salı • 12.48
görkem altay"altay," dedi görkem gözlerini irice açarak. "...yapma şunu."
"gel oğlum, gel," eliyle köpeğin başını sevip son sarmayı da önüne attı. "...afiyet olsun."
sinirle gözlerini devirdi. "barış görürse ne yapacaksın?"
yerden başını kaldırıp etrafa baktı. "arayalım, gelsin."
"gerçekten hiç iyi değilsin."
kulağının arkasını sevdiği köpek kuyruğunu sallayarak yerdeki sarmaları yerken altay eğleniyordu. "sevsene sen de."
"sinirlerimi bozuyorsun." dedi adımlarını köpeğin yanına yönlendirip. çatık kaşları ve kızarmış yanaklarıyla eğilip köpeğin başını severken huysuz gözüküyordu.
gözleri görkem'e döndüğünde yüzündeki gülüş artmıştı. "bu kadar sinirli olma,"dedi dalga geçerek. "...köpek seviyorsun alt tarafı."
"umarım," dedi tatlı bir kızgınlıkla. "...orçun hoca gelip seni burada görür ve ne oyalanıyorsun diye azar çeker."
güldü. "neden kızgınsın şu an?"
"sarma yiyecektim." derken sesi masum çıkmıştı.
"yersin yine?"
yerdeki son sarmaya baktı. "aynen."
yere yasladığı elini kaldırdı ve avuç içine yapışmış küçük çakıl taşlarını yere silkeledi. "hadi," dedi kalkarak. "...gidelim."
gözleri beklentiyle yukarı, altay'a döndüğünde arkasında kalan güneş yüzünden gözlerini kısmıştı. "sevmeyecek misin?"
yüzünde yumuşak bir ifade yer edindi. görkem, ona bakarken çok tatlıydı. yere hafifçe oturup köpeğe bakarken "seni daha önce ezine'yi severken görmemiştim." dedi sessizce. köpeğin rengi sarıyla beyaz arasında olduğu için ona ezine diyorlardı ve bu ismin kimden çıktığını kimse bilmiyordu.
"biraz," köpeğin başını sallamasıyla görkem irkilerek elini çekse de parmakları tekrar köpeğin tüyleri arasına karışmıştı. "...korkuyorum."
"köpeklerden mi?" diye sordu sakince.
görkem başını salladı. "yani, öyle çok değil ama," eli ezine'nin sırtında dolaştı. "...sadece biraz tırsıyorum." bunları söylerken utanıyordu çünkü köpeklerden korkmak onun hiç sevmediği bir huyuydu. zararsız bir canlıya irkilerek dokunmak görkem'e kötü hissettiriyordu.
"önceden bir şey mi oldu?" dedi aklına ilk gelen soruyu sorarak. "köpek falan mı kovaladı?"
alt dudağını büzdü. "hatırlamıyorum," dedi omuz silkerek. "...belki."
"belki," dedi ezine'nin çenesinin altını severek. "...çok alışkın değilsindir köpeklere." alt dudağını büzmesi görkem'i gereğinden daha tatlı yapıyordu ve altay ona bakmak istemiyordu.
"olabilir." köpeklerle yaşadığı herhangi bir kötü anısı var mı diye düşündü fakat hatırlayamadı. muhtemelen alışık olmadığı için tırsıyordu.
"şey," görkem'in arkasından okul binasının köşesine baktı. "...bedirhan hoca geliyor sanırım."
arkasına baktı. "of," diyerek elini ezine'nin sırtından çekti. "...beş saat laf yapacak şimdi." hocaların, istedikleri işin anında yapılması gerektiğini düşünmeleri görkem'i sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir eve hangi gün gidilmez
Short Storygerçek olmadığını bilsem yanına gelirdim texting/boyxboy dobro vecher 2. kitap