme olayını farklı bir kademeye getiriyordu, sırf doğum gününde böyle değildi. Kyungsoo talimatlarıma usluca uyduktan sonra tekrar yatağa çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Deal\\KaiSoo
Fiksi PenggemarKim Jongin, Kyungsoo'yu aradığı adamın kendisi olduğuna inandırmalıydı.