27. BÖLÜM
❝KART❞Açıklama;
Birçoğunuz, Karan ve Marin arasında ayrılık vs olsun istiyor fakat hayır. Bu çift, kendini yıkma kırma üzme bölümlerini geride bıraktı. Kötü başladılar, öyle devam etmeyecekler hangi versiyon olursa olsun bu çift öyle değiller. Birkaç yorumda yeni halini istiyoruz burada hemen oldular ve sıkıcılaştılar diyor ama bu kitabın amacı da zaten bütün zorlukları beraber aşan bir çifti konu almaktı. Tabii ki kitapta bir sürü dram, kaos, heyecan, aksiyon olacak ama tıpkı Karan'ın önceden dediği gibi beraber olacaklar. Evli bir çift okuyoruz, okuyacağız da. Merak etmeyin heyecanlı bölümler yolda...Tenimi gıdıklayan sıcak dokunuşlar hissederken, başımı yan tarafa doğru çevirdim ve bedenimi saran uykunun kollarından sıyrılmadan uyumaya devam ettim. Belimi saran güçlü parmaklar beni kendine daha çok çektiğinde sıcak nefes boynumu işgal ediyordu. Boynumdan yukarıya doğru tırmanan sıcaklık bir gelip bir gittiğinde güçlükle gözlerimi araladım.
Buğulu bakışlarımın arasına giren elaya vurgun gözlerle kendime geldiğimi hissederken dudaklarımı oynattım. "Karan..." diye fısıldadım pürüzlü bir sesle. Yanağımın üzerinde tekrar dudaklarını hissederken sertçe öptü. Dudağımın kenarına da öpücük kondurdu. Rüya olduğunu sanıp hafif aralamış olduğum gözlerimi tekrar kapattığımda o beni öpmeye devam etti.
"Ne yapıyorsun?" dedim kuru çıkan sesimle. Beni öpüşünün rüya olmadığını fark edeli çok olmamıştı. Bedenimi tamamen ona döndürdüğümde bal gibi parlayan gözlerimi açtım.
"Uyandırma servisi," dedi boğuk çıkan sesiyle. Dağınık saçlarıyla bana bakarken dudakları kenara kıvrılmıştı. "Sana seni öpücüklere boğarak uyandıracağımı söylemiştim."
"Hiç böyle uyandırılmamıştım," dedim keyifle.
"Korkunç alarmını daha fazla duymak istemiyorum, onu duyup kalkınca tersinden kalkıyorsun."
"Bak ben buna alışırsam her sabah isterim, haberin olsun da." Kısık çıkan sesimle yüzümde gülümseme belirirken onun dokunuşlarını hissetmek içimi ısıtmıştı.
"Her sabah..." dedi yüzüme eğildiğinde yanağıma ıslak bir öpücük kondurdu. "Bu şekilde..." dediğinde burnumun üzerinden öptü. "Seve seve..." derken dudaklarıyla dudaklarımı buluşturdu. Yoğun öpüşünü karşılık verdiğimde nefes nefese kalmadan geri çekildi. "Uyandıracağım."
"Peki..." dedim yoğun bir tutkuyla. "Uyanmak istemediğimde alarmımı erteleyebiliyordum, seni erteleyebilecek miyim?" Hiçbir zaman alarmın ilk çalışında uyanamıyordum. Dört beş kere ertelemeden kalkan birisi değildim.
"Dokunuşlarıma rağmen gözlerini açmazsan uyanmak istemediğini anlarım, bu daha çok işime gelir çünkü sen her uyanmadığında seni daha çok öpeceğim demek oluyor bu." Yüzüne yakışan sıcak gülümsemesi belirdi. "Ama seni daha çok öpmem için mi uyumak isteyeceksin yoksa gerçekten mi uyumak isteyeceksin işte onu bilemeyeceğim."
"Benimle uğraşmayı seviyorsun değil mi?" derken onu omuzundan ittim ve aramızda mesafe oluşturdum.
"Çok..."
"Kahvaltı için daha vaktimiz var mı?" derken üzerimdeki örtüyü kaldırdım ve yatağın içerisinde doğruldum. "Yoksa kocam tam vaktinde mi uyandırdı?"
"Biraz erken uyandırdım," dedi Karan pürüzlü bir sesle. "Senden daha erken kalktığım için uyuyor olmanı izlemek büyük bir zevk ama senin asi hallerinle uğraşmak daha zevkli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER AĞIDI
Narrativa generale❝Bir düş, bin ağıt.❞ Marin Alakan çok küçük yaşlardayken doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda kalmıştır. Babası, kaderin sancılı ağlarının önüne geçmek için yıllarca kızının doğup büyüdüğü Mardin'e gelmesini yasaklar ve İstanbul'da herkesten gizli...