📍taekooker_maria bu bölümü sana ithaf ediyorum desteğin için teşekkürler 😻
Dağ evine vardılar. Taehyung, Jungkook'u arabadan indirdi ve Hoseok arabayı park edip diğerlerinin yanına gitti.
"Taehyung, sana güveniyorum onu gözünün önünden ayırma ben şimdi gidiyorum evde her şey var bir hafta sonra Namjoon ile beraber geliriz, bir şey olursa beni ara görüşürüz."
"Görüşürüz, hyung merak etme o iş bende."
Hoseok, son kez ikisine bakıp arabaya bindi ve oradan uzaklaştı. Taehyung, küçük olanın kolundan tuttu ve eve doğru yürüdüler. Eve giden yol beyaz çakıl taşları ile süslenmişti yolun kenarında ışıklandırmalar vardı. Bahçenin sol tarafında küçük bir süs havuzu ve havuzun etrafına dikilmiş olan renkli çiçekler vardı. Hoş bir salıncak ve yanında güzel bir kamelya duruyordu. Taehyung, anahtarı çevirdi ve kapıyı açtı. İkiside içeriye girdiler ve Taehyung kapıyı kapatıp kilitledi. Ardından uzun ve geniş koridordan geçip manzarası ıssız orman olan geniş, sade ve oldukça şık olan oturma odasına geldiler. Ev çok güzeldi mutfak ve oturma odası birleşikti. Ortada bir masa ve etrafına dizilmiş sandalyeler ortama değişik bir hava katmıştı. Ayrıca çatı katına giden bir merdiven vardı. Küçük ama şirin bir yerdi. Taehyung,Jungkook'un ellerini çözdü.
"Güzelim, bana zorluk çıkartma zaten kaçsan bile bir yere gidemezsin şehirden oldukça uzaktayız kurtlara yem olmak istemezsin."
Jungkook imalı bakışlar atıp
"Sana yem olmaktansa kurtlara yem olmayı tercih ederim adi herif !"
Dedi ve kendini koltuğa bıraktı. İkisi de çok sessizdi bir süre sadece oturdular. Jungkook yorgunluktan uyuyakalmıştı. Taehyung kalın olan örtüyle üstünü örttü ve şömineyi yakmak için odun getirdi. Odunları yerleştirip şömineyi yaktı. Küçük olan dikkatini çekti ve yanına gidip başucuna oturdu. Uyurken ne kadar güzel göründüğünü düşündü ardından karşısında ki güzelliğe dayanamayıp alnına ufak bir öpücük kondurdu.
Jungkook, sanırım kabus görüyordu. Taehyung'un kalkmasına izin vermeyip sıkıca boynuna dolandı.
"Lütfen bırakma beni ! Lütfen beni o adamlara verme !"
Taehyung, ne yapacağını şaşırdı. Küçük olan daha da çok asıldı ve büyük olan dayanamayıp küçüğün üzerine düştü ve Jungkook uyandı.
"Sen ! Sen ne yapıyorsun burada kalk üstümden pis sapık !"
Diyip bağırmaya başladı. Taehyung doğruldu ve ayağa kalktı.
"Saçmalamayı kes ! Ayrıca boynuma sarılıp beni kendine çekerken gayette iyiydin "
"Ne ! Ben sana neden sarılayım ? Suçunu örtmek için bahane uydurma!"
"Benden etkilenmiş olabilirsin mesela"
Dedi Taehyung ve sinsi sinsi sırıttı.
"Hah! Etkilenmek hemde senden komik şakaydı"
"Kafede öyle gözükmüyordu ama beni görünce dibin düştü hadi bunu da inkar et."
"Ahahaha, ne cidden çok şakacısınız BAY KİM"
"Gerçekleri yüzüne vurunca şakacı olunmuyor tatlım ! Hadi itiraf et benden etkilendin"
"HAYIR ! ETKİLENMEDİM"
"ETKİLENDİN !"
"ETKİLENMEDİM !"
"ETKİLENMEDİN !"
"ETKİLENDİM !"
Jungkook, elini ağzına kapattı ve söylediği şeyi kavramaya çalıştı. Evet, kafede gördüğünde etkilenmişti doğru ama bu o adamın kendisini öldürmekle görevli olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Her ne kadar "dibi düşse" de ona gözdağı vermeyecekti. Taehyung zaferin getirdiği mutlulukla kahkahalar atıp yemek yapmak için mutfağa geçti.
"Ama bu haksızlık bana kelime oyunu yaptınız BAY KİM "
Taehyung onu takmayarak ramenin suyunu ocağa koyup altını yaktı. Jungkook, utançtan yerin dibine girdi ve yapacak hiçbir şey bulamayıp koltuğa oturdu. Taehyung, yemeği hazırlayıp masayı kurdu ve içecekleri doldurdu.
"Hadi yemeğe gel acıkmışsındır."
"İstemiyorum !"
"Peki, sen bilirsin sonradan gelip 'bön öcöktöm' diye bana yalvarma."
"Benim elim ayağım tutuyor sana yalvaracak değilim şimdi önüne dön ve lanet olası yemeğini ye !"
Taehyung alaylı bir ifadeyle önüne dönüp yemeğini yemeye başladı. Jungkook, açtı hayvan gibi açtı ama bunu gururuna yediremedi o adamın yaptığı yemeği yemeyecekti. Ne malum belki yemeğe fare zehri kattı sonuçta bu adam kendisini öldürecekti ondan her şeyi beklerdi. Yanında ki kumandaya uzanıp televizyonu açtı ve en sevdiği programı seyretmeye başladı. Taehyung bu sırada yemeğini bitirip bulaşıkları makineye yerleştirdi ve küçük olanın yanına oturdu. Jungkook, yerinde doğruldu ve televizyonu kapattı. Ellerini dizlerinin üstünde kenetleyerek söze girdi.
"Beni neden öldürmedin ?"
Taehyung, aniden gelen soruyla afalladı. Boğazını temizledi ve cevap verdi.
"İtiraf etmem gerekirse sende farklı şeyler hissettim nasıl olduğunu anlamadım ama beni bir şekilde etkiledin. Bu güzelliğe kim kıymak ister ki ?"
Jungkook, böyle bir cevap beklemiyordu. Her ne kadar şaşırsa da tuhaf bir şekilde hoşuna da gitmişti.
"Peki...
Dedi utangaç bir tavırla
Peki sana delilleri vermezsem bana ne yapacaksın ?"
Taehyung, bu şirin ama ağlamaklı suratı görünce bir kez daha düşündü bu işi asla yapmayacağım dedi içinden asla...
Taehyung arada ki mesafeyi kapatarak dokunsan ağlayacak durumda olan küçüğü kolları arasına aldı. Jungkook ilk baş ne olduğunu amlamasa da sonradan o da karşılık verip sarıldı ve ağlamaya başladı.
"Şşşt !Ağlama güzelim asla düşündüğün şeyler olmayacak sana zarar vermeyeceğim bana güvenilirsin tamam mı ?"
Diyip Jungkook'u sakinleştirdi. Artık ağlamıyordu ama gözleri şişmişti, karnı çok acıkmıştı ve ağlamasının ardından yorgun düşen bedeni onu uykuya zorluyordu daha fazla dayanamadı.
"Bay Kim "
"Efendim güzelim"
Gururuna yenik düşen çekingen bir edayla konuştu.
"Ben acıktım..."
BÖLÜM SONU
Uzun bir bölüm oldu umarım hoşunuza kaçmıştır 😄
Oy vermeyi unutmayın 💝
1K için çok teşekkür ederiz ❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal Lover | Taekook
FanfictionKim Taehyung, Jeon Jungkook'u öldürmekle görevliydi. Aynı zamanda hacker olan Kim Taehyung, Jeon Jungkook'un kamerasına sızıp her gece saatlerce onu izliyor ve mesajlar atıyordu. Sanırım olmaması gereken şeyler oluyordu. Yoksa Kim Taehyung aşık mı o...