insan bam telinden birbirine eklenir

110 18 21
                                    

hayat çoğu zaman zordur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hayat çoğu zaman zordur.

kuduz bir kedi omzunuzu tırmaladığında,baş ağrıları ile savaş verip gülümsemeye devam ettiğinizde,hayalleriniz kırılıp o kırıkları cam boya ile boyayıp kalp duvarlarınıza vitray kaplama yaptığınızda,gözyaşlarınız akıp durduğu için uyuyamadığınızda,anksiyete krizi geçirip elleriniz dahi uyuşup başınız dönerken dayanacak kimseniz olmadığında kısacası şu doğal seçilim denen bok kavram her geçen günü daha çekilmez hale getirdiğinde hayat zordur.

ancak bir süre sonra zorluklar o kadar da büyük gelmemeye başlar.acı sanki fıtrattan beri hamurunuza katılmışçasına sizinle bütünleşir,benim tahminimce bağrınıza gömülür,kendini sevdirir.

bir kere buna alıştınız mı hiçbir şey eskisi gibi olmaz.gözlerin feri solar,bakışlar bayıklaşır.gülüşler ufak ses teli titreşimlerinden öte geçemezken avucunuz sıkıntının nerede olduğunu bilircesine bağrınızda konaklanır sürekli.fark etmeden yaparsınız bunu,fark ettiğinizde ise pek çok şey için çok geçtir.

deli ben deliyim,akıllı ben akıllıyım demez.acısı olan bağrından belli olur sözlerinden değil.öyle her çok konuşan her şeyi de bilmez.bakmayın bilir konuştuğuma ben de çok şey bilmem.

elim bağrımdadır,bakışlarım bayık.

opera binasındayım.olduğum yere ulaşmak için girişteki holun güzelliğine kapılmayıp sağdaki merdivenden yukarı çıkmanız,özel izleme teraslarının siren şarkılarını görmezden gelip sola dönmeniz ve hiç sapmadan dümdüz ilerlemeniz gerekir.burası jongin'in birkaç gün önce beni korkutmak için girdiği gizli pencereden de gizli bir duvara çıkar.öyle şamdan indirerek falan girilmese de kendince pek çok numarası vardır bu odanın.

duvarları ses izolasyonunu sağlamak için olsa gerek bordo kadifeden yastığımsı kumaşla kaplıdır.binanın arka tarafına açılan küçük olsa da odayı havalandırmaya yetecek bir camı ve envai çeşit sahne malzemesine ev sahipliği yapan kitaplıkları vardır.

burada olmayı severim.peruklar,tüylü atkılar,biblolar,iskeletler,kabarık balo elbiseleri ve mantar panoya yapıştırılmış senaryo sayfalarının arasında oturup hiçbir şey yapmamayı çok severim.burada bağırırım,burada ağlar,burada kendim olurum.jongin dahil kimse bilmez burayı.bu yüzden burası benim herkesten sakladığım cennetimdir.

sabah buraya geldiğimde o küçücük pencereden sıcak güneş ışıkları tenimi okşuyorken şimdi ay ışığı sonatını çalıyor.kimseyle görüşmek istemediğim için buraya kaçtığım gerçeği kendimi çocuk gibi hissettirse de etrafı toplamak ve biraz kafa dinleyip sevdiğim tiratları okumak kendimi bugünün saklambaç için değil dinlenmek için doğduğuna inandırmama yardımcı oluyor.

karnımın acıktığını hissediyorum,sabah yanıma aldığım yarım ekmek muhtemelen kendimi düşünmeye kaptırdığım anlardan birinde mideme inmiş.tek bir kırıntı yok.eve gitme vakti gelmiş olmalı,içimden jongin'in evde olup yemek yapmış olmasını bir de bebeğin evde olmamasını diliyorum.

Matisse|HunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin