Ilk 10. Bölümüz hatrına bu hikayeyi birine adamak istedim :)
seoririnah ithafen
10.bölüm:yıllar
"Böyle rüyaya sokayım"
"Ne gördün rüyanda"
Tuttum nefesimi"sen vardın" deyiverdim.
"Benmi vardım neden küfrederek uyandın ki o zaman ?"
Gözlerini bir hüzün kapladı. "Hayır hayır hayır balkondaydık..."
"Eee"
"Sen..şey yapıyordun.."
"Ne yapıyordum olum !"
"Hmm. Ne yapıyordun?
"Ne yapıyordum"
"Ay bunaldım ayol !" Dedim ellerimi alınmışım gibi göğsüme koyarak
"Zaten babamın dondurma fabrikasi yok gelme üstüme !!" Diye devam ettirdim hari sacmalamami
"Baban ?"
"Babam ?"
Bir anlık boş bakındım. Sonra aklıma geldi. Tabi ya öldü benim babam
"Ölmüştü değil mi benim babam..nasıl dondurma fabrikası olsun ? Hıh" acı acı gülümsedim. Kaç yıl olmuştu 7 mi ?
Eğildi saçlarımı karıştı yine eylül. Saçlarımı karıştırmak hoşuna gidiyordu. Kafamı tuttu oraya buraya salladı.
"Isırayımmı olum aptal kafanı ?"Salak salak kıkırdadım. Mutlu etmek için uğraşıyordu beni. Üzülürsem üzülecekti. Ahh ah..ben seni nasıl üzeyim?
"Dün gece ne oldu ya başım çatlıyor"
"Dün gece mi ? Mm DUR DÜN GECE AMANIN !!!"
"AY DÜN GECE AMANIN NOLDU ?"
"Biz...hmmm sarhoş olmuştuk yani ikimizde biraz bulanık bende içtik falan cihan hoca bıraktı sanırım bizi eve"
"Offf birde hoca azarı yiyoruz o zaman bu sabah ?"
"Aynin öyle"
"Sahi ya ? Ben neden içtim ?"
Sağ dudağımın kenarını hafifçe yukarı kaldırdım.
"Doğru ya babam sonunda bizi terk etti. Ne sevinçli haber heh" dedi gözleri dola dola..
"Ban-a..ee yumruk da atmıştı dimi ?"
Baktım baktım. Uzandım saçlarına ellerimi bilerek değdirerek yanagındaki küçük morluğa minicik bir buse kondurdum.
"Eren"
"Efendim"
"Unutalımmı ?"
"Dün geceyi. Sanki babam bana hiç vurmamış hiç defolup gitmemiş gibi falan"
"Unutalım canım..unutalım gitsin"
"Neyi unutacağız ?"
"Şeyi unutuyoruz kızım ne diyosun ?"
"Salak havaya giriyorum işte neyi unutuyoruz falan"
"Ne demek neyi unutuyoruz bizim bir şeyi mi unutmamız gerekiyor ?"
"Yooo ne unutması aaaa ben dün sizde kaldım film izledik"
"Sen dün bende kaldın eveett"
Bende rüyamda kaldım be eylül...
Bu olauın üstü böylece kapandı. Eylülle biz okula gittik. Cihan hocaya maruz bırakıldık..eylülle insanları dövdük,gece denizde yüzdük,taze fasulye yaptık,yedik. Harry potterı başladık. Babannem tarafından oklavayla kovalandık.
Hayat buydu işte bok edip geri düzeltme döngüsü.. biz buyduk ayrılmayan iki kişi,sıradan iki kişi, hiç bir özelliğimiz yoktu hiç bir artımız yoktu. Eylülle erendik biz işte. Öylesine kişiler
1 yıl sonraki gelecekten:
"Eylül evin neresi ?"
"Evim yok "
"Eylül annenin ismi ne ?"
"Züleyha"
"Yanlış cevap geçirin.."
"Siktir! AAAHAH!"
"Doğru cevabı alalım"
"Bilmiyorum"
"Aferin.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskele
Romanceküçük bedenlerin, yorgun ruhların yapayalnız göz yaşlarının öyküsü Nefret..bir kızla bütünleşmiş nefret Ve bir çocuk nefretle bütünleşen kızla bütünleşmiş o çocuk Ve onların....minik iskeleleri..