3.Bölüm

60 6 45
                                    

Araba yurdun yakınındaki yolun önünde durdu.Melih ve ben kendimizi arabadan apar topar dışarıya attık. Arabanın gittiğine emin olduğumuz zaman Melih yakamı tutup beni kendine çekti.

Melih - Bir daha o adamların yanına gitmeyeceksin.

Yağmur - Bu seni ilgilendirmez. Hem hızlı olmamız gerekli,birisi görmesin.

Melih - Bu saatte yurda almazlar bizi. Belediye Parkı'ndaki çardakların birinde otururuz.

Yağmur - T-t-t-tamam. 

Melih yakamı bıraktı. Birlikte hiç konuşmadan çardağa yürüdük. Oraya vardığımız zaman yine konuşmadık. O sırada Melih'in ne düşündüğünü bilmiyordum,ama gözlerinden pişmanlık okunuyordu. Ben ise malı teslim edip edemeyeceğimi düşünüyordum.

-Yarın Sabah-

--------------------------------------------------------------------------

Çardakta birinin beni dürtmesiyle uyandım. Gözlerimdeki çapakları sildiğim zaman bunun bir temizlik görevlisi olduğunu anladım.

Temizlik Görevlisi - Beyefendi kalk artık. Akşamdan beri uyuyorsun. Benim burayı temizlemem gerek.

Yağmur - P-p-pardon. Akşam yurda giremedim de.

Temizlik Görevlisi - Vallahi ben onu bunu bilmem. Benim görevim temizlik yapmak. Kalk şimdi.

Hızlıca ayağa kalktım. Yurda doğru giderken aklıma Melih'in nerede olduğu sorusu geldi.

Yağmur - Ş-ş-şey. Beyefendi,BEYEFENDİ!

Temizlik Görevlisi adam bana doğru döndü.

Temizlik Görevlisi - Bu sefer ne var?

Yağmur - Çardaktan giden esmer bir çocuk gördünüz mü?

Temizlik Görevlisi - Evet elinde poşetle gitti sen uyanmadan önce. Başka bir şey var mı?

Yağmur - H-h-h-hayır yok. Teşekkür ederim.

Hızlıca yurda yöneldim. Yemekhaneye inip bir şeyler yedim. Aynı zamanda da malı nasıl teslim edebileceğimi düşünüyordum. Başta akşam,kimseler yokken teslim etmeyi düşündüm ama sonra öğlen insanların arasına karışırsam daha az dikkat çekeceğimin farkına vardım. Yemekhaneden çıkıp okulun arkasındaki ağaçlığa yöneldim. Oraya vardığımda çantamdan malı çıkardım. İçinde yazılı olan adresi tükenmez kalemle koluma yazdım ve yeniden çantama koydum. 

Bir süre yürüdükten sonra adresin olduğu evin önüne vardım. Bana çok az bir süre geçmiş gibi gelmişti ama saate baktığımda 2 saat olduğunu fark ettim. 

Önümdeki ev oldukça büyüktü,hatta villa demek daha doğru olurdu. Evin yanında minik bir bahçe ve havuz vardı. Havuzun başındaki şezlonkta bir adam oturuyordu. Benden çok daha güçlü duruyordu. O sırada yeniden işe odaklanmam gerektiğini fark ettim. Evin kapısını çaldığımda kapıyı bir kadın açtı.

Kadının sarı saçları darmadağınıktı. Üstünde ince bir sabahlık vardı. Burnu kanıyor gibiydi ve yüzü morarmıştı. Göz altı torbaları mosmordu. Umursamadan kadınla konuşmaya başladım.

Yağmur - Eeeee Fatma hanım siz misiniz?

Fatma - Evet benim,siz kimsiniz?

Yağmur - Malı getirdim.

Kadın şaşırmış gibi görünüyordu. 

Fatma - Neden sen getirdin ki?

Yağmur - İşi bana verdiler işte. Şimdi parayı alabilir miyim?

Hepsi Bir NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin