Bölüm 7 EMANET

247 13 2
                                    

Evet biliyorum bu bölümü biraz geciktirdim. Okul,sınavlar sağolsun aksattım. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Ben yazarken tüylerim diken diken oldu ve gözyaşlarımı yüzüme misafir ettim :) Size de umarım hissettirebilirim. Aslında hikaye bundan sonra başlıyor. Gerçekler,hayaller,Eylülün tanıdığı Kerem ve Bilinmez Kerem . Bakalım diğer bölümler ne gösterecek. Okuduğunuz zaman bir  yorum ya da beğeni butonuna basarsanız çok  sevinirim. Eleştiri ve görüşlerinizi bekliyorum.                                                              

Ne çabuk geçmişti bu iki hafta. Otobüste kafamı cama koymamla 2 haftanın gözlerimin önüne misafir olması geç olmamıştı. O geceyi hiç hatırlamak istemesem de  yaşanmıştı. Ondan önemlisi de o sabahtı. Güne  adam akıllı başlayamadan  haberi almıştım. O sabah uyanmak istemesem de  teyzemin saçlarımı okşamasıyla uyanmıştım.

"Günaydın  Serap Sultan. "

"Günaydın kuzu. Hadi kalk aşağıda konuşacaklarımız var." demiş ve kapıya yönelmişti. Yataktan hemen çıkıp elimi yüzümü yıkamıştım. Aklımdan acaba dün geceyi mi öğrendi ? Off Allahım. diye geçirmiş koşarak salona inmiştim.

Teyzemin yüzü solmuştu. Bana anlatacakları vardı ama sanki kelimeler düğüm düğüm olmuştu boğazında ve gözlerine yaşlar birikmişti.

"Teyze ne oldu ?"

"Gel otur. Bak Eylül heyecan yapmak yok . Söz ver "

"Tamam teyze. Korkutma insanı."

"Baban .."demişti

O anda kafamdan kaynar sular boşalmıştı. Ne olmuştu  babama?

"Teyze ne oldu babama ?"

"Küçük bir kalp krizi.   Ayvalığ'a  gitmen gerek." demişti

Ne diyordu bu teyzem. Kalp krizi mi? Ne zaman, neden nasıl ? Bunları düşünürken bir yandan koltuğa yorgun bedenimi bırakmış içli içli ağlıyordum.

"Eylül bak yapma. Git aklın kalmasın. Ben bavulunu hazırlarım. Sen de giyin."

"Nasıl olmuş? Ne zaman? "

"Dün gece olmuş. Annenle tartışmışlar. "demişti.

Kesin benim yüzümden. Ah Eylül ne vardı Ayvalıkta kalsaydın ne vardı?

Biranda koltuktan kalkıp odama yönelmiştim. Telefonumu yatağın içinden bulup annemi aramak için düğmeye basmıştım. Telefon çaldıkça yüreğim hopluyordu.

"Eylül" demişti annem bitkin ve kısık bir sesle.

"Anne ne oldu " demiştim ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Baban iyi değil Eylül gel " demişti hıçkırıklara boğulmadan önce.

" Tamam anne geliyorum ." demiştim annemin gözyaşlarına inat gözyaşlarımı dimdik tutarak

Telefonu kapatmam ile bavuluma birkaç parça kıyafet tıkmam bir olmuştu. Teyzem halletmişti biletimi. Yarım saat vardı kalkmasına otobüsün. Teyzem bir şeyler yemem için zorlasa da midemi bırakın vücudum dahi kabul etmiyordu. Üzerime eşofmanlarımı geçirmiş saçlarımı at kuyruğu yapmıştım. O sıra da teyzem seslenmişti.

"Hadi taksi geldi Eylül"

" Tamam teyze geliyorum "demiştim. Odama nedense geri dönmeyecekmişim gibi son defa bakıyordum. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Hemen aşağıya inip ayaklarımı giyip teyzemin yanaklarına öpücükleri kondurmuştum.

"Ben de geleceğim arkandan . Buraları halledip. Merak etme sen." Demişti sıkı sıkı sarılıp. Kafamı tamam dercesine sallamıştım.Kapıdan çıkıp taksiye binmem bir olmuştu. Gidiyordum işte geldiğim gibi. İlk gün gelmişti aklıma .Merhaba demiştim o anda her şeye. İlk heyecanıma ,aşkıma merhaba demiştim. Ve şimdi ilk defa kabul ediyordum ,ilk defa kabul ediyordu EYLÜL KARACA KEREM ÇETİNE aşık olduğunu.Bunları düşünürken içim de son ses "sızı" parçası tekrar çalmaya başlamıştı. İçimden kısa bir maceraydı ama güzeldi be Eylül demiştim. O sıra da taksicinin " Geldik abla." Demesiyle irkilmiştim. Parayı ödeyip bavulumu  alıp hızlı adımlarla otobüse yetişmiştim. Her zaman ki gibi cam kenarına oturmuştum. O anda babamla yaptığım yolculuklar gelmişti aklıma. Beni araba tutuyor diye hep cam kenarından alırdı yerimi. Bir de koyu muhabbetlerle çekilmez yolu çekilir yapardı. Aslında babam göründüğü gibi bir adam değildi. Mesleği onu bu kalıba sokuyordu. Ne özlemiştim babamı . Hep benim yüzümden olmuştu bunlar. Ona bir şey olursa ne yapardım? Ne yapardık? Bunları düşünürken uyuya kalmıştım.

GECENİN HÜZNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin