14- NİŞANIMIZA DAVETLİSİNİZ

687 10 6
                                    

*Bölüm restore edilmiştir.

Bölüm şarkısı•Buray - Sahiden

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın ballarım

*Çırpınınca, nazik bir şekilde beni bırakıp, yüzmeye başladı.*

Sırt üstü suyun üzerinde durduğunda, ona yaklaşıp yanında, aynı onun gibi durmaya çalıştım. Beceremeyince, gülmeye başladı. Bu çocuk gülünce, hem sinir oluyorum hem de gülesim geliyor.

"Neye güldün?" belki susar diye yönelttiğim soruya,

"Karıma." Ne dedi o!?

"Hoşt, köpek!" dedim ve kafasını tutup, dibe ittim. Dengesini kaybedip çırpınırken, omuzlarına oturdum.

"Bir daha de bakayım, sıkıyorsa!"

"Bence çok konuşma..." dedi, nefes nefese.

"Sonuçta omzumda oturan sensin ve seni atabilirim." dedi, denizde dik durmaya çalışıp. Saçlarından tutup çektim.

"Hey! Saçlarıma dokunma. Onlar, benim her şeyim."

"Şimdi, kim konuşmayacakmış bakalım?" dediğim gibi, beni denize attı. Genizimde hissettiğim yanıklar, denizin yüzeyine çıktım. Ayaklarımın uçları, denizin dibine değmiyordu bile. Bayağı

açılmıştık. Pişkin pişkin gülüyordu Oğulcan. Göğsüne, iki elimle vurup,

"Canım acıdı salak!"

"Ne dedin sen, duyamadım?" üstüme doğru yüzmeye başladı. Artık aramızda, bir karış vardı yoktu. Daha sessiz bir şekilde,

"Canım acıdı." dedim. Sonuçta denizdeyiz ve ben boğulmaktan çok korkuyorum.

"İyi." dedi ve belimden kavrayıp kendine çekti. Geri çekilmek istesemde, yaklaşmasına izin verdim. Önüme gelen ıslak saçlarımı kulağımın arkasına doğru itti. Biraz gözlerime baktıktan sonra,

"Kumsal Arsen, benimle evlenir misin?" sorduğu soruyla affalladım. Ama bunu sorması da hoşuma gitmedi değil. Sonuçta, kuru kuru nişan yapmayacağız. Cevabımı beklemedi ve cebinden küçük siyah bir kutu çıkardı. Yok artık... Ne zarif... Ay bayılacağım... Soran gözlerle gözlerimin içine baktı. Tekrar ve daha sessiz,

"Kumsal Arsen, benimle bir ömür boyu, mutlu olmaya var mısın?" bir ömür mü? Ciddi mi o? Biz batmaktan kurtulduktan sonra boşanırız sanıyordum. Ama öyle değilmiş, şu an bana bakan mavi gözler sayesinde anladım. Anı bozmak istemiyorum.

"Evet, Oğulcan Şahenk, sanırım, seninle birömrümü geçirebilirim." cevabımla kutudaki yüzüğü çıkarıp, parmağıma yavaşça taktı. Gözlerimin en derinine bakıyordu. Ya da ben onun gözlerinin en derinine bakmaya çalışıyorum. Birden sırıttı. Ben ne olduğunu anlamadan beni belimden tutup, omzuna attı. Çekici sırtıyla, bakışıyordum resmen.

"Bırak beni! Düşeceğim!" kıyıya doğru yürüyordu. Evet yürüyordu... Denizde yürüye yürüye çıktı kıyıya.

"Biraz önceki ortamdan sonra yaptığın şey, insanlık mı?" diye çırpındım. Artık kumsala gelince indirdi beni.

"Ağlama, hadi giyin gidiyoruz." Okan'ın yanına gitmeliydim. Annesi, bana birkaç saat önce Okan'a uğramamı, telefonlarına bakmadığını söylemişti çünkü.

"Beni bir arkadaşıma götürür müsün? Galiba, buraya çok uzak değil." gülerek tişörtünü üzerine giydi.

"Bakıyorum, alıştın motora binmeye." gözlerimi devirdim, tabii bu onun daha hınzır bir şekilde gülmesine neden oldu. Pantolonumu üzerime çekmeye çalışırken, vücudumla fazla göz teması kuruyordu.

Ağır Yaramaz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin