10) KÜKLER ➿

92 51 120
                                    

- KEYİFLİ OKUMALAR -

Kükler:

Eski Türkçe bir kelimedir. Müneccim, yıldız falcısı anlamlarına gelmektedir.

"Burada ne işin var, diye bir daha sormak istemiyorum Alacalı!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Burada ne işin var, diye bir daha sormak istemiyorum Alacalı!"

Yüzünde silik bir tebessüm belirdi. Düşünceleri, bir sis bulutu ardına saklanmış ve küçük bir çocuk gibi bağdaş kurarak oyun oynuyordu. O ise, en çok sevdiği şeyi yapıyor ve seçtiği kartları açarak etrafındakilere sunuyordu.

Sıkılmıştı. Her şeyi koca bir karanlık ormanın içerisinde giz olarak bırakmaktan. Sandalyesinde ardına yaslandı.

"Size yardım etmeye geldim elbette Komiser," dediğinde alayla güldü Efken.

Elinde bulunan poşetleri masanın üzerine koydu. Ona ve onun çevresinde bulunan her şeye fazlasıyla öfkeliydi. Öyle ki, öfkesi volkanik bir dağ olan, Hasandağı olsa patlar ve etrafında bulunan her şeyi tarumar ederdi. Ha keza, onun da öyle olduğunu biliyordu. Ancak şu an karşısında sanki hiçbir şey olmamış gibi duruyor ve ona tebessümünde gizli olan hüzün ile bakıyordu.

İmre'nin tam karşısında bulunan sandalyeyi çekti ve oturdu. Sandalyesine iyice yayılırken, "Söyle bakalım Alacalı, hangimizi öldüreceksin?" diye sordu acımasızca.

"Açıkçası, ilk başta seni öldürmeyi düşünüyorum Komiser," dedi tıpkı onun gibi sandalyesine yayılırken.

"Pekâlâ, önce bir izin ver de karnımı doyurayım. Sonra birbirimizi öldürürüz!" dediğinde İmre şen dolu bir kahkaha attı. Bu adamın rahat tavırlarını fazlasıyla sevmeye başlamıştı.

Necati ve Beyge ise onların arasında geçen konuşmalardan hiçbir şey anlamıyor, sadece kelimelerin ustaca perde görevi gördüğü cümleleri işitiyorlardı. Belki de bundan kaynaklı idi köşelerinde sessizliklerini koruyor olmaları.

"Sen ye lütfen, yemeğini. Ben de kaçırdığınız yerleri sizlere sunayım." Ayağa kalktı ve kapının sol tarafında duran dikdörtgen şeklindeki tahtaya ilerledi. Tahtanın üzerinde maktûllerin fotoğrafları, adları ve olay yeri ile ilgili bilgiler bulunmaktaydı. İmre, önce orada bulunan bilgilere dikkat kesildi. Daha sonra eline kırmızı tahta kalemini aldı ve bir isim yazdı.

Sima Cenek.

Pilav üstü nohudundan bir kaşık alıp ağzına atmış olan Efken, tahtaya yazılmış olan ismi görünce kaşlarını çattı. Cinayetler bitmişti. Bu kimin ismiydi? Yeni bir cinayet mi olacaktı?

TARDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin