MERHAMET [ABO]

8. KAYBEDECEKSİN

Az önce kokularının iç içe geçip bir olduğu geniş çadırdaki havayı içlerine çektiler bir kez daha.

"Hazırlanmalıyız." dedi Jungkook yavaşça daha da içeri adımlayıp.

Üzerindeki siyah beyaz ekose gömleğin düğmelerini çözmeye başladı. Gömlek geniş omuzlarını açıkta bırakınca sıyırıp yatağın yanındaki sandalyeye astı. Bu sırada onun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışan omeganın bakışlarıyla karşılaşınca şaşkın bakışlara gülmeden edemedi.

"Dönüşeceğiz bunun için üzerindekileri çıkarıp sıvıyı içmelisin." dedi.

Jimin, henüz alışamadığı alfanın, yanında rahatlıkla soyunmasını izledi bir süre. Titreyen parmakları üzerindeki ince, siyah trikonun eteklerini tuttu ve bir nefeste çıkarıverdi. Jungkook'la ilk randevusundan sonra vücut çalışma ile ilgili düşünceyi hayata geçirmediği için minik bir pişmanlık gelip geçti içinden. Biliyordu ki ne kadar çalışırsa çalışsın o kadar iri kasları olmayacaktı sonuçta bir alfa ve omeganın vücut gelişimleri birbirinden farklıydı ancak yine de onun karşısında sözcüğün tam anlamıyla cılız görünmektense az da olsa kaslı ve etkileyici durmak isterdi. (bu kısmı çarpılma korkusuyla yazdım. ㅠㅠ üzgünüm Jimin'in adonis kemeri ve vücudundaki bilimum seksi kaslar beni affedin ㅠㅠ)

Jimin düşünceli ve ağır hareketlerle çıkardığı kazağı katlarken tamamen soyunmuş olan alfa onun düşüncelerine tam tersi bakışlarla onu izliyordu. İnce belini iki eliyle kavrayıp kavrayamayacağını düşünüyor, koyu pembe meme uçlarının ne kadar hassas olduğunu diliyle keşfetmeyi arzuluyordu. Ve tabii indirdiği pantolonun altından dokunulası, avuçlarını tam dolduran yuvarlaklığıyla ona merhaba diyen poposunun sıkı mı yoksa yumuşak mı olduğunu dokunarak gerçek anlamda keşfetmek istiyordu.

Alfanın odadaki kokusunun değişimiyle dalıp gittiği düşünceler içinde otomatik olarak soyunmaya başladığını hatta neredeyse dizlerine gelen çamaşırı düşünülürse çıplak olduğunu fark eden omega kızarmış yüzü ve panik dolu haliyle alfaya baktı. Kısık gözlerinin aşağıya kayarak irileşmesine neden olan şey alfanın kendisini belli etmek için bütün haşmetiyle sertleşen erkekliğiydi ki aceleyle bakışlarını önce koyulaşmış irislere ardından odadaki herhangi bir yere çevirdi ve tüm bu sırada elleri dizlerine kadar inmiş iç çamaşırındaydı. İçinde oldukları durumu idrak edince bir çırpıda geri giydi.

"Benim çıkarmamı mı tercih edersin küçüğüm?" diyerek flörtöz bir havayla omegasına takıldı alfa.

"Ne?" diyen omega resmen beyni yanmış gibiydi. Utanmış, paniklemiş ama çok tatlı ve sevilesiydi. Oldukça sevilesi.

"Ah hayır!" deyip çıkarmak için tekrar çamaşırını tuttu. Tek kaşını kaldırmış dikkatle kendisini izleyen alfayı görünce öylece ona baktı.

"Çıkmalıyız Jiminie." dedi melodik bir sesle. Omeganın aklından geçen tek şey nasıl utanmazca çırılçıplak dikilebiliyor olduğuydu! Minik homurtularla çamaşırı sıyırıp attı ve bunu yaparken asıl istenilen manzarayı sunduğunun farkında değildi. Omega, alfayı delirtecek tek şeyi yapmış, arkasını dönerek yuvarlak poposunu eşinin gözleri önüne sermişti.

Tüm flörtöz ve cesur hareketleri bu manzara karşısında sönen Jungkook biraz sonra dışarı çıkacağı gerçeğiyle bakışlarını kaçırmayı tercih etti. Jimin ise alfanın olduğu tarafa geri döndüğünde kendisine bakmadığını görünce rahat bir nefes aldı.

"Sanırım hazırız."

Ikisi de birbirlerine bakmadan yan yana durup bir süre bekledi.

"Şu an olmak istediğim son yer bu çadırın dışı ama çıkmak zorundayız." deyip bir çırpıda dönüşerek dışarı çıktı Jungkook.