Jinyoung eve dönerken keyfi gayet yerindeydi. Markete uğrayıp akşam için bir şeyler aldı. Yerde oturan dilencilerin önündeki iki farklı kutudan para için olana birkaç bozuk para bile atmıştı. Geri dönüşüm yazan yerin boş olduğunu görünce derin bir nefes aldı. Herkes kendi için yaşayacaktı tabi ki. Bu sistem geleli elli yılı geçmişti ve bazı insanlar hala protesto ediyorlardı. Dünyanın git gide pislenmeye ve mahvolmaya başladığını gören bilim insanları, insanları en önemli şeyleriyle tehdit etmeye karar vermişlerdi. Hayatlarıyla. Geri dönüştüren herkes yaşayabilirdi. Geri kalanlar ise ölmek zorundaydı. Jinyoung önünden geçtiği bir elektronik mağazasının vitrininde duran televizyondan gelen sesi kulağı rahatsız edecek derecede ince olan bir kadının konuştuğunu duydu.
"Gün sonunda Dünya için ne yaptım diye sorduğunuzda hiçbir şey diyorsanız zaten Dünya sizi içinde istemiyordur!"
Sistem gayet basitti.
○Her bireyin harcadığı para ve satın aldığı paketli eşya üzerinden yüzde kaç geri dönüşüm yaptığı hesaplanır ve günler buna göre kazanılır.☆
●Geri dönüştürülen belirli bir miktarda gün kazanılır
○Bu günler yaşamak için kullanılır.
●Her gece on iki de bir gün eksilir.
○Bir seferde yalnızca elli gün kazanılabilir.
●Yaşamak için on gün kalmadan önce bir daha geri dönüşüm yapıp gün kazanılamaz.
○Geri dönüşüm günleri on dört yaşına kadar yönetim tarafından karşılanır.
●On dört yaşından sonra birey kendi geri dönüşüm malzemesini ayırmaya başlamalıdır.
○Herhangi bir nedenden geri dönüşüm yapamayacak halde olan bir birey gerekli işlemler yapıldıktan ve onaylandıktan sonra eğer hastalığı ya da engeli kalıcı değilse bir süre boyunca yönetim tarafından, eğer kalıcıysa ve hayatını uzatmak için onun yerine kimse geri dönüşüm yapamıyorsa bir insan hayatı (yaklaşık 90 yıl) boyunca yönetim tarafından karşılanır.
Jinyoung evine girince rahatça koltuğa oturdu ve gözlerini kapadı. Arabalar elli yıl önce egsoz gazı saldıkları için Dünya'ya veda etmişlerdi. Sadece elektirikli arabalar vardı ve Jinyoung şu anki durumuyla sadece hayal kurabilirdi. Kapısının çalmasıyla oturduğu yerden kalktı. "Bay Park!" Jinyoung kapıyı açıp gülümsedi. "Merhaba Jaeh-" Zar zor ayakta tuttuğu adamı içeri sokarken Jinyoung ona baktı. "Kim bu?" Jaehyun onu koltuğa yatırdıktan derin bir nefes aldı. "Perişan halde geldi, her yeri morluklarla dolu. Cebinde sizin adınızın yazdığı bir kağıt vardı. Jinyoung'a kadığı uzattı. Jinyoung başını sallayıp kağıdı aldı ve kağıt atıklar için olan geri dönüşüm kutusuna attı.
"Ben çıkayım mı..?" Jinyoung başını salladı. "Uyanınca...söyler herhalde kim olduğunu." Jinyoung sakin gözükmesine karşın bayılacak gibi hissediyordu. Elleri ve ayakları buz kesmiş ama yüzü yanıyordu. Karşısındaki adamın kim olduğunu bilmek istiyordu, adını nerden bulmuştu ve neden ona gelmişti? Belki de uyanmasını beklemeden polisi aramalı ve onu burdan aldırmalıydı. Bu Jaehyun denen liseli çocuğun geri dönüşüm kutusundaki malzemeleri çalmak için yağtığı bir plan da olabilirdi. Bu adam sadece rol yapıyor ve arkasını döndüğü an kafasıma bir tane geçirecek olabilirdi.
Jaehyun çıktığında Jinyoung karşısındaki adamın ceplerini kontrol etti. Sol cebinde bulduğu cüzdanı çıkardı ve içinde bulduğu kimliğe göz gezdirdi. "Wang Jackson." Mırıldandı. Koltukta yatan adam sadece sessizce nefes alıyordu. Jinyoung karşısındaki koltuğa oturup derin bir nefes aldı. Adamın yüzünü incelerken kaşının hafifçe şiştiğini ve yanağının morardığını gördü. Adını nereden bulmuştu? Wang ismi tanıdık gelmiyordu. Bu adamı da daha önce hiç görmemişti. Eh...uyandığında nasıl olsa sorularına cevap verecekti. Gözlerini ona dikti ve beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Recycle To Live
Fiksi PenggemarHayatta kalmak için geri dönüşüm yapmak zorunda olunan bir dünyada, Jinyoung, Jackson'a göz kulak olmak zorunda hissediyordu.