1.Bölüm "Çocukluk Aşkım"

3.1K 289 160
                                    

"Sevgili okurlarım,Bu benim kaleme aldığım ilk kitabım umarım keyif alırsınız.Beğeneceginizi umuyorum.Kiymetli yorumlarınız ve oylarınız çok kıymetli daha büyük bir aile olmak için lütfen oylarınızı kullanmayı ihmal etmeyin.Şimdiden Teşekkür ederim.Kucak dolusu sevgilerimle...

.


"Bir babanın,Sesiyle kızına verdiği huzur ÖMRE BEDEL.."

Ellerim çenemin altında evimizin giriş kapısına uzanan çımentolari dökülmüş merdivenlerinde oturmuş gözlerimi sokağın başına dikmiş bir saniye bile ayırmadan onun gelmesini bekliyordum.

O gün ilkokula başladığım ilk gündü çok iyi hatırlıyorum.O gün ailemle yaşadığımız küçük ilçemizin bana çooookkk büyük görünen okuluna gitmiştim.Gelen her çocuk ya annesiyle yada babasiıyla gelmişti onlara bakıp ne kadar da nazlı olduklarini düşünmüştüm oysa ben okula yanlız gitmiştim bu yüzdendir ki sınıfı bir türlü bulamamıştım ta ki yanlışlıkla müdürün odasına gidene kadar, İçeri girdiğimde kim olduğunu bilmediğim iri yarı takım elbiseli gayet yumuşak bakışlı orta yaşlarda bir adam gördüm bana şaşkınca bakıp oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma gayet sakin bir tavırla yaklaşıp diz çöküp başımı okşayarak hafifçe tebessüm etti.Odasına yanlışlıkla girdiğimi anlar gibi bana bakarak"Yolunu mu kaybettin ufaklık"dedi.Bende Utangaç bir ses tonuyla"Evet öğretmenim"dedim. "Peki ismin nedir şeker kız"diye sordu . Bende heycandan titreyen sesimle "Zü Zümra ögretmenim"dedim.Bu adam kim acaba diye içimden geçiriyordum ki bana "Memnun oldum ufaklık bende bu Okulun müdürü Arif hoca"dedi. Benim o esnada üzerimden soğuk terler akiyordu.Bir hayli heycenlanmış yanaklarımın alev topuna döndüğünü hissetmiştim.

O esnada konuşmaya devam edip "Hmm O halde Gel ben seni sınıfına götüreyim zümracım" dedi.

Bu durum beni çok memmun etmisti Sonunda sınıfıma kavuşacaktım, Sınıfa doğru giderken meraklı gözlerle etrafa bakıyor sınıfı bir dahaki sefere karıştırmamak için dikkatle aklıma kazıyordum.

Sonunda sınıfa geldiğimizde Arif hoca beni sınıfa bırakıp bana el sallayarak geri döndü.

Öretmenimizle aramızda geçen tanışma faslından sonra kitaplarımızı dağıtmışlardı ve ben kitapları heyecanla alıp okul çıkışı evin yolunu tutmuştum işin bundan sonraki kısmı ona düşmüştü,ve sonunda bekleyişim sona eriyordu.Sokagin başında onu görür görmez koşarak yanına koşmuştum büyük bir sevinçle "Babaaaa Babaaa"diye boynuna atıldım.Evet saatlerdir bekledigim kişi benim çocukluk aşkım süper kahramanım babamdı.

Gözümde bir süpermenden farksızdı,Kendimi onun yanında Öylesine güvende hissediyordum ki o şefkatli bakışları huzur veren kokusunun asla bir tarifi olamazdı.

Mutluluk dolu sesimle "Babaa biliyormusun ben bugün okula gittim" dedim.

Babamın gözlerine bakmıştım birden o minik vicdanim hüzünle dolmuştu içimden acaba defter alması gerektigini söylemelimiyim belki parası yoktur diye geçirmiştim.

Babamın parası olmayacağını tahmin ederek sustum. Yaşımdan fazlasıyla olgundum bu yüzdendir babamadan bir şey istemeden 100 kez düşünürdüm tıpkı o gün defterleri isteyemediğim gibi...

Babam bana Naif ve meraklı bir ses tonuyla "Yavrum neden sustun bir şey mi diyecektin hadi söyle"dedi.Babam beni iyi tanırdı ne söylemek istedigimi anlayacağını sanıp hemen konuyu değiştirmek için çabalamıştım "Ne olucak Babacığım seni çok özledim"demiştim.Ben demiştim demesine ama o kızını prensesini iyi tanırdı bir istediğim olduğunu anlamıştı.

Babam bana bakarak gülümsedi elimi tutarak eve gittik.Eve gidince babam annemi odaya çağırdı.Ben merak edip kapının arkasından onları dinlemeye başladım.

Babam gülerek anneme meselenin ne olduğunu sorunca annem herşeyi anlatıp defter alınması gerektiğini söyledi.Babam "Hallederiz hanım hallederiz" dedi.

Ertesi gün bana ve abime parayı verip defterleri almamızı istedi.O zaman babamın her sıkıntımı ben daha anlatmadan anlayacağını iyice anlamış ve babama olan sevgim kat be kat artmıştı.

O her sorunu çözer ve beni asla yanlız bırakmazdı. Bende daha o minik aklımla babamı asla üzmemeye söz vermiştim.

Sıcak bir yaz günü okul arkadaşlarımla çarşıya gitmiştik.Arkadaşlarım'dan biri "Hadi kendimize dondurma alalım"dedi.Ben ise yanımda para olmadığı için "Benim canım istemiyor" dedim.

Tam o esnada arkadaşım bana"Zümra bak baban orda gitpara al da sen de dondurma al"dedi.Ben ise o an kızıp Arkadaşıma "Ben canım istemiyor dedim.Yoksa yanımda para var neden birdaha babamdan isteyeyim"diye çıkışdım.

O minik vicdanım babamdan bu kadar önemsiz bir şey için para istemeye izin vermiyordu.Oysa doldurma çocuklar için önemsiz bir şeymiydi sanki?Bu düşünceli ve merhametli karakterim o gün bu gündür hiç değişmedi.

Hayatımın hikayesinin temel konusu hep bu oldu.Babam üzülmesin o kırılmasın zor duruma düşmesin diye...

Ona bir şey olursa nasıl yaşarım diye düşünürdüm hep,bu ihtimal bile daha o yaşlarda beni mahvediyor bilinç altımı allak pullak ediyordu.Ona birşey olmamalıydı, Benim büyüdüğümü üniversite okuduğumu, mezun olduğumu, meslek sahibi olduğumu, evlendigimi görmeliydi.Babam bunları görmeyi hakediyordu,o benim hayatımdaki en güvenilir adamdı onun yokluğunu asla düşünemezdim.

Bir gün benle şakalaşıp "Seni asla evlendirmiycem sen hep benim yanımda ol" dedi.Bende "Ben asla seni ve Annemi bırakıp evlenmem Canım Babacım"dedim.Oda gülünç bi ses tonuyla Ama babayla böyle konuşulmaz biliyorsun"dedi.Bende "Ama baba sen diğer babalar gibi değilsin arkadaşım gibisin"dedim.O anda Ela gözlerinin içi gülmüştü sanki güneş Adeta ikinci kez doğmuştu üzerime..

Hayatın karşıma çıkaracağı şeylerin en çok korktuğum ihtimallerin olacağını nerden bilebilirdim ki ?Babamın yokluğu çıkmasın karşıma diye dualar ederdim.O Mutluluğun adıydı...

Yaz aylarında Camiye giderdim.Kuran-ı öğrenmek için Akşam olunca beni çalıştırır 'dı.Ertesi gün camide en güzel dersi okuyan ben olurdum.Dinimizin bütün olması için ömrünü bize adamıştı bana ablam ve abime, istediği gibi evlat olabildik mi bilmiyorum.Ama bildiğim birşey varsa oda Babamın mükemmel bir baba olduğuydu, buna hiçbir zaman şüphem olmadi.

Kış aylarında sabah erken saatlerde henüz sıcacık yatağımın içindeyken sobanın içinde yanan odunların çıtırtısıyla gözlerimi açtığımı anımsıyorum.Ortamda adeta buram buram huzur kokusu vardı.

Babam sabah erken uyanıp sabah namazını kılar daha sonra Annemi uyandırmaya kıyamayıp kahvaltıyı kendi hazırlardı.Bende yatağımda gözlerim yarı açık babamı izlerdim.Çay kaşığının bardağa değen şıngırtı sesi,Sobanın üstünde kaynamakta olan suyun hışırtısı ortamı dahada huzurlu kılıyordu.Aslında huzurun asıl kaynağı bunların yanı sıra Babamdı o olmasa bunların bi anlamı olamazdı.

İyki Babam vardı bir şey olmasın ona, hep yanımda olsun,çünķü o benim Aşkımdı, Çocukluk Aşkım...

TOZLU PEMBE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin