Çoktan uyanmış sevgilisinin bedenine birkaç öpücük bırakmıştı. Kendi kendine gülümseyip utanmasına engel olamıyordu. Dün gece Doyoung'la özel şeyler yaşamışlardı ve aklında belirdikçe yanakları kızarıyordu Taeyong'un. Yine de şuan ona dokunmak hoşuna gidiyordu, yanaklarını okşamıştı o halen uyuyorken. Alnına bir öpücük kondurduğunda Doyoung yavaşça açmıştı gözlerini. Gülümseyip onu dudaklarından öpmüştü minik minik.
Doyoung: Günaydın.
Taeyong: Günaydın, iyi uyudun mu?
Onaylarcasına kafasını salladı hemen dibinde olan adam.
Doyoung: Yanakların neden kızardı böyle?
Taeyong: Şey, biraz utanıyorum. Hala giyinmedik..
Doyoung: Dün gece hiçte utanmış gibi değildin. Aksine-
Elini ağzına kapatıp susturmuştu onu Taeyong ama Doyoung avucunun içine öpücükler verince çekmişti ellerini. O sırada aklına gelmişti de saat kaçtı acaba? Yatağın kenarındaki komodine uzanıp telefonunu aldı eline.
Taeyong: Doyoung saat!
Doyoung: Ne olmuş?
Taeyong: Deneme sınavı var ya!
İkisinin de aklından çıkmıştı bu başka meşguliyetleri olduğundan dolayı. Bir an önce yataktan kalkıp hazırlanmazsalar geç kalacaklardı.
Taeyong: Kalk hadi duş al hemen.
Doyoung: Sen? Seni de götüreyim banyoya.
Kıkırdamıştı.
Taeyong: Acelemiz var, git yıkan hadi. Ben senden sonra yıkanırım.
Doyoung: Tamam, tamam gidiyorum. Yine yanakların kızardı.
Taeyong: Yaa!
Doyoung gülüp hızlıca kalkmıştı yataktan, odadaki banyoya gitti.
Taeyong: Banyo dolabında temiz havlu var.
Arkasından bağırmıştı. Doyoung duşa girmişken kendisi de üzerine örtüyü alıp yataktan çıkmıştı. Yatağın çarşafını çıkartıp bir kenara bırakmasının ardından kıyafet dolabına yönelmiş Doyoung ve kendisi için birkaç parça kıyafet çıkarmıştı. Dolaptaki aynadan kendine bakmıştı da bugün boğazlı giyse iyi olurdu. Doyoung'un bıraktığı izler güzeldi, hoşuna gitmişti, sadece kendisi görmeliydi o yüzden. Kısa bir süre sonra sevgilisi banyodan çıktığında kendisi duşa girmiş ve yaklaşık 15 dakika sonra ikisi de hazırlanmış evden çıkmak üzereydiler.
Doyoung: Bekle, bekle bir şeyi unuttuk.
Taeyong: Hı? Telefon, cüzdan, çantalarımız falan her şeyi aldık işte.
Aniden yanaklarını sıkıştırıp dudaklarına yapışmıştı Doyoung unuttukları şeyin ne olduğunu hatırlatmak istercesine. Çok kısa bir süre sonrada geri çekilmişti, fazla vakitleri yoktu çünkü.
Doyoung: Okulda sizi öpemem Taeyong bey.
Gülümseyip onun üzerindeki ceketin yakalarını düzeltmişti Taeyong.
Taeyong: Gözlerimin içine biraz daha o şekilde bakarsanız eğer bu evden hiç çıkamayacağız Doyoung bey. Lütfen önden buyurun.
Bakışmalarını zor da olsa kesmelerinin ardından önden Doyoung hemen arkasından da Taeyong çıkmıştı evden. Gün onlar için güzel başlamıştı, keyifleri yerindeydi. Tabi saatler sonra yaşanacak olaydan haberleri yoktu.. Taeyong ve Doyoung peşlerindeki beladan kurtulmadıkça tam anlamıyla huzurlu olamayacaklardı. Sıkıca birbirlerine tutunmalarının her şeyin üstesinden gelmeye yeteceğini umuyordu ikisi de..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hansang High School | DoTae
Fanfiction''Biliyor musun, ben değişmedim.. Seni halen 11 sene önceki gibi seviyorum..'' [düz yazı + texting]