Zaman su gibi akıyor derler. Ne kadar da doğru bir deyim. Zaman hızla akıp geçmiş omeganın da alfanın da heyecanla beklediği gün gelmişti.
Büyükannesi o gün de dahil olmak üzere yemeklerini odasında yemiş, Jimin'in tüm görüşme isteklerini reddetmişti. Jiwoo'nun söylediğine göre onayı olmadan takdim edildiği için kızgındı. Neden kendi canı isteyene kadar Jimin'i yok sayacağını bile bile her gün yardımcısından onunla görüşmek istediğini haber etmesini istediğini bilmiyordu. Aslında aksi hiç olmamış, Jimin asla işleri olduğu halde bırakmamıştı. Her zaman çabalaması gerektiği düşüncesindeydi.
O gün Jimin, Youngil'in yardımcısına kendisiyle görüşmek istediğini değil öğleden sonra Jungkook'la birlikte olacağını haber etmesi için görüşmüştü. Eskiden olduğunun aksine artık uğraşmak istemiyordu. Ona yaranmaya çalışmak, az da olsa ilgi görmek için çabalamak yoruyordu artık omegayı.
Odasının kapısını açar açmaz çalan telefonuna baktı. Arayanın Yoongi olduğunu görünce büyük bir sevinçle cevap verdi fakat karşıdan gelen tepki farklıydı.
"Jimin lütfen benim yüzümden o alfayı kabul ettiğini söyleme bana!" diye bağırarak girmişti konuşmaya kuzeni.
"Ah... Demek öğrendin."
"Dün gece sabahı zor ettim! Düğün töreninden sonraki gün yemek yemek için Kim ailesine ait büyük konakta toplanıldı ve Kim Omega senin takdimini, Jeon Jungkook ile vakıftan ayrıldığınızı söyledi." Sesi kızgından çok sorar gibiydi.
"Onun kadar elit birinin dedikodu etmesi hoş değil ve Jungkook ile kimsenin zoruyla görüşmüyorum." diye cevap verdi kuzenine.
"Ona karşı bir şeyler hissettiğini-"
"Hayır bir şeyler hissettiğim falan yok. Ve evet büyükannemin ayarladığı bir görüşme ama gerçekten Yoongi denemek istedim."
"Jimin seninle görüşmeliyim. Böyle telefonda olmuyor."
"Bir saate kadar Jungkook ile ikinci görüşmemizi yapacağız. Görüşme sonrası eğer çıkabilirsen..."
"Çıkarım!" Diye atıldı büyük olan. "Burada hapis değilim. Artık herkes babamın beni takip ettirip kaçırtmak istemediğine emin."
"Saçmalama dayım bunu asla yapmaz."
"Hah sen onu Hoseok'un babasının ofisini basıp tehdit ettiğinde söyleyebilir miydin peki?"
"Bunu gerçekten yaptı mı?" deyip kıkırdadı.
"Jimin yüz yüze konuşacak öyle çok şey var ki."
"Tamam bugün görüşelim."
"Seni seviyorum.
"Ben de seni Yoonie"
Arama sonlanır sonlanmaz Jiwoo'nun ve kendisinin Yoongi'ye doğum günü için aldıkları ama nasıl vereceklerine dair bir fikirleri olmadığı hediye paketlerini aldı. Bunları bir şekilde evden çıkarmalı ve yanında götürmeliydi. Derin bir nefes alıp üzerini giyinmeye başladı. Sade ve geleneksel bir hanbok giymeye karar vermişti. İnsan yönlerine nazaran daha özeldi kurtlarının tanışması ve bunun özel bir kıyafetle olmasını istiyordu. Umuyordu ki Jungkook da onun gibi düşünüyordu.
Bir saatin sonunda tamamen hazırdı. Küpelerini, bilekliklerini ve kolyelerini çıkarmıştı. Hafif, ten rengine uygun ama soluk göstermeyecek türde makyaj yapmayı severdi ama bu sefer dudak nemlendiricisiyle yetinmeyi tercih etti.
Kıyafetine çok uygun değildi Guccinin siyah deri sırt çantası ancak hediye paketlerini ve iki parça kıyafeti bir şekilde yanına alması gerekiyordu. Yoongi ile bir kafede üzerinde geleneksel kıyafetlerle oturmaya hiç niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHAMET [ABO]
Fanfiction'Yüce Luna! Lütfen merhamet et...' Klanın genç lideri Jeon Jungkook kandırılmıştı. Madem anlaşma bozulmuştu o zaman işler onun istediği gibi olacaktı! Verilen sözler Jimin adındaki bu omega için geçerli değildi. Omegaverse Omega → Jimin, Yoongi, Ji...