''Nereye gidiyoruz?''
Yanımdaki koltukta arabayı sürmekte olan gri saçlı bedene soruyorum. Sorumu yöneltmemin ardından bakışlarım yola odaklanmasıyla oluşan ciddi ifadesine ve çene çizgisine takılıyor. Çocuksu bir hevesle ''Güzel bir yer, sadece bana güven.'' diyor kısa bir anlığına bana çevirdiği bakışlarıyla.
Buna ayak uydurmayı tercih ediyorum, bir gece ansızın evime gelip benimle uyuduğu geceden beri aylardır olduğu gibi yalnızca düşünmeden ona ayak uyduruyorum. Sonucundan pişman olmayacağımı biliyorum ve bunun güveniyle, arabanın hızından ağaçlar kayıp giden bir görüntü gibi akarken, erken saatte çıkmamıza karşın ayılamadığım için acıyan gözlerimi dinlendirmek adına gözlerimi kapatarak başımı geriye yaslıyorum.
''Gece geç mi yattın?''
Yumuşak sesi kulaklarıma ulaştığında gözlerimi açma gereği duymuyorum ve sağ kolumu dirseğinden cama yaslarken hafifçe yana düşen başımı elimle destekliyorum.
''Fazla geç değil, birazdan kendime gelirim endişelenme Nepenthe.''
Ona hitap ederken bu kelimeyi her kullanışımda olduğu gibi titrek nefesinin sesi arabanın içini doldurduğunda dudaklarımı küçük bir hareketle yukarı doğru kıvrılmasına engel olamıyorum. Nepenthe diye hitap etmemden fazlasıyla etkileniyor, belli etmemeye çalışsa da bu kelime dudaklarımdan döküldüğü an bakışları savunmasız bir perdeyi üzerine çekiyor ve kesik bir nefesi çekiyor içine.
İçime aniden bir huzursuzluk dolarken gözlerimi açıp önce yolu sonra da yanımdaki bedeni kontrol ediyorum. Ani hareketimden olsa gerek bakışları beni bulurken ''Yoldan ayırma gözlerini.'' diye mırıldanıyorum.
Bu kötü his çoğunlukla kötü bir olayın habercisi olmuyor, rüyamda belki yüzlerce kez önceki yaşamında nasıl öldüğünü izleyişimden olsa gerek güvende olduğundan emin olmamı hatırlatıyor yalnızca.
''Bir sorun yok değil mi?''
Gözlerini yoldan ayırmamaya çalışarak sorduğunda cevap vermeme fırsat tanımadan devam ediyor sözlerine.
''Yine kontrol etme ihtiyacı mı hissettin? Lixie, sadece şimdiye odaklan lütfen. Rüyanda gördüklerin şimdi yaşadığımız ana veya hayata ait değil, aynısı olacak da demek değil.''
Yumuşak sesiyle beni rahatlatmak istediğinde bu konuşmanın zamanının şimdi olmadığını düşünüyormuş gibi kısa kesiyor cümlelerini.
''Bunun kolay olmadığını biliyorsun Nepenthe.''
O rüyayı kendisi de en net hatlarıyla gördüğünde ağlayarak beni aradığı, evime geldiği geceyi anımsayarak konuşuyorum. Aklımı dağıtan ise arabanın giderek yavaşlaması oluyor. Sorgulayan bakışlarım ise arabayı durdurup kemerini çözen bedenin irisleriyle buluşmayı bekliyor.
''Geldik.''
Kemerini çözdükten sonra eğilerek dudaklarıma kısa bir öpücük bırakıyor ve inmek adına kapısını açtığında hareketlenerek ben de kapımı açıyorum ve ayaklarımı yere basıyorum. Beni beklemeden adımlarını arabanın arkasına yöneltmesiyle çevreme bakıyorum.
Küçük ve ormanın içinde, şehrin griliğinden kaçmak isteyenleri çekmek için olduğu belli olan bir otel görüş açıma giriyor. Yolda gelirken bakışlarım gri saçlı bedenden ayrılmadığı veya gözlerim kapalı kaldığı için nereye geldiğimizi şimdi fark ediyorum. Bu tarz bir geziyi bekliyordum ancak hazırlanırken odama girip 'Senin çantanı da ben hazırlayacağım.' diyerek beni kovmuş olan beden yüzünden bulunduğumuz otelin arkasında kaldığını düşündüğüm açık otoparkta şaşırıyorum.
''Kamp diye düşünmüştüm ama havalar belirsiz olduğu için risk almak istemedim.''
Konuşarak yanıma gelen beden bagajdan aldığı ve peşinden sürüklediği valizlerle bana bakıyor ve kendi valizimin sapını tutarak ''Burası da gayet hoş gözüküyor, iyi düşünmüşsün.'' diyorum canlı tuttuğum sesimle.
O ise sabırsız bir şekilde ayakları üzerinde bir iki defa yükseldiğinde, bu planı ortaya attığından beri rekor bir süre söylememeyi başarmış olduğu küçük sırrı dudakları arasından kaçıracağını anlıyorum.
''Burada bir göl var, seni oraya götürmek istiyorum aslında.''
Kulağıma ulaşan kelimeleriyle tanıdık bir his beni ele geçiriyor, çok eski bir anının esintileri zihnime doluşuyor.
Uzun süredir bölüm atmamam sebebiyle kitabı unutmuş olacaklar olabilir o yüzden bu göl meselesinin Felix'in daha önce rüya sahnelerinde karşımıza çıktığını hatırlatmak istiyorum, isterseniz geri dönüp göz atabilirsiniz.
Ve 20'de de final düşünüyorum, kitapta görmek istediğiniz şeyler varsa yorum olarak bırakabilirsiniz. Akışı bozmayacak şekilde ekleme şansım olursa ekleyeceğim.
Sevgilerle🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe | Hyunlix
Fanfiction"Adımı dahi unutuyorum, sadece onun adını hatırlıyorum çünkü yeşil lenslerin süslediği gözleri gözlerime değince dünyam alt üst oluyor." 21/03/21