"Son dönemlerde klansızlar fazla aktif." diyerek heyet toplantısına başladı Ma DongSeok. Yüce heyetin Asya kıtası sorumlusunun söylediği bu kısacık cümle herkesin gerilmesine neden olmuştu. Heyet üyeleri birbirlerine kısa bakışlar atıp ara ara kaçamak bakışlarını Min Taegu ve Jeon Jungil'de gezdiriyorlardı.
Taegu neden heyet toplantısında olduğunu anlamıştı. Ülkelerinin eski heyet üyesi, şimdiki Asya kıtası başkanı DongSeok Taegu'dan çok Jungil'e bakıyordu. Konuşmasını bizzat ona bakarak devam ettirdi.
"Bu konuda yüreklendirilmemesi gereken kişiler var. Bu durum en kısa zamanda çözüme ulaştırılmalı."
Jungil başını belli belirsiz aşağı yukarı hareket ettirip anladığını belirtti.
"Bizde herhangi bir hareketlilik yok. Klansızları bastırma konusunda en başarılı ülke de biziz ve eğer Kore yardım isterse her zaman hazırız." diye fikrini belirtti söz hakkı alan Japonya.
"Bizim için de aynısı söz konusu." diyen Hong Kong'u benzer sözlerle Rusya izledi.
"Gerekli olduğu durumda sizlerle iletişime geçilecektir beyler." diyerek tekrar Jungil'e baktı başkan.
Sonrasında toplantı kıta içi ticaretle devam etti. Diğer kıtalardan gelen siyasi, toplumsal ve ticari resmi haberler bildirildi.
"Ne demek istedi?" diye sordu Taegu toplantı sonrası otel lobisinde.
"Geçenlerde bir klansız Jungkook'u rahatsız etmiş. Bunun dışında bizim bölgenin birkaç yerinde olay çıkaranlar da olmuş." dedi elindeki içkiden büyükçe bir yudum alıp.
"İyi ama bu durumda benim de zan altında olmam gerekmez mi? Tek muhatabı senmişsin gibi konuştu. Jungkook'un eşleşeceği kişi benim yeğenim."
"Şimdilik sana, sizin bölgenizdekilere sorun çıkarıldığına dair bir duyum ulaşmadı, değil mi?"
"Evet, şu ana kadar kimseden klansızlarla ilgili bir şikayet gelmedi. Ve biliyorsun ki hemen güney sınırımızda iki klansız mahallesi var."
"Bu iş canımı sıkıyor." deyip kalktı. Kalkan adamın arkasından bakan Taegu bile doğru yapıp yapmadıklarını düşünmeye başlamıştı o an.
Eve gittiğinde ne yapacağını bilmez halde çalışma masasına çöktü. Evlilik haberi klanlar arasında yayılmıştı. Jimin'in takdim edildiği gün Jungkook'un yaptığı hareket sonrası herkes kısa zamanda olması planlanan düğüne odaklanmıştı. Yarı da olsa bir klansızla eşleşecekti baş alfa ve bu dedikodu kazanını kaynatıyor, kapatmak için çok uğraştıkları geçmişi tekrar akla getiriyordu.
"Seninle konuşmamız gerek." diyerek içeri girdi Jiwoo. Başıyla onaylayıp oturmasını işaret etti.
"Dinliyorum."
"Konu Jimin." deyip derin bir nefes aldı. Jungkookla olan randevusunda yaşadıklarını anlattı.
"Ne yani annem mi?"
"Üzgünüm ama aklıma başka bir şey gelmiyor."
"Annem Jimin'e karşı hep biraz sert oldu bunu kabul ediyorum ama küçük bir çocuğun ölmesine yol açacak kadar kalpsiz değildir!" deyip kalktı.
Arabasına bindiğinde neden herşeyin bu kadar üstüste geldiğini düşünüyordu. Bunlar eşleşmeyi iptal etmeleri için bir işaret miydi yoksa her şeyin daha iyi hale gelmesinden önceki durulmaz için zaman kollayan fırtına mıydı bilmiyordu. Tek bildiği hiç bir zaman soru işaretleriyle yaşayan biri olmamıştı.
Büyük konağa geldiğinde çalışanlara annesiyle konuşacağını ve rahatsız edilmek istemediğini söyledi. Öyle sinirliydi ki arka bahçedeki çardakta olduğu söylenen annesinin yanına giderken bir süre oyalandı ve bahçede ileri geri birkaç tur attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHAMET [ABO]
Fanfiction'Yüce Luna! Lütfen merhamet et...' Klanın genç lideri Jeon Jungkook kandırılmıştı. Madem anlaşma bozulmuştu o zaman işler onun istediği gibi olacaktı! Verilen sözler Jimin adındaki bu omega için geçerli değildi. Omegaverse Omega → Jimin, Yoongi, Ji...