Bir cuma akşamı karşımdaki güzelliği izliyorum. Hafta başı ondan aldığım onay ile bugüne ayarlayabildiğimiz buluşmadayım.
"Seni ben davet ettim, almama izin vermeliydin."
Omuz silkip tatlı bir şekilde gülüyor.
"Ne fark edecek, ben seni almak istedim."
Gülümsemesi bana da bulaşıyor. Daha öncesinden tanıdık gelen benzeri olmayan huzurlu bir anın içerisindeyim. Onun varlığı buna sebep oluyor. 'Acaba o da benimle aynı mı hissediyor?' sorusunun aklımdan geçmesine engel olamıyorum fakat yanımdayken tamamen rahat olması ve yüzünden eksilmeyen gülümseme bana 'Evet' cevabını veriyor.
Onu getirdiğim mekan küçük ve salaş bir yer, şatafatlı bir restoran yerine. Açık alanında onlarcası etrafı aydınlatan küçük ışıklandırmalara sahip. Masaların üstünde canlı çiçeklerin olması hoşuma gidiyor. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki bir eli hep çiçeklerin yaprakları üstünde geziniyor. İçtiğimiz kırmızı şarap yanaklarının kızarmasına sebep olmuş, konuşurken önüne gelen gri perçemlerini düzenli olarak kulağının arkasına itiyor.
"... Peki boş zamanlarında neyle ilgileniyorsun?"
Sorduğu soruyla düşünmek için kendime kısa bir an tanıyorum ve şarabımı yudumluyorum.
"Mimar olduğum için boş zamanlarımda çizim yapmayı seviyorum, bina çizimleri dışında şeyler yani. Tarihi yerleri gezmeyi de severim. Bu tarz yerlere gittiğimde doldurduğum bir çizim defterim var."
İlgisini çekmiş olacak ki kaşları havalanıyor.
"Havalıymış, mesleğin de hobin de."
"Teşekkür ederim. Sen neyle ilgileniyorsun?"
"Ailemin bir yayınevi var. Ben de bazen orada editörlük yapıyorum. Ayrıca bir edebiyat dergisinde yazarım. Boş zamanlarımda da fotoğraf çekmeyi seviyorum genel olarak. Mesleğim sebebiyle kitap okumak hobi ile iş arasında bir yerde, editörlük yaptığım dönemlerde ekstra bir kitap okumak zor olabiliyor."
Konuşurken arada düşünmek için gözlerini havaya dikiyor. Boşalan kadehini doldurmak için konuşmasını bölmeden yanımdaki şişeyi kavrayıp kadehini kırmızı sıvıyla dolduruyorum ve bakışları üstümde geziniyor. Şişenin dibini de kendi kadehime boşaltıp bakışlarımı ona çeviriyorum.
"Edebiyatla veya sanatla ilgilenen biri havası veriyorsun. Ayrıca bence bu da oldukça ilgi çekici."
Ufak bir teşekkür mırıldanıp yüzünden silinmeyen nazik tebessümle bakışlarını kaçırıyor.
Yanımdaki hareketlilikle dikkatim oraya yöneliyor. Bizim dışımızda kalan son müşteriler kalkıyor, çalışanlar kapatmak için bizi beklemesinler diye garsona hesap için işaret yapıyorum. Karşımdaki beden cüzdanını çıkarmaya çalışıyor.
"Hyunjin, izin verirsen ben ısmarlamak istiyorum. Seni ben davet ettiğim için."
"Bu şekilde mahçup hissederim ama bir dahakine benim ısmarlamama izin verirsen neden olmasın."
"Sonraki buluşmayı ayarlama yöntemin mi?"
"Öyle de olabilir."
Yanıma gelen garsonla hesabı ödüyorum ve ayaklanıp gri saçlı beden ile kapanmak üzere olan restoranı terk ediyoruz. Beni aldığı arabasına doğru yürürken bu şekilde araba kullanması doğru gelmiyor.
"İkimiz de içtik, arabayı bırakıp taksi ile dönsen daha güvenli olur."
"Haklısın. Daha sonra gelip arabayı alabilirim."
Çıktığımız restoranın yanındaki taksi durağına doğru ilerliyoruz. Durakta henüz bir taksi yok.
"Taksi gelene kadar seninle bekleyeceğim."
Elleri ceketinin cebinde, sallanırken başını önüne eğip gülümsüyor. Kulağının arkasına sıkıştırdığı saçları inatla tekrar yüzüne düşüyor. Aniden içine derin bir nefes çekip kafasını kaldırıyor ve bakışlarımızı birleştiriyor.
"Felix sana sarılabilir miyim? Tanışalı bir hafta olmadı, seni bundan önceki görüşüm de günler önce fakat ilk karşıma çıktığından beri seni yıllardır özlüyormuşum gibi hissetmeme engel olamıyorum. Bunun için çok uzun süre beklemiş gibiyim."
Gözleri dolmak ve dolmamak arasında, çatallaşan sesi eşliğinde konuştuktan sonra burnunu çekiyor. Bir cevap verme gereğini duymadan aynı özlemle kollarımı beline sarıyorum. Aynı şekilde kolları boynuma dolanıyor, yanağı şakağıma yaslanıyor. Benden uzun oluşu sebebiyle yüzüm boynuna yakın, kokusunu içime çekiyorum.
Yüzlerce yıl bunu beklemişim. Yüzlerce yıl bunu beklemiş.
Bu kitap genel olarak aşırı hayalet okuyucu kitlesine sahip. Umarım oy ve yorumlarınızı esirgemezsiniz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
