Bölüm Yirmi dokuz; "Acı"

9 2 1
                                    

İyi Okumalar!

Bölüm Şarkısı; Jp Saxe- If The World Was Ending

Bölüm Yirmi Dokuz; 'Acı'

"Vera!" Bahçede bardaktan boşalırcasına yağan yağmurla birlikte nefes nefese etrafına bakındı adam. Kalbi, bedeninden çıkıp gidecekmişçesine korku dolu atıyordu. Elindeki telefonu sıkıca tutarken dizlerinin üzerine çöküp ıslanan bedenini umursamadan omuzlarının sarsılmasına izin verdi. Kafasını ellerinin arasına alıp omuzları sarsılırken sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde mırıldandı.

"Tekrar olmaz.. lütfen.." Kelimelerinin arasında duyduğu korku dolu sesle bedeni hareketlerini kesti.

"Cihangir?" Üzerine doğru gelen adımları duyduğunda hızlıca ellerini çekip yağan yağmurun arasından kendisine doğru gelen Vera'ya baktı. Nefes nefese dibine kadar gelip korkuyla yere çöküşünü izlerken üzerindeki tişört ıslanmaya başlamıştı. İnce ellerini adamın yanaklarına koyup korku dolu gözlerle bir şey olup olmadığını kontrol etti.

Cihangir ise sadece genç kıza baktı. Yağan yağmurun damlaları kirpiklerinden, yüzünün her bir zerresinden akarken kısık bakışlara genç kıza bakıp kendisine dokunuşunu hissetti sadece.

"Ne oldu? Korkutma beni ne olur." Cihangir titreyen dudağını umursamadan uzandı ve genç kızı kendine doğru çekti. Yağmur üstlerini tamamen ıslatıp ikisinin arasından kayıp giderken Cihangir titrek bir sesle konuştu.

"Bir şey oldu sandım.. yoktun sen Vera." Vera adamın neden korktuğunu anladığında dudaklarının aralanmasına engel olmadı ve kollarını sıkıca adamın boynuna dolarken onu kendine çekip sakinleştirmek istercesine mırıldandı.

"Özür dilerim, sana haber verecektim ama telefonumu bulamadım. Bir yerde düşürmüş olmalıyım. Sen gelene kadar dönerim sandım." Genç kızın dedikleriyle rahat bir nefes verip kaslı kollarını genç kızın ince beline daha sıkı sardı ve kafasını genç kızın boynuna gömüp gözlerini kapatarak bekledi. Yağmur yağmaya devam etti. Cihangir'in sayamayacağı kadar uzun süre bu şekilde kaldılar. Vera parmaklarını adamın ıslak saçlarından geçirip dudaklarını bastırdı saçlarına ve hissettiği korkuyu tahmin ederek fısıldadı.

"Çok özür dilerim." Cihangir derin bir nefes verip bedenini geri çekti ve tutkunu olduģu yüze bakıp kafasını iki yana salladı.

"Sorun değil. İçeri girelim hadi." Ayağa kalkıp genç kızın elinden tutarak onu kaldırdığında bakışları üzerinde dolaştı. Halâ iyi olup olmadığından emin olmak istercesine kontrol ediyordu. Genç kızın ıslak bedenini kendine doğru çekerken sorgulayıcı bir şekilde konuştu.

"Neredeydin?" Adımları eve ilerlerken Vera adamı korkuttuğu için kendini suçlayarak suratını buruşturdu. Derin bir nefes verirken anlattı olanları.

"Zafer seninle konuşmaya gelmişti. Seni bekledik ama gelmeyince, bana anlattı anlatacaklarını. Sonra, birileriyle tanıştırdı beni. Genç kızların ölümüyle ilgili. Sanırım suçluyu biliyor Zafer." Eve girdiklerinde Cihangir kaşlarını çattı ve kapıyı kapatırken gergin bir şekilde konuştu.

"Zafer'le miydin sen?" Vera adamın sinirleneceğini bildiği için ondan biraz uzaklaşıp ellerini havaya kaldırıp adamı sakinleştirmek adına ekledi.

"Kötü bir niyeti yok. Bugün tanıştığım kişilerle seni de tanıştıracak onları dinlemen gerek." Cihangir ıslak saçlarından ellerini geçirip saçlarını geriye atarken genç kızın yüzündeki ifadeden korkacağı bir şey olmadığını net bir şekilde anlayıp derin bir nefes verdi ve rastgele konuştu.

TANIK (DURAKLATILDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin