- Hey safkan gel de yardım et, kalkamıyorum.
Draco usulca yerinden kalktı, genç kızı oturduğu koltukltan kaldırıp destek olarak yürümesine yardımcı oldu. Ağzını bıçak açmıyordu, heyecandan konuşamayacak durumdaydı. Kızın güzel kokusuna karışmış alkol kokusu baskın olsa da ciğerlerini bu kokuyla doldurdu. Keşke herşey daha kolay olsaydı. Hermione hala kıkırdarken Malfoy'un yakınlığından hoşlanmış gibi ona daha çok sokuldu. Draco bu hareket karşısında olduğu yerde kaskatı durdu. Bu kız akli dengesiyle oynuyordu. Zaten ona yakın durmak yeterince zorken; iyice sokulması, sanki kokusunu ezberlemek istermiş gibi derin derin nefesler alması Draco'nun baş edemeyeceği kadar zor şeylerdi. Kendi duygularını belli etmemek kolay değildi ama kızın yakınlığına karşılık vermemek felaket ötesi zordu. Hermione onun neden durduğunu anlamadığı için şaşkın gözlerle bakıyordu, bakışlarını genç adamın dudaklarına indirdi. Çok güzel dudakları vardı bunu biliyor muydu acaba?
- Dudakların çok güzel Draco
Genç adamın nefesi kesildi. Bunu aklına getirmemeye çalıştı. Ama zaten aklında olan bir şeyi, aklına getirmemeye çalışmak saçmalık ötesiydi. Bu kızı öpmek istiyordu, soluğu kesilene kadar kendini kızın dudaklarına hapsetmek istiyordu.
- Sence benim duddaklarım da güzel mi?
- Sarhoşsun Granger, bu konuşmayı eğer istersen sabah devam ettirelim.
- Sabah olmaz! Çünkü sabah beni kimse sevmiyor. Sen beni seviyor musun Draco ?
Draco bu soruya cevap vermek istemedı. Kızın sabah bunları hatırlayabileceği ihtimali onu korkutuyordu. Konuyu değiştirmek daha güvenliydi.
- Hadi yatağına gidelim, uyursan rahatlarsın.
- Gördün mü Malfoy sende beni sevmiyorsun. Bir tek o beni seviyor ama o da yüzünü göstermyor, oysa ne güzel olurdu beni seven birinin bana sarılması.
Draco yerinde sendeleyen kızı yatağına götürdü. Üstünü güzelce örterek beklemeye başladı. Kızın uykuya daldığından emin olmak istiyordu. Bu sarhoş haliyle çok savunmasız kalıyordu ve onun gibi biri için savunmasızlık bu binadayken kötüydü. Genç kız kendi kendine mırıldanarak uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordu. Draco yatağa biraz daha yaklaştı, onun ne dediğini duymak istiyordu.
- Keşke öwdgud
- Ne?
- Keşke öpsen
- Anlamadım
- Keşke beni öpsen dudakların öyle güzel ki
Genç adam bir ikilemle savaşıyordu. Asil yanı bunun haksızlık olduğunu söylüyordu. Kız şu an sarhoştu ne dediğini bilmiyordu. Aralarında ki bu öpücüğün ikisi tarafından da hatırlanır olmasını istiyordu. Serseri yanıysa o dudaklarda kaybolmak istiyordu. Genç kıza biraz daha yaklaşan Draco dudaklarını alnına bastırdı. Kızın dudaklarının boynuna değdiğini hissetti. Geri çekilirken Hermone'nın dudaklarından dökülenler hiç beklenmedikti.
- Teşekkürler Scorpius
Draco odasına giderken Hermione'yi düşünüyordu. Kim olduunu gerçekten anlamış mıydı? Yoksa içkinin etkisiyle karıştırıyor muydu? Sabah hepsini öğrenecekti, bir an hiç sabah olmamasını diledi. Herşey o kadar karışabilirdi ki, hermione'nin duygularından emin olmadan bunu göze alamazdı. Genç kız öğlene doğru kalktığında başına çekiçle vuruyorlarmış gibi hissediyordu. Akşama dair kesik kesik bir şeyler hatırlıyordu. Scorpius'u aramıştı ama cevap alamamıştı, içki içmişti, Draco Malfoy kendisini izliyordu, Draco Malfoy ona yardım etmişti, Draco Malfoy çok güzel kokuyordu, Draco Malfoy' un dudakları çok güzeldi. ..
Kahretsin yaptıkları gözünün önünden tek tek geçerken, genç adamın yüzüne nasıl bakacağını düşünüyordu. Rezil olmuştu ve Draco olayı birilerine anlattıysa daha çok rezil olacaktı. Kesin herkes onunla dalga geçecekti. Bir de Scorpius olayı vardı offffff. Eğer akşam olanları öğrendiyse kendini çok kötü hissediyordu kesin. Hermione üstünü değiştirmek için kalktığında ilk iş telefonunu eline aldı. Scorpius' a bir açıklama borçlu olduğunu düşünüyordu. Telefonu açtığında ekran da kendi fotoğrafıyla karşılaştı, ellerini başının altında birleştirmiş uyuyordu. Fotğrafı kendi çekmemişti, ne olduğunu anlamadan mesajlara girdi. Scorpius bir sürü mesaj atmıştı. Normal bir şekilde başlayan mesajlar gittikçe endişeli bir hal almıştı.
Scorpius: Günaydın Mionem
Scorpius:bugün hava inanılmaz güzel ve seni seviyorum
Scorpius: Hadi güzelim gel de yüzünü göreyim
Scorpius: Hermione iksir dersini kaçırdığına inanamıyorum
Scorpius: güzelim nerdesin?
Scorpius: Hadi ama bari görüldü yap
Scorpius: Hermione delireceğim gelsene artık
Scorpius: Eğer 15 dakika içinde ortaya çıkmazsan yatakhaneye geleceğim.
Scorpius: Son 5 dakika Mionem
Scorpius: Geliyorum güzelim umarım iyi bir açıklaman vardır. Çünkü orada yakalanırsam bu hiç ii olmayacak.
Bu mesajlardan sonra uyuyan Hermionenin fotoğrafını kendine göndermişti.
Scorpius: Çok güzel uyuyordun uyandırmaya kıyamadım. Güzel saçlarına bir öpücük bıraktım umarım kızmazsın. Endişelenmem karşılığında ödeşmemiz lazımdı değğilmi? Günaydın Mionem melekleri kıskandırdığın için kendinden utanmalısın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SLYTHERİN BULANIĞI
Roman d'amourBir safkan binasına muggle doğumlu biri katılırsa ne olur... Yarı texting bir hikayedir