serseri denince akla gelen çok fazla tip vardır.çoğu kadın serseri tipli erkeklerden hoşlandığını öne sürer mesela.nedir peki bu tip?rüzgarın karıştırdığı simsiyah saçlar,sivri bir çene ve o çenenin üstündeki dudaktan hiç ayrılmayan sigara dumanı.siyah kıyafetler,belki deri belki kot ceketler ve üç günlük yemekten daha bozuk bir ağız.bu benim nacizane serseri tanımım.doğruluk payı olması ya da olmaması hatta genellemeler yapıp konuştuğum için yiyebileceğim linç umrumda değil.
bir keresinde bir serseriyi oynamıştım.ağzıma duman sürmediğimden kürdan kullanmıştım.ayak tabanlarıma yarım basar,saçlarımı özenle dağıtıp mor ve siyah fardan birkaç yara kondururdum içe göçük yanaklarıma.gittiğim her yere rolümü taşırdım,rolü oynamak değil yaşamak isterdim çünkü.
eve giderken herkesin kullandığı ana yol yerine kasabanın evsizlerinin takıldığı sokak aralarında duvarların isine sürerdim parmaklarımı.makyaj yetmeyince bile isteye kavgalar çıkarır gerçek yaralar sahiplenirdim bedenim için.rolümü yaşamak da değil,serseri olmak isterdim.
şimdilerde o günler çok geride kalsa bile basit bir alçı ustası olarak gecenin bir vakti ellerim koyu renk yüksek bel dar pantolonumun arka ceplerinde kendilerini ısıtmaya çalışırken serseri ruhunu içimde hissediyorum.oynadığım her karakter bende tırnak izlerini bırakmış,içimde hamlet ile yaşıyor dışıma romeo vuruyorum.
ceket almadığından olsa gerek,ceketim uzun ısrarları sonucu jongin'in omuzlarında dinleniyor,kemiklerime kadar titriyorum ancak kastığım sivri çenem ile ifadesizliğimi koruduğuma inanıyorum her zaman.
kısık gözlerim ve sivri çenem,benim kalın sınırlarım.
jongin'in de bir serseri olduğuna inanıyorum.nazik hanımefendilerin ve bir de chanyeol'un başını döndüren kasabanın terzisine binbir yakarış sonucu özel olarak diktirdiği yüksek bel kumaş pantolonları ve buna tamamen zıt bir şekilde üzerine atıverdiği deri ceketleri ile serseri tanımımın şekil bir nokta biri gibi.
karamel saçları hiç uğraşsız sol tarafından ayrılır,giydiği her şeyin çizimini kendi yapar,kumaş parası toparlamak için üç işte bile çalışır.benim aksime duman solumaya bayılır,ayık geçirdiği geceler haftanın üç gününü geçmez.ağzı bozuktur ancak pamuk gibi bir kalbi vardır.çocukluğumuzdan beri yan yana evlerde büyüdüğümüzden yedi yaşına kadar çişini tutamadığını bilsem de ergenliğin ona bu özellikleri kattığına inanıyorum.
ellerim çok üşüyor,mevsim normallerinden daha soğuk bir gece kansızlık çeken vücudum için.daldığım düşüncelerimden dolayı fark etmiyorum ancak serseri tanımımın şekil bir a nokta ikisi de kızarmış yanakları ile jongin'in yanından yürüyor.
chanyeol cüssesine oranla küçücük bir adam.kocaman elleri ve upuzun kollarına tezat köfte dudakları ve elma yanakları var.aslında düşününce chanyeol serseri tanımımın yanından bile geçmiyor gibi görünebilir.ancak kestirmeyi son üç aydır reddetiği kabarık,ağaç kabuğu rengi dalgalı saçları,bile isteye yırtıp yırtıp giydiği dar pantolonlarının üstüne geçirdiği jongin ve benim aksime her ay şehre gittiğinde aldığı ona birkaç beden büyük son moda ceketleri ile serserilik çizgisini kafasını uzatarak da olsa geçiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matisse|HunHo
Fanfictionminik bir kasabanın koca yürekli oyun yazarı huysuz sehun,histerik bir menajer tarafından hayatına kasten sokulan şehirli şarkıcıya aşık olur. Halsey-Sorry