Duyduğum kalın ve bağıran ses yüzünden korkuyla sıçrayarak uyandım.
Etrafıma bakıyorum. Karanlık ve eşyaların karaltı şeklindeki silüetleri dışında bir şey gözükmüyor. Dikkat kesilip evdeki ve sokaktaki sesleri dinliyorum. Her şey sessiz, sadece evde çalışan teknolojik aletlerin belirsiz sesleri duyuluyor.
Üstümdeki uyku hali dağıldıkça ve gördüğüm kabusu hatırlayınca o bağırtının kendi sesim olduğunu fark ediyorum. Yanı başımdaki şişeden bir kaç yudum su içip boğazımı rahatlattıktan sonra kendimi tekrar yatağa bırakıyorum.
Uzun zamandır her gece gördüğüm, hayatımın dengesini bozmaya başlayan kabus kalbimi bir el sıkıyormuş gibi hissettiriyor. Her gece istisnasız aynı detayları atlamadan izliyorum. Bir lanet gibi. Bırakmamaya söz verdiğim güzel adamın cansız bedenini gerçekmişcesine hissediyorum kabuslarımda.
Bu kabuslar başladığında hep ona benzer bir yüz arıyordum. Bulduğum an 'Beni bu kabuslardan kurtar!' diye yüzüne haykırmak için. Bundan da ziyade bu kabusu ilk görmeye başladığımdan beri tanımadığım bu adamın ölümünü görmek bana tarifi imkansız bir üzüntü veriyor.
Hayatımda kimseye bu kadar değer vermemiş hatta çok fazla hisli olmayan bir adama göre sadece rüyama giren biri bana çok fazla şey hissettiriyor. Onu bulmalıyım. Onu bulmalıyım ve bu kabuslara bir son vermeliyim. Onun iyi olduğundan emin olursam bütün bunlar bitecek, böyle umuyorum.
Saat uyanmak için çok erken fakat tekrar aynı kabusu görmekten korktuğum için uyumaya cesaret edemiyorum. Haftalardır süren bu durum yüzünden yarım yamalak uykularımın bana hediyesi olan mor göz altlarım insanları korkutan bir görüntü oluşturuyor. Normal zamanlarda çillerime bakan dik bakışları artık göz altlarım yüzündendi.
Sıcak yatağımı terk edip çalışma masama yöneliyorum. Daima masamın üstünde duran çizim defterimi açıp gözlerimi kapıyor ve rüyamdaki adamı ölürken değil mutluyken gözümde canlandırmaya çalışıyorum. Bu beni rahatlatacak. Hayal edebildiğim kadarıyla gülümseyen yüzünü kağıda aktarıyorum. Kabusumdaki tebessümü çok buruk bu yüzden hayal gücümün, gerçek gülümsemesinin güzelliğine ulaşamayacağının farkındayım.
Ne kadar süremi harcadığımı bilmediğim çizimim nihayet bitiyor ve işte bana gülümsüyor. Gözlerimi gülümseyen dudak kıvrımlarında gezdiriyorum zihnime kazımak istercesine. Belki bilinç altıma böyle işlerse kabus görmeyebilirim diye düşünerek resmi yatağımın baş ucuna, yatarken görebileceğim bir konuma yerleştiriyorum. Ona bakarken gözlerim kapanıyor, beni içine çeken uykuya direnmiyorum.
____________
Sabah şaşırtıcı bir şekilde tamamen dinlenmiş uyanıyorum. Onu mutlu bir şekilde hayal etmek işe yaramış. Bir hafta önceden söz verdiğim arkadaşımla buluşmak için hazırlanıyorum. Bana hoşlandığı çocuğu anlatmak istiyor. Dışarda kahvaltı yapacağız ve her zamanki gibi eve dönerken tek başıma sanat mağazasında veya bir kitapçıda kendimi kaybedeceğim.
Sade bir şekilde giyinip çıkıyorum evden. Hava oldukça soğuk bu yüzden sokaklar sıcak günlere nispeten boş. Yakın olan kafeye yürüyerek ulaşıyorum ve beni bekleyen Seungmin'i cam kenarı bir masada görüyorum. Beni görünce yüzünde gittikçe büyüyen bir gülümseme oluşuyor.
Siparişlerimizi veriyoruz ve heyecanla bana hoşlandığı çocuğu anlatıyor. Adı Jeongin, bilerek hep onu sinir etmelerinden ve didişmelerinden bahsediyor. Jeongin bizden bir yaş küçük olsa da Seungmin, Jeongin'in kendisine hep korumacı bir şekilde yaklaştığını söylüyor. Ben onu dinlerken ve ağzıma ufak ufak önümdeki yiyeceklerden atarken hayatımda bir şeyin eksikliğini hissediyorum.
Gözümde yine aynı silüet beliriyor ve tam o esnada camdan dışarıya kayan gözlerim gümüş renk saçlı uzun bir bedeni seçiyor. Seungmin'i bırakıp dışarıya koşuyorum onun peşinden gitmek için. Tanıdığım sokaklar telaşım yüzünden tamamen yabancılaşıyor, onu gözden kaçırıyorum ve kaybolmuş hissediyorum.
Kabuslarımda defalarca sayıkladığım ismi kalın sesimle sokakta yankılanıyor. Uzaklaşmadıysa beni duyabilir. Ve duyuyor da. Yana yakıla onu arayan sesimi bileğimi tutan bir el ve başka bir ses kesiyor.
"Bana mı seslendiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe | Hyunlix
Fanfiction"Adımı dahi unutuyorum, sadece onun adını hatırlıyorum çünkü yeşil lenslerin süslediği gözleri gözlerime değince dünyam alt üst oluyor." 21/03/21