[8.5]

156 18 6
                                    


Öğle arasında görüşmek için danışma odasında olacağını söylemişti Taeyong öğrencisine. Lee Donghyuck'la konuşup bildiği ne varsa öğrenmeyi planlıyordu. Doğrusu o çocuğun çok fazla bir şey bilmediğine ve korktuğuna emin sayılırdı ama şansını denemekten zarar gelmezdi. Danışma odasına gideli belki 5 dakika bile olmadan öğrenci Donghyuck kapıyı tıklatıp içeri girmişti. Kapatmasının ardından da Taeyong'un oturduğu masanın önündeki sandalyelerden birine oturmuştu. Çocuğun stresli olduğu her halinden belliydi, sürekli elleriyle oynayıp duruyordu onu yapmayı bıraksa bacağını sallamaya başlıyordu ritmik bir şekilde. Ayrıca alnında minik minik ter damlacıkları oluşmuştu. Taeyong artık lafa girse iyi olurdu.

Taeyong: Beni fazla bekletmeden geldiğin için teşekkür ederim Donghyuck. Seni bu aralar biraz stresli görüyorum o yüzden de benimle konuşmak istediğin şeyler olabileceğini düşündüm.

Çocuk olumsuz anlamda sallamıştı kafasını.

Donghyuck: Stresli değilim, yani sınavlarla falan ilgili sadece..

Taeyong: Deneme sonucunu gördüm de netlerin epey iyiydi. Ortada derslerle alakalı bir sorun göremiyorum. Sana bir soru soracağım Donghyuck, bana dürüstçe cevap vermeni istiyorum.

Telaşla söylemişti.

Donghyuck: Bir şey bilmiyorum ben, gerçekten bilmiyorum.

Taeyong: Henüz sana bir şey sormadım ama şuan yalan söylüyorsun. Yangın çıktığı gün Doyoung öğretmenine neden benim onu çağırdığımı söyledin? Seninle aramızda böyle bir konuşma geçmediğine eminim.

Donghyuck: Şey, ben.. Belki de yanlış bir anlaşılma oldu.

Gözlerini kaçırmıştı öğrenci. Taeyong onun üzerinde psikolojik baskı kurabilmek için yeterince bilgiye sahipti.

Taeyong: Ah hayır Donghyuck yanlış bir anlaşılma olmadı. Biri senden Doyoung öğretmenine o şekilde söylemeni istedi.

Herhangi bir cevap gelmemişti ancak öğretmen Taeyong bu sessizliği nasıl bozacağını çok iyi biliyordu.

Taeyong: Biliyor musun Donghyuck, Taeil öğretmen çok sevdiği bir öğrencisinin bu şekilde yalan söylediğini duysa epey üzülürdü. Çok yazık..

Donghyuck: T-taeil öğretmenim mi? Ben çok sevdiği öğrencilerinden miyim gerçekten?

Kafasını olumlu anlamda salladı karşısındaki adam.

Taeyong: Her zaman derslerine ne kadar ilgili olduğunu ve çok iyi bir öğrenci olduğunu söylüyor. Sanırım sende Taeil öğretmenini çok seviyorsun, böyle onun için kendini tehlikeye atabilecek kadar çok hem de. Ama inan bana o bunu yaptığını duysaydı hayal kırıklığına uğrardı Donghyuck. Kötü insanların yanında olmamalısın, herkesin iyiliği için.

Donghyuck: Yapmak istemiyorum ama onlar çok korkunç, karşı koyamıyorum.

Çocuk hıçkırıklara boğularak ağlamaya başlamıştı. Taeyong onu suçlamıyordu, Donghyuck'un da dediği gibi karşısındakiler çok korkunç insanlardı ve o yaştaki bir çocuğun buna karşı koyma gibi bir imkanı yoktu. Yerinden kalkıp onun yan tarafındaki sandalyeye oturdu ve öğrencisinin gözyaşlarını sildi.

Donghyuck: Yangın çıkacağını bilmiyordum, bilseydim eğer yapmazdım. Bana sadece Doyoung öğretmene sizin orada olduğunuzu söylemem gerektiğini söyledi. Bende öyle yaptım, sonra yangın çıkınca çok korktum.

Taeyong: Tamam, sakin ol. Senin bir suçun olmadığını biliyorum ben, hatta sana bunu kimin söylediğini de biliyorum. Müdür yardımcısı, o söyledi değil mi?

Hansang High School | DoTaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin