Kanın akmayı bıraktığı yerde intikam akar.
Babam ile beraber yürüyorduk. Koluna girmiş ondan destek alıyordum. Yorulmuştum. Yakınlardan gelen seslerle beraber babam ''Cadılar ve bir grup vampir bir olup ayaklandılar. Çok fazla cadı var ve kara büyü kullanıyorlar. Oraya gittiğimizde her zamanki gibi biz kazanacağız kızım.'' dediğinde biraz tedirgin oldum ama sesimi çıkartmadım. İleride ailemi ve düşmanlarımızı gördüm. Babamın kolundan çıktım babam bana dönerek ''Dikkatli ol.'' dedi. ''Her zaman.'' diyerek koşmaya başladım. Babam çok vampir hızı ile annemin yanına gitmişti. Annemse babamın kolumu tutmuş karşısına bakıyordu. Ailemin yanına vardığımda ''Ne yapacağız?'' dedim. Amcam Elijah ''Onurumuzla savaşacağız.'' dedi gömleğinin kolunu sıvarken tüm asilliği ile.
Karşı taraf aramızda duran şeffaf bariyeri kaldırdı. Cadılardan biri ''Pes edin Orijinaller. Bu kadar kişi ve kara büyü karşısında şansınız yok.'' dediğinde güldüm. Bana dönen bakışlarla konuşmaya başladım. ''Imm... Siz şimdi kara büyü ile bizden üstün olduğunuzu mu sanıyorsunuz. Tatlım, senin o zar zor yaptığın kara büyü benim damarlarımda akıyor. Ne yazık... '' dedim. Sinirlenip elini hızlıca bana doğrulttu. Elimi hızla kaldırarak büyünün avucumun içinde kaybolmasını sağladım. Kafamı hafifçe yana yatırdım. Cadının boynu kırıldı ve yere düştü. Ölmüştü. Acımamıştım. Annem ''Daha fazla yok mu?'' dediğinde babam annemin sözünü tamamladı. ''Hadi ama...'' diyerek annemin önüne elini uzatarak ''Kadınlar önden.'' dedi. Vampirler bize doğru koşarken cadılar büyü yapmaya başlamışlardı.
İki elimi kaldırarak yaklaşanları engellemeye çalıştım. Şimdiden etrafı kan götürüyordu. Davina'yaı sıkıştırdıklarını görüp oraya koştum. Elimde kurt pençelerimin çıkmasını sağlayarak Davina'nın boğazına yapışan vampirin ensesini pençelerimi geçirerek bırakmasını sağladım ardından hızla boynunu kırıp etkisiz hale getirdim. Davina ile sırt sırta verip etrafımızdakileri etkisiz hale getirmeyi başardığımızda hızımı kesmeden bana doğru koşan vampirin üzerine atlayıp kafasını koparttım. Babam ve anneme baktığımda sırt sırta savaştıklarını gördüm. Yardıma ihtiyaçları yoktu. Ne de olsa birbirlerini koruyacaklarına dair söz vermişlerdi. Kol ve Elijah'ın başlarını tutarak yere düştüklerini ve Bekah'nın onları koruduğunu ama büyüyü yapanların bizden uzakta olduklarını gördüm.
Hızla cadılara doğru koşarken büyüleri ile beni ittiler. Ellerimi onlara doğru savurduğumda beni iten kalkanlar indi. Ellerimi şıklatıp, gözlerimi kapattım. Yumruklarımı sıkıp gözlerimi açtığımda gözlerinden, kulaklarından ve burunlarından kan geliyordu. Bu onların büyü yapmasını engelledi ve bir süre sonra bayıldılar. Ailemin yanına gittim. ''İyi misin?'' dedi annem yaralanıp yaralanmadığımı kontrol ederken. ''İyiyim.'' dedim. Freya halam yanıma gelerek ''Sen küçükken eve saldırdıklarında yaptığımız büyüyü hatırlıyor musun?'' dediğinde başımı sallayarak ''Tabiki.'' dedim. Biraz öne çıkarak Freya ile el ele tutuştuk. Diğer elimizi kaldırarak sözleri fısıldamaya başladık. ''Non erit tristis neque turbulentus die quot clamoribus.'' . Çığlıklar eşliğinde bazıları kaçarken bazıları öldü.
Çok fazla güç harcamıştım. Başım dönüne Freya halam destek oldu. Koluna tutunarak derin bi nefes aldım. Babam ve annem yanıma geldi ve bana sarıldılar. Babam ''Yeniden gelecekler. Hope sen okula gitsen iyi olacak.'' dediğinde reddedecekken ''İtiraz istemiyorum. '' dediğinde kabullenmek zorunda kaldım. Elijah amcam ''Garjdaki arabalardan birini al.'' dediğinde kafamı salladım. Eve doğru yürümeye başladım.
Eve girdiğimde odama girip hemen üstümü değiştirdim. Siyah kot şort ve bordo bir t-shirt giydim. Kalan eşyalarımı toplayarak garaja indim. Araba anahtarlarının asılı olduğu duvardan Lamborghini' nin anahtarını alıp kilidi açtım. Sürücü koltuğuna oturup çantamı yan koltuğa koydum. Arabayı çalıştırarak garajdan çıktım. Mystic Falls' a doğru sürmeye başladım. Oraya vardığımda sabah olacaktı.
Birkaç Saat Sonra
Arabayı okulun garajına park ederek çantamı alıp arabadan indim. Uykum vardı. Ve muhtemelen herkes uyuyordu, beni kapıda karşılayan Damon amcam dışında. ''Hoşgeldin.'' dediğinde gülümsedim. Kısa bir sarılmadan sonra odama çekildim. Pijamalarımı giyerek yatağıma uzandım. Uykunun kollarına esir düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartburn (Hope Andrea Mikaelson)
VampireBazen ne kadar güçlü olursan ol yalnız olursun ve tek çaren gölgelerin ardına saklanmaktır.