13- ÇOCUK MUYUZ?

717 10 2
                                    

*Bölüm restore edilmiştir.

Bölüm şarkısı • Yaz şarkısı

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın :))

*İçeri girdiğimizde, annemleri görmemle affalladım... *

"Anne?" onların burada ne işi var? Ne zaman döndüler Kanada'dan? Annem, gelip bana sarıldı ve öptü.

"Ne zaman geldiniz?" annem, babama baktı. Babam,

"İki gün oldu." iki gündür buradalar ama kızlarına söylemek akıllarına gelmedi. Öyle mi!?

"Neden bana söylemediniz?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Bir kaç işimiz çıktı, canım." dedi annem.

Koltuklara herkes yerleşince, Sibel teyze,

"Ben, kahve yaptırayım. Sen de benimle gelir misin?" dedi kocasını dürterek. Arkalarından Oğulcan'da çıktı. Çıktıkları gibi,

"Nasıl bana söylemezsiniz!? Ben, sizin kızınız değil miyim ya!?" Annem,

"Çok yoğundu işlerimiz tatlım." ofladım ve arkama yaslandım. Babam,

"Kızım, artık işlerimiz yoğunluktan çıktı. Şirketler.batma durumuna geldi..." nasıl ya!?

"Ne!?" diye ağzımdan küçük bir çığlık çıktı. Annem dizime elini koydu ve karşımızda oturan babama döndü.

"Ama durumu idare etmeye çalışıyoruz, değil mi Fadil?" kafasını salladı babam. Nasıl böyle bir şey olabilir!? Bizim bir sürü şirketlerimiz otellerimiz, restorantlarımız yok mu ya?

"Sadece şirketler mi?" kafasını, yana doğru salladı.

"Şirketlerin zararını kapatmak için tüm küçük dükkanları, başkalarına sattık. Kanada'daki tüm lokantaları da. Bir çete içeriden zarara sürüklemiş. Sessiz sedasız batma durumuna geldik." gözlerim dolmaya başladı. Dedemlerin tüm emekleri, göz göre göre duman oluyor. Annem,

"Ama sen bizi kurtarabilirsin." Ne alaka ya, ben.

"Derken?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Babam,

"Sibel teyzenin kocası, Ersin biliyorsun ki rakip holdingin sahibi. Ama, bize yardım edebileceğini söyledi." bu konuşma nereye gidiyor!?

"Kısa kes baba!"

"Eğer oğlu ile iki yıl içinde evlenirsen, şirketler ve holdingler birleşecek." bir dakika... Oğulcan'ı kastetmiyordur... Değil mi?

"Baba saçmalamayın. Hem neden ben? Neden Gupse değil? Onun anne ve babası da aynı işle ve aynı hisselere falan sahip değil mi?"

"Hayır. Bizim uğraştığımız şirketler ve onların uğraştıkları farklı. Zaten eğer batarsak, dedenlerin gözünde de düşeriz. Bir daha bize güvenemezler." ayağa kalktım hızla.

"İstemiyorum! Ben daha 17 yaşındaydım! Okula başlayacağım, 5 gün içinde. Ne diyorsunuz siz!?" annem kolumdan tutup koltuğa geri çekti.

"Sessiz ol Kumsal! Burası bizim evimiz değil sesini alçalt." elim ayağım titriyordu.

"Siz kendi evinizde bunu bana söyleseydiniz sesimi alçaltırdım. Bir kere, Oğulcan benden nefret ediyor."

"Nereden çıkardın tatlım bunu? Oğulcan seninle isteyerek evlenmiyor zaten. Babası onu zorluyor. Böylece, o da şirketin başına geçebilecek." dedi annem. Oğulcan, daha 19 yaşındaydı. Ben 17. Biz daha çocuktuk, çocuk! Babam,

Ağır Yaramaz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin