Onunla vedalaşıyor ve sersemlemiş bir şekilde eve dönüyorum. Arkadaşım aklımdan çıkmış, tek düşündüğüm güzel gülüşünü tekrar çizmek.
Yürürken aklım başımda değil, birkaç insana çarpıyorum. Ufak bir özür mırıldanıp sıyrılıyorum yanlarından. Tanıdık sokağa girdiğimde her şey yabancı. O an fark ediyorum, gözlerimin onu görmediği her yer yabancı geliyor bana. Kabuslarım dışında bir kere gördüğüm beden beni nasıl etkisi altına almışsa o yokken aldığım nefes bile eksikmiş gibi hissediyorum.
Daha sokağın başındayken bir sağanak patlıyor fakat kaçmak için bir çaba göstermiyorum. Aksine daha da yavaşlıyor adımlarım. Yol kenarındaki ağaçların sayesinde burnuma ulaşan toprak kokusunu daha fazla alabilmek için apartmanımın önüne geldiğimde bekliyorum. Gözlerimi kapatıp başımı gökyüzüne kaldırdığımda yağmur damlaları yüzüme düşüyor.
Başımı indirip tekrar gözlerimi açıyorum. Eve giresim yok fakat soğuyan hava dışarda kalmama engel oluyor. Daireme ulaştığımda banyoya girip ıslak kıyafetlerimden kurtuluyorum. Hızlıca aldığım sıcak duştan çıkıp kurulandıktan sonra rahat şeyler giyiyorum ve arzuladığım şeyi gerçekleştirmek için masama kuruluyorum.
Kağıdın üstünde kayıyor kalemimin ucu. Tekrar onu çiziyorum. Gülümseyen yüzü artık daha gerçekçi bir şekilde kağıdın üstünde yer ediniyor. Telefonum çaldığı için masamın başından ayrılıp kendimi yatağa bırakıp üstündeki telefonu alıyorum. Arayan, kafede bırakıp çıktığım arkadaşım, Seungmin.
"Evde misin? Çıkıp gittin ama şuan eve dönmüşsündür diye düşündüm."
"Evdeyim."
"Ne olduğunu anlatmak ister misin?"
Derin bir nefes alıp gözlerimi odanın tavanında tutmaya devam ediyorum.
"Sana bir kabusumu anlatmıştım hatırlıyor musun?"
"Evet."
"O adamı gördüm. Dışarıda, kafenin önünden kafenin olduğu sokaktan geçiyordu. Başta yüzünü göremedim fakat saçları onun gibiydi. Dışarı fırladığımda başta onu kaybettim ve adını seslenmeye başladım. Gittiğini düşünürken bir el bileğimi kavradı. O'ydu."
"Ne? Bu nasıl mümkün olabilir? Daha önce dışarda görüp yüzünü bilinç altın kullanıyor olabilir diyeceğim fakat öyle olsa aynı kabusu aynı ayrıntılarla bu kadar süre görmezdin."
"Evet. Ayrıca o da görüyormuş..."
Bir süre sessizlik oluyor. Şaşkınlığından ve bir anlam vermeye çalışmasından duraksadığını tahmin edebiliyorum. Telefonun öbür ucundan sıkıntılı bir nefes alış sesi geliyor.
"Felix... Bu reenkarnasyon gibi ama hatırlaman nasıl mümkün olabilir?"
Reenkarnasyon aklıma getirmek istemediğim bir düşünce ve bunu dile getiriyor arkadaşım. Hayatını kendi halinde sürdüren benim için bu uğraşmak istemeyeceğim bir ihtimal ama onu bir kere bulduğumda evimdeymiş gibi hissettiren şeyi göz ardı edemem.
"Bilmiyorum. Akışına bırakacağım sadece. Hayatımda olmasının bana kötü bir şey katmayacağından eminim. Umarım kabuslar devam etmez. Sonuçta onu buldum."
"Belki başka bir şey görürsün. Çok çılgınca."
Hayret ve hayranlık karışımı sesini duyunca gülmeme engel olamıyorum. Kendisi bu tarz şeyleri seven biri. Ben bir yorumda bulunmayınca konuşmaya devam ediyor.
"Numarasını aldın mı?"
"Evet. Daha doğrusu o istedi."
"Felix, kendini geri çekmene gerek yok. Bence uyumadan önce onu arayabilirsin veya bir mesaj at."
"Yaparım."
Kısa bir görüşürüz faslından sonra aramayı sonlandırıyoruz. Yağmurlu havadan dolayı hızla kapanan hava sebebiyle yatağın içine girme dürtüme engel olup bir şeyler atıştırmak için kalkıp mutfağa ilerliyorum. Hazır ramen işimi görüyor.
Hyunjin'i aramak istiyorum ve Seungmin'e kızıyorum bu fikri aklıma soktuğu için. Ona ihtiyacım olmayacağına dair kendimle içimde yaşadığım bir inatlaşma var fakat akışına bırakmaya karar verdiğim için umursamamaya çalışıyorum.
Aklımdaki karışık düşüncelere rağmen elim telefona gidiyor. Bugün beni darma duman eden ismin üstüne tıklıyorum. İkinci çalışında açılıyor, tatlı ve bir tutam endişe barındıran sesini duyuyorum.
"Felix, merhaba. Aramanı beklemiyordum, aslında ben aramayı düşünüyordum. İyisin değil mi?"
Sanki onu görüyormuşum gibi mimiklerini ve telaşlı halini zihnimde canlandırabiliyorum.
"İyiyim. Sadece sesini duymak istedim."
Şu looku hala atlatamayan ben
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe | Hyunlix
Fanfiction"Adımı dahi unutuyorum, sadece onun adını hatırlıyorum çünkü yeşil lenslerin süslediği gözleri gözlerime değince dünyam alt üst oluyor." 21/03/21