İyi Okumalar!
Bölüm Şarkısı; Halsey-The Tradition
Bölüm Yirmi Sekiz; 'Görev'
"Sence yaşayacak mı?" Genç kız kalçasını arabanın arkasına yaslamış Cihangir'in arabadan çıkartıp omuzlarına bıraktığı cekede sıkıca sarınmıştı. Kalabalık, polisler ve ambulans gelene kadar dağılmış hava kararmıştı çoktan. Genç kız bir süre Cihangir'in polislerle konuşmasını uzaktan izlemişti. Daha sonra gözleri ilk yardım yapılan ve artık ne kadar kurtulma ihtimali olduğunu bilmediği genç kızda gezinmişti.
Şimdi ise Cihangir polislere bildiklerini söyleyip yanına geldiğinde genç kızın ambulansa bindirilip gidişini izliyordu. Yüzlerine vuran kırmızı mavi ışık kendilerinden uzaklaşırken ortamda sessizliğe bürünmüştü. Vera gözlerini ayaklarına çevirmişti. Kalabalık dağılırken kendisine çarpan bir omuz yüzünden bedeni sendelemiş ve sandaletinin ucu kan göletine değmişti. Bir kaç parmak kadar yer olsa da genç kız dişlerini dudağına geçirip bu görüntüden kaçırdı bakışlarını. Bir insanın kanına değmişti. Bir kaç saat öncesine kadar eğlenmek için buraya gelen, gencecik bir kızın.. Yutkunamadığını hissettiğinde boğazındaki yumruyla kafasını eğdi genç kız. Ah, gözlerinin dolmasından nefret ediyordu. Her şeyden daha çok hemde.
Göz çukuruna dolup daha sonra eğik kafasından aşağıya damlayan damlayla birlikte elinin tersini yüzüne götürüp rastgele sildiğinde Cihangir derin bir nefes verip genç kızın beline ellerini yaslayıp onu kendine çekti. Genç kız alnının adamın sert ılık göğsüne değmesiyle gözlerini kapatıp bu anın verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldı.
Uzun süredir titreyen parmaklarını adamın tişörtüne geçirip tutunduğunda Cihangir çenesini genç kızın saç diplerine geçirip onu kollarının arasına alırken fısıldadı.
"Özür dilerim." Vera kapattığı gözlerini aralayıp sızlayan burnunu çekti. Alnını adamın göğsünden ayırıp bedenini hafifçe geriye çektiğinde adamın suçluluk dolu bakışlarıyla karşılaşınca kaşlarını çatarak titreyen sesiyle konuştu.
"Neden özür diliyorsun?" Cihangir suratını buruşturup ellerinden birini genç kızın ıslak yanağına çıkardı. Bakışları ay ışığının vurduğu loş ışıkla parlayan yanağındaki çizgiye giderken iç çekti. Bu görüntü canını yakıyordu. Genç kızı sadece mutluluktan ağlatmak isterdi. Baş parmağı nemli yanağında gezinirken gergin bir şekilde konuştu.
"Kötü şeylere şahit olmana engel olamıyorum. Seni kafanın dağılması için buraya getirdim. Olana bak." Vera adamın dedikleriyle istemsizce güldü ve elini kaldırıp adamın yanağına yasladığı elinin üzerine koyarken ortamı yumuşatmak adına konuştu.
"Bazen bir bela mıknatısı olduğumu unutuyorsun sanırım." Cihangir dudağının bir kenarını kıvırıp genç kızın ıslak gözlerine rağmen dudaklarında dolaşan gülümsemeye baktı. İzlemekten asla sıkılmayacağı tek manzaraydı. Uzanıp dudaklarını genç kızın alnına bastırdığında Vera gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
Genç kızın kulaklarına dolan mırıltı bulundukları durumdan bile sıyrılmasını sağlayacak kadar güzeldi.
"Yanımdayken korkmana gerek olmadığını biliyorsun değil mi? Seni her şeyden korurum." Dudaklarının kıvrılmasına engel olamazken kafasını sallayıp fısıldadı.
"Biliyorum sadece.." Bir anlığına duraksadığında Cihangir dudaklarını geri çekip yüzünü görebilmek için geriye çekildi.
Gözlerindeki tedirgin ifadeyi gördüğünde nedenini anlamak için genç kızın konuşmasını bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK (DURAKLATILDI)
RomanceYolları kesişen iki insan. İntikam için birbirine güvenmek zorundalar. Birbirlerine yaslandıkça, bir daha birbirinden uzaklaşamayacaklar. Bu onların birbirine tutunup hayatta kalış hikayesi. Komiser Cihangir; iş arkadaşlarının intikamını almak içi...