Özlemişsinizdir umarıım, bazen uzun süre yazacak bir şey bulamadığımda yazmayı özlüyorum ve 2-3 bölüm birlikte doluyor aklıma. Ama bazen de hiçbir şey yazamıyorum, nokta bile koyamıyorum. Bugün, nokta bile koyamadığım bir kaç haftayı devirip 2-3 bölüm birlikte doldurduğum bir gündüü, umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar!
Bölüm Şarkısı; Tom Walker - Just You And I
Bölüm On sekiz; 'Hoş Geldin'
"Evlen benimle."
"Tamam."
Genç kız birbirine yapıştığını hissettiği gözlerini yavaşça aralarken başında hissettiği ağrıyı umursamadan olduğu yerde gerindi. Kollarını öne doğru uzatıp bulunduğu yumuşak yatakta gözlerini kapatarak esnerken parmaklarının çarptığı bedeni farketti. Hareketleri dururken gözlerini yavaşça aralayıp kısık bir şekilde kirpiklerinin arasından kendisini izleyen adama baktı. Yanaklarının kızardığını hissederken dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kapatarak mırıldandı.
"Günaydın." Cihangir uzanıp genç kızın kapalı gözlerinin üzerine dudaklarını bastırırken mırıldandı sessizce. "Günaydın." Vera adamın geri çekildiğini hissettiğinde gözlerini aralayıp bedenini ona doğru çevirerek uykulu bir şekilde baktı yüzüne. Onun kendisi gibi uykulu olmadığını farkettiğinde pürüzlü çıkan sesiyle konuştu.
"Ne zamandır uyanıksın?" Adam dudak büküp ellerinden birini uzatarak genç kızın önüne dökülen uzamış kâhküllerini kenara iterken cevapladı onu.
"Bir süredir." Vera anladığını belli edercesine kafasını sallarken Cihangir genç kızın kâhküllerine bakarak mırıldandı.
"Kahvaltıdan sonra keselim tekrar kâhküllerini. Gözüne giriyorlar." Genç kız uzun süredir bundan rahatsızlık duysa da pek kafaya takmıyordu ama adam böyle dediğinde ilk saçını kestiği günü hatırlayarak heyecanlandı tekrar. Makasın Cihangir'in elindeyken saçlarıyla ilgilenmesi güzeldi çünkü.
"Keselim." Cihangir gözlerini genç kızın yüzünde gezdirdi. Dün söylediği şeyi hatırlayıp hatırlamadığından emin değildi. Dilini dudaklarının üzerinden rastgele geçirdikten sonra dirseğinden destek alarak doğruldu yatakta ve sırtını yatak başlığına yaslayıp omuzunun üzerinden baktı ona. Sertçe yutkunup kendisine boş bakışlarla baktığını farkettiğinde derin bir nefes vererek beklentiye girdiği için zorlukla güldü ve bakışlarını genç kızdan çekti. Hatırlamasını beklemiyordu.
Yataktan kalkarken rastgele konuştu adam. "Kahvaltı yapalım, acıktım." Vera adamın bir şeye bozulduğunu farkettiğinde arkasından baktı sadece. Ne olduğunu bilmiyordu ama bir çocuk gibi yüzünün düştüğüne emindi. Neler olduğunu anlamayarak gülerken yataktan çıkıp banyoya ilerledi.
Elini yüzünü yıkayıp kafasını kaldırarak aynaya baktığında dağılmış saçlarını gördü. Suratını buruştururken kenardaki havluya uzanıp sertçe yüzüne bastırdı ve boğuk çıkan sesiyle homurdandı.
"Bu şekildeyken gülümsemeye devam mı ediyordu?" Havluyu yüzünden çektikten sonra bakışları bileğindeki tokaya gitti. Havluyu yerine asıp ellerini yukarıya kaldırarak kısa saçlarını toplamayı denedi. Ara ara bunu deniyor ve çoğunlukla başarısız oluyordu. Ama bu sefer başarmıştı. Bakışları zorlukla giren saçlarına giderken önden çıkan bir kaç tutamı kulağının arkasına yerleştirip önündeki kâhküllerini düzeltti. Cihangir'in dediği gibi uzamıştı. Gözüne giren kâhküllerle pes ederek ellerini indirdi ve bakışlarını sanki onları görebilirmiş gibi yukarıya çıkartırken üfledi havaya doğru. Kâhkülleri dağılırken bunu umursamadan banyodan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK (DURAKLATILDI)
RomanceYolları kesişen iki insan. İntikam için birbirine güvenmek zorundalar. Birbirlerine yaslandıkça, bir daha birbirinden uzaklaşamayacaklar. Bu onların birbirine tutunup hayatta kalış hikayesi. Komiser Cihangir; iş arkadaşlarının intikamını almak içi...