- KEYİFLİ OKUMALAR -
Giz:
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, sır.
Ruhu, yanan alevle kavruluyor; kalbi bir toz bulutuna dönüşüyordu. Bir uçurumun eşiğine gelmiş ve hiç düşünmeden atlamıştı. Düşünceleri, hiç ışığın olmadığı bir odaya kapanmış ve duvardan duvara vuruyordu kendisini. Gözyaşları, bir yağmur bulutuna uğramış ve nasibini almıştı. Karanlığın içindeki aydınlık ruhu, en büyük darbesini sevdikleriyle vurmuştu.
Efken ve İmre...
Acının, hüznün en büyüğünü yaşamıştı ikisinden biri ya da ikisi birden. Büyük bir keşmekeşin içerisinde olduklarını düşünüyorlardı bundan birkaç saat öncesine kadar. Ancak o birleşme ile birlikte en büyük keşmekeşin bundan sonra başlayacağını anlamışlardı.
Tardu ve ivaz birbiriyle iç içe girmişti.
〽️
Düşünceleri bir yılan misali bedenini sarmışken o, hiçbir hissiyata sahip değilmiş gibi girdi büroya. Sanki daha dört saat önce bir yangının içerisinde kalmış ve nefes alamıyormuş hissiyatıyla dolup da taşmamış gibi.
"Selam millet! Evet, yine bir vakanın ortasında çakılı kaldık değil mi?" diye dalga geçerek yürüdü masasına doğru.
"Komiserim..." Adımlarını durdurdu. Oysa masasına sadece iki adımı kalmıştı. Topukları üzerinde döndü ve karşısında duran Aytuğ'a baktı. Kesinlikle kötü bir şey söyleyecekti!
"Evet, söyle bakalım Aytuğ. İki kulağım, senin iki dudağın arasından çıkacak olanı bekliyor."
Kesinlikle sinirden duvarlara tırmanacaktı, işte bu yüzden nasıl söyleyeceğini kestiremiyordu Aytuğ. Boğazını temizledi. Dudaklarını araladı ancak yine kapattı. Bu hareketi iki üç kere tekrarladı. O sırada bürodan içeriye giren Necati, duyduklarını büyük bir şaşkınlıkla dillendirdi ve Aytuğ'u büyük bir dertten kurtardı.
"Komiserim, bizi buradan almışlar ve başka bir yere koymuşlar!"
"Ha?" Verdiği tepki tam olarak bu olmuştu. Nereden alıp nereye koymuşlardı onları?
"Komiserim, bizi, bu, bürodan alıp, başka bir büroya göndermişler!"
Kaşlarını kaldırmış, kehribarlarını Çaylak'a sabitlemişti. Algıları kapanmış gibi boş bakışlarla bakıyordu ona.
"Ne diyorsun Çaylak! Öyle saçmalık mı olur! Üstelik yeni bir cinayetten sonra!"
Necati cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki Baha'nın sesini duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TARDU
FantasyBu Kitabın Yaş Sınırı +16 Eski Türkçe'de "Tardu" kelimesi "Armağan-Hediye" anlamlarına gelmektedir. Bu hikaye içerisinde birleşecek olan iki kalp, birbirlerine tardu mu yoksa ivaz mı olacaklar? Geçmişin acı dolu izlerini sevgi silebilir miydi? Bü...