"Jungkook biraz hızlı ol bebeğim geç kalıyoruz !"
"Tamam geliyoruum !"
Sabah uyandıklarında ikisi de yerlerinden kalkamadılar. Küçücük koltukta tek beden halinde uyudukları için her yerleri tutulmuştu.
En sonunda bugün Yoongi ve Jimin'e dışarıda beraber kahvaltı yapmak için söz verdiklerini hatırladılar ve apar topar kalkarak hazırlanmaya başladılar. Taehyung çoktan hazırlanmış Jungkook'u bekliyordu.
"Geldim ! Hadi gidelim."
Siteden çıkış yaptılar ve otoparka indiler. Arabaya binip yola çıktılar. Bugün ki gidecekleri yer Seul'ün en zengin ve tanınmış restoranlarından biriydi. Çok fazla uzak değildi birkaç kilometre sonra oraya ulaştılar.
"La Yeon" tabelasını görünce durakladılar. İkisi de arabadan indi ve Taehyung kapıda bekleyen Valeye anahtarı uzattı. Ardından sol kolunu hafif araladı ve Jungkook'un koluna girmesini sağladı.
Burası çok güzeldi gittikleri restoran otelin çatı katında yer alıyordu ve eşsiz bir manzaraya sahipti. Asansöre bindiler ve birkaç sallanma sonunda çatı katına vardılar.
Yoongi ve Jimin çoktan gelmişlerdi. Jimin kollarını açmış manzarayı seyrediyordu Yoongi ise onun belini sarmış ve çenesini omzuna koymuş öylece bakıyordu.
"Baksana çok tatlı gözükmüyorlar mı ?"
Taehyung güldü ve onayladı. Gerçekten de ikisi de çok tatlı gözüküyorlardı.
"Hyungieee~"
Jungkook aniden ortama giriş yaptı ve ikilinin onlara dönmesine sebep oldu.
"Aaa hoşgeldiniz"
"Merhaba hyung"
Selamlaştılar ve masada ki yerlerini aldılar. Havadan sudan sohbet ettiler ve biraz sonra yanlarına garson geldi.
"Hoşgeldiniz ! Buyurun menülerimiz."
"Teşekkürler"
Menüyü dikkatlice incelediler. Kore'de genellikle kahvaltıda hafif şeyler tüketilirdi. En çok tercih edilenler ise çorba, güveç ve et bazlı şeylerdi. Ortak bir karar aldılar ve siparişlerini verdiler.
"Eee anlatın bakalım ne var ne yok."
"Hyung biliyor musun ? Artık Taehyung ile beraber kalmaya karar verdik. Kendisi bana taşınacak."
"Bu harika bir fikir."
Jimin çok sevinmişti. Jungkook'un tek başına kalmasına içi el vermiyordu. Ona kaç kere ısrar etmişti beraber yaşamaları için ama Jungkook her seferinde reddetmişti. Kimsenin rahatsız olmasını istemiyordu. Yoongi araya girdi.
"Taehyung dikkat et gece uyurken öldürür falan."
"Çok komiksin hyung "
Yoongi, Jungkook ile uğraşmaya bayılıyordu. Hiçbir fırsatı kaçırmıyor her zaman dalga geçiyordu. Onlar keyifli bir şekilde muhabbet ederken siparişleri geldi ve yemeğe koyuldular.
~~~
"Bebeğim yapma ama böyle aç kapıyı konuşalım."
"Namjoon git başımdan !"
"Hayır sen kapıyı açana dek hiçbir yere gitmiyorum !"
"Açmayacağım dedim sana !"
"Peki o zaman madem açmıyorsun öyleyse ben açarım."
Namjoon iki adım geriledi ve sol omzu önde, sert bir şekilde kapıya dayandı. Birkaç deneme sonucu kapı açılmıştı.
Karşısında Jin öylece duruyordu. Namjoon onu görünce bir kere daha ne kadar özlediğini anladı. Taehyung ve Jungkook'la konuştuktan sonra Jin'in yanına gelmişti. Nerede olduğunu her zaman ki gibi çok iyi biliyordu. Eğer bir sorun olursa kafasını dinlemek için mutlaka oraya giderdi.
Orası bir sahil kasabasında bulunan ve ikisine ait olan ara sıra gidip geldikleri evleriydi. Jin'e doğru bir adım attı ve Jin bir adım geriledi. Namjoon gittikçe Jin kaçıyordu. Olanları hâlâ hazmedememiş olacak ki yüz ifadesi bunu belli ediyordu. En sonunda Namjoon doğru düzgün konuşmaya karar verdi.
"Bak sana her şeyi açıklayacağım. Yeter ki şuan beni dinle daha sonrası sana kalmış gerçekleri duyduğunda ister gidersin ister benle kalırsın tamam mı ?"
Jin karamsar bir ifadeyle ona bakıyordu. Gözlerinde ki pişmanlığı ve üzüntüyü net bir şekilde görebiliyordu.
O da bir şeylerin son bulması gerektiğini düşünüp kabul etti ve koltuğu işaret etti. Ardından Namjoon da oturdu.
" Öncelikle Jungkook ile aramızda hiçbir sorun kalmadı bunu bilmeni isterim. "
"N-nasıl yani ?"
"Evet, doğru duydun inanmıyorsan kendisiyle konuşabilirsin."
"Bunu nasıl yaptın onca şeyden sonra !"
"Anlatacağım..."
Namjoon derin bir nefes aldı verdi. Daha sonrasında olan biten her şeyi anlattı. Jin ise adeta donmuştu. Ne diyeceğini bilemeden sadece bakıyordu. Gözlerinin dolduğunu hissetti.
En acı olanı da eşini sebepsiz yere anlamadan dinlemeden terketmesiydi. Şuan o kadar pişman olmuştu ki ayağa kalktı ve Namjoon'un boynuna atladı.
"Ben çok özür dilerim. Seni kırdım."
"Bu ne demek oluyor ? Affedildim mi ?"
"Şapşal"
Namjoon gülüyordu. İkisi de birbirini çok özlemişti. Hiç konuşmadan öylece oturdular. Biraz hasret giderdiler. Jin gözlerinin içine baktı ve fısıldayarak devam etti.
"Bana bunları daha önceden neden anlatmadın ?"
"Üzülmeni istemedim."
"Namjoon biz bir yemin etmedik mi ? İyi günde, kötü günde eğer bu zamanlarda ben senin yanında olmayacaksam ne anlamı var ki ? Bırak beraber üzülelim , beraber ağlayalım, beraber gülelim. Şuan ne haldeyiz görüyor musun ? Başından anlatsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı. İnanamıyorum ! Resmen seni boşayacaktım. Lütfen bir daha böyle bir şey istemiyorum. Bunu beraber atlatacağız ben her zaman senin yanındayım unutma seni seviyorum."
Sıcak nefesi çarptı dudaklarına ve o da cevap verdi.
" Bende, bende seni seviyorum."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal Lover | Taekook
FanfictionKim Taehyung, Jeon Jungkook'u öldürmekle görevliydi. Aynı zamanda hacker olan Kim Taehyung, Jeon Jungkook'un kamerasına sızıp her gece saatlerce onu izliyor ve mesajlar atıyordu. Sanırım olmaması gereken şeyler oluyordu. Yoksa Kim Taehyung aşık mı o...