Bölüm 6 HAYALİ GERÇEK

201 12 0
                                    

Allahım bu da neydi şimdi? Aklım amansızca oyun oynuyordu. Delirmiş olma ihtimalim ne? Hayır hayır demin ki olan olay sadece bir hayal miydi? diye düşünürken yağmurdan sucuk gibi olduğumu fark etmiştim. Ve ortada KEREM yoktu. Galiba delirdim diye düşünürken ağacın arkasından birinin geldiğini fark etmem çok geç olmamıştı.

"Tolga. Ne işin var senin burada" demiştim şaşkınlığımı dibine kadar yaşayarak

"Ya buradan geçiyordum . Seni gördüm .Çok ıslanmışsın Eylül üşüteceksin." deyip ceketini çıkarmaya yeltenmişti ki istemiyorum anlamında elimi sallamıştım. Konuşamıyordum. Banka yanıma oturdu Tolga.

"Ne oldu Eylül anlat ?" demişti. Hayır Tolgayla kantine bile inmemişken şimdi burada bu sohbete girmem çok saçmaydı. Anlayacaktım ilerde.

"Bir şey olmadı Tolga. Hem sen baya ıslandın istersen eve git. Ben de gidiyorum eve. "

"Ben seni bırakırım."

"Hiç gerek yok sağol .Yarın okulda görüşürüz." demiştim . Tam giderken cep telefon numaramı istemiş eve gidip gitmediğimi kontrol edeceğini söylemişti. Tolgayla ayrıldıktan sonra hızlı adımlarla eve ilerlemeye başlamıştım. Demin kendimden bile utanmıştım. Nasıl bu kadar hayali bir gerçek yaşardım. Bana neler oluyordu. Hep onun yüzündendi. Eve gelmiştim sonunda. Teyzem kapıyı açtığında çığlığı basmıştı.

"AAAAA Eylül bu ne hal ?"

"Aman teyze abartma alt tarafı ıslandım" demiştim umursamayarak.

"Hemen çık odana ılık bir duş al."

"Tamam sen de bir çay koy.Geliyorum." demiş ve odama çıkmıştım. Suyu açmamla yaşlara boğulmam bir olmuştu. Ellerimi dudaklarıma götürmüştüm Allahım içim yanıyordu ve ortada yandığım kişi yoktu. Teyzem seslenene kadar duşun altından çıkmamıştım. Çıktığımda üzerime en kalın giysilerimi giyip saçlarımı örmüştüm. Tam o anda telefonum yanıp sönmeye başlamıştı. Mesaj Tolgadandı.

"Gittiniz mi Eylül Hanım?" demişti Bu da neydi? Sınıfta çok muhabbete girmediğim Tolga merak ediyordu. Aman Eylül iyice paronaya oldun arkadaşını her insan merak eder.

"Geldim Tolga Bey . Ya siz gittiniz mi?

"Evet geldim eve . Ya aslında oradan geçmiyordum. Tuğçeden ev adresini zor aldım . Kitaplar hakkında danışacaklarım vardı belki bir kahve içeriz diye düşünmüştüm."

"Ya keşke mesaj atsaydın gerek kalmazdı yorulmana . Yarın konuşuruz ."

"Tamam peki şöyle yapsak okula gitmeden bir kahve içsek." demişti.

Üzgünüm Tolga ama hiç kahve içecek halim yok demiştim içimden.

"Başka zaman yapsak kahveyi?"

"Sözünü alırsam zaman fark etmez "

"Tamam bakarız." demiştim. Konuşmayı burada bırakarak teyzemin yanına inmiştim.

"Ah be deli kız sucuk gibi olmuşsun ya hasta olursan? Annene ben hesap veririm o zaman"

"Yok Serap Sultan bir şey olmaz. " demiş hızlıca çayımı içerek uyumak için odama çıkmıştım.

Kulaklığımı takıp yüreğimin sesine meydan okumuştum. O gözler ,o dudaklar allahım alev alev yanan yüreğimi gözyaşlarım yetmiyor söndürmeye ne olur yardım et demiştim burnumu çekerken. Yarın erken kalkacaktım . Uykuya teslim bedenim Kereme teslim yüreğim iyi geceler dedim geceye.

Kalkmamla üzerimi giyinip çıkmam bir olmuştu. Yoksa derse geç kalacaktım. Tam otobüse yetişim derken takılıp düşmüştüm. Kahretsin ikinci rezilliğime merhaba. Düştüğüm yerden kalkarken biri önümde durmuş elinde yere saçılmış kitaplarım benim kalkmamı bekliyordu. Kafamı kaldırmamla Keremi ve o zeytin gözlerini görmem bir olmuştu.

GECENİN HÜZNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin