Dabi x OC

Kumar

(Bu arada çok üzgünüm! Bölümün geç geldiğini biliyorum ama kumarı nasıl yazıcağımı ilk başta bilemedim. Sonradan bile zorlaya zorlaya yazdım yani güzel olmayabilir. Şimdiden çok özür dilerim! Neyse o zaman size iyi okumalar :b)

POV: DABİ

Kartlar dağıtılmıştı. En çok oynanan poker türünü oynayacaktık. 'Texas Holdem Poker' (Bu arada gerçekte de en popüler poker oyunu) Kurallar basitti. Chipleri biten kişi elenicekti ve kartları büyük olanlar kazanıcaktı. Sıra sıra herkes elenicek ve en son kalan kişi oyundaki herkesin parasını alacaktı. Tabikide herkes aynı chipleri koymayacağından herkes aynı parayı ödemeyecekti ama fazla parası olan kişi avantajlı sayılırdı ve bu adamın çok parası vardı. Çoğu oyunda hile yapıyor ama fark edilmediği sürece kumarda hile geçerlidir. Eğer hilesini öğrenirsek direk biz kazanmış sayılıyoruz. Bu arada tek avantajımız adamın özgünlüğünün kumarda işe yaramaması. Yani saçma sapan bir özgünlüğü olduğu için. Açıkçası Tsukiko'nun ne düşündüğünü hiç bilmiyorum ama paranın peşindeydi. Adamla kazanırsa ne alacağını konuşmamıştı çünkü adam zaten arkasına kocaman yazmıştı: 'Beni yenen 10 milyar dolar kazanıcak.'  Gerçekten kazanacağına çok güveniyordu. Demek ki çok iyi bir hile yapıyordu çünkü hiç bir insanın şans faktörü bu kadar fazla olamazdı. Neyse ben bu işi Tsukiko'ya bırakıcaktım. Zaten benim olayım değildi. Kartlar dağıtıldıktan sonra kartlarıma iyice bir göz attım. Fena değildi ama daha iyiside olabilirdi. Adam ukala bir şekilde

"Bana kahverengi chiplerden 100 tane verin."

demişti. Bu tam tamına 500bin dolar yapıyordu ve bu onun için bir şey değildi. Yanında ki kadın 5 chip söyledi ve bu 100 dolar yaptı. Sadece oyunu oynamak için oynadığı belliydi. Bana gelicek olursak açıkçası kartlarım kötü değildi ama çok büyük bir şey atmamalıydım. Sadece 3 chip söyledim ve bu 50 dolar tutmuştu. Zaten bankadan çok çalmıştım yani daha var sayılırdı. Sıra Tsukiko'ya gelmişti. Biraz düşündü ve

"Bana kahverengiden 200 tane."

dedi. Bu salak mı? Yoksa başka bir şeyin peşinde mi? Bu bize göre çok yüklü bir değerdi. Bu adam için normaldi ama çoğunlukla kimse ona karşı böyle bir değerde bulunmamıştı. Bir insan neden ortaya 1 milyon dolar atardı ki? Oyun zaten kısa sürücekti ama yinede kim atardı. Kartları çok mu iyiydi? Adam şaşırmıştı ama sonradan toparlamış ve kartlarını açmıştı. Kartları çok iyiydi. Eğer Tsukiko kazanmak istiyorsa daha iyi bir desteye sahip olması gerek ve bunun için 100 de 2 şansı vardı. Yanında ki kadın pas demişti. Bende kartları açmıştım. Zaten ondan daha düşük çıkacağını biliyordum. Şimdi sıra Tsukiko'daydı. Kartlarını yavaşça açtı. Ne? Kart destesi acayip düşüktü. Nerdeyse çıkabilecek en kötü deste çıkmıştı. Peki o zaman neden bu kadar chip koymuştu? Sonuçta kaybederse ortaya büyük miktarda para koymak zorunda kalıcaktı. Adamın yüzünde kocaman bir sırıtış vardı.

"NE YANİ?! KARTIN BU KADAR DÜŞÜKSE NEDEN BÖYLE YAPTIN Kİ?! Gerçekten komiksin! Sanırım seni fazla abartım. Şimdiden kazanacağım belli!"

Tsukiko yine hiç tepki vermemişti. Onun sorunu ne? Neyse bu beni hiç alakadar etmiyor. Sonuçta onun suçu. Şimdi ikinci tura geçicektik. Yine kartlar dağıtılmıştı. Ben yine 3 chip söylemiştim. Adamın yanında ki kadın da sadece 1 chip atmıştı. Adam Tsukiko'ya bakarak

"2 milyon dolar."

diyebilmişti. 300 chip yapıyordu. Zaten öbür elde bütün chipleri o almıştı. Yani avantaj ondaydı. Tsukiko yine soğuk bir şekilde

"35 milyon dolar."

demişti. Tamam, sanki biraz abarttı. Bir insan nasıl böyle rahatça söyleyebilir ki? Aklını kaçırmış olmalı. Adam şaşırmıştı ama ona meydan okuyarak chip sayısını artırmıştı.