Bölüm bir hafta gecikmeli geldi ama sonunda geldi, okullar açıldığı için ve online sistem olmasına rağmen üniversiteler çok yoğun olduğu için ara sıra böyle gecikmeler yaşayabilirim kusura bakmayın. Yine de içime sinmeyen bir bölüm atmak istemiyorum. Beklemenizi tercih ederim, zaman bulamadığım için baştan savma bir şeyler yazmayı sevmiyorum. Neyse çok konuştum bugün medya da yok diğer bölüm telafisi olur.
İyi okumalar!
Bölüm Şarkısı; Henry-It's you
Bölüm sekiz; 'Bencil'
Cihangir elindeki dosyalardan birini daha arka koltuğa atıp sinirle homurdandı.
"Yaptığı bütün boklar yok ama bize fazlasıyla yardımcı olacak şeyle var. Bir an önce eve geçip iyice kontrol edelim." Tilki arabayı sürerken göz ucuyla Cihangir'e bakıp yavaşça kafa salladı. Daha sonra direksiyondaki ellerinden birini açık cama yaslayıp Cihangir'e bakmadan mırıldandı.
"Oradan kaldırdığımız korumaları karakola gönderdim, haklarında tutanak tutulup muhtemelen serbest bırakılırlar. Dosyalarda bir şey çıkarsa içeriye tıkabiliriz." Cihangir ellerini ağrıyan şakaklarına götürürken uykulu bir şekilde mırıldandı.
"Tıkarız rahat ol." Kafasını arkaya yasayıp gözlerini kapattığında Tilki boğazını temizleyip direksiyonu iki eliyle kavradı ve tedirgin bir sesle konuştu.
"Abi, haddim değil ama bir şey sormak istiyorum." Cihangir gözlerini yarım bir şekilde aralayıp kafasını yana eğerek Tilki'ye baktı bir süre. Daha sonra iç çekerek konuştu. "Sor."
"Vera konusunda emin misin?" Duyduğu soruyla kaşlarını çatıp daha sonra tek kaşını havalandırarak cevapladı adamı. "Neyden emin miyim?"
"Abi işte yani bulunduğumuz durum belli, aranızda bir şey olduğu da belli. Emin misin yani?" Cihangir bakışlarını Tilki'nin üzerinde gezdirip kuşkulu bir sesle mırıldandı.
"Vera'yla iş birliği mi yaptınız amına koyayım biriniz bitiyor biriniz başlıyor." Tilki adamın dediklerinden hiç bir şey anlamayarak suratına belirsiz bir ifadeyle baktı ve evin önüne arabayı park ederken konuştu. "Anlamadım abi." Cihangir kemerini söküp ellerini dağılmış saçlarından geçirip kapı koluna uzandı ve açmadan önce kendisini izleyen Tilki'ye dönüp ciddi bir ifadeyle konuştu.
"Ben hayatımda ilk defa ne istediğimden eminim kardeşim. Sikerim bulunduğumuz durumu. Hayatımı içinde bulunduğum duruma göre yola koymayacağım. Sen de eğer arkamda duracaksan, bir an önce Cevher'le Sidar'ın açığını bulmama yardım et." Tilki yıllardır tanıdığı adamın gözlerinde gördüğü ifadeyle duraksadı. Bu yeniydi, çok yeni. Cihangir'i uzun süredir tanıyor olsa da ilk defa gözlerinde kaybetme korkusu olduğunu görüyordu. Çünkü adamın kaybedecek bir şeyi olmadığını biliyordu. Kaybedecek her şeyi zaten kaybetmişti. Neredeyse bütün ailesini. Babası aynı mesleği yaparken hayatını kaybetmişti. Amcasının hatasıyla. Ve kardeşine olanlar, adam sırf bu yüzden annesini kendisinden çok uzağa göndermiş yıllardır iletişim bile kurmamıştı.
Şimdi ise, adamın gözlerinde korku görüyordu. Bu korkunun Vera'yı kaybetme korkusu olduğunu da o korkuya rağmen adamın parlayan gözlerinden anlıyordu. Yorgundu ama artık her şeyi sırtlamak için bir sebebi vardı.
Tilki derin bir nefes alıp kendine engel olamayarak güldü ve uzanıp elini Cihangir'in omuzuna yaslarken mırıldandı.
"Bir amaç bulmana sevindim Cihangir." Cihangir kendisine hep bir kardeş olsa da en çok arkadaş olduğu Tilki'nin desteğini aldığı için kendini daha rahat hissederek kafa salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK (DURAKLATILDI)
RomanceYolları kesişen iki insan. İntikam için birbirine güvenmek zorundalar. Birbirlerine yaslandıkça, bir daha birbirinden uzaklaşamayacaklar. Bu onların birbirine tutunup hayatta kalış hikayesi. Komiser Cihangir; iş arkadaşlarının intikamını almak içi...