Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• Harry Potter
Harry, kötü durumlarla başa çıkmada oldukça iyi olduğunu hissetti. 11 yaşından beri tehlikeli durumlara sürüklendikten sonra, çoğu insan onun duygularını ve hislerini en azından aşağı yukarı iyi kavradığını varsaydı. Ve genellikle onları kontrol edebildi ve başkalarından saklayabildi, sadece Ron, Hermione ve senin önünde ara sıra patlamalar yaşadı.
Ama Ron ve Hermione onu asla tam olarak sakinleştirememiş gibiydiler, Ron'un öfkesi yükselmeye başlayacak ve Hermione, ikisi arasında arabuluculuk yapma zorunluluğu gibi kaçınılmaz bir görevle baş başa kalacaktı. Etrafındayken ona yardım ederdin, ama çoğu zaman Quidditch ile meşgul olurdun.
Ancak Hagrid'in deniz kenarındaki kulübenin kapısını kırıp Harry'ye on birinci doğum gününde büyücü olduğunu söylediği andan itibaren bir domino etkisi meydana geldi ve olayların harekete geçmesine neden oldu. Hogwarts'a varması, seninle tanışası, Ron ve Hermione ile tanışması, Felsefe Taşını kurtarması, Sırlar Odası'nın gizemini çözmesi, Şahgaga, Sirius'un Azkaban'dan kaçması ve herkesin sandığı şeytani katil olmadığı ortaya çıkması .
Hatta üç büyücü turnuvası ve Cedric Diggory'nin ölümü, bunların hepsi olmuştu ve yine de Sihir Bakanlığı bunu görmeyi reddetti, Voldemort'un geri döndüğünü ve Harry'nin ondan nefret ettiğini kabul etmeyi reddetti. Cornelius Fudge'a çok kızgındı. Harry'nin vaftiz babası Sirius'u kitlesel bir katil ve ölüm yiyen olmakla suçlamaya devam ettiği için öfkelendi, ancak bu gerçeklerden çok uzaktı.
Ancak şimdi, Gizem Dairesindeki Savaştan sonra, nihayet Sihir Bakanlığı'nın yaklaşmakta olan şeyin tehdidini tam olarak anladığına inandığı zamandı. Voldemort geri döndü ve tüm Büyücü Dünyası büyük bir tehlike altındaydı.
Bunlar, Hogwarts'taki o günkü son dersine giderken Harry'nin kafasından dolaşan düşüncelerdi. Senin yanında yürüdüğünü, sınıfta dolaştığının belli belirsiz farkındaydı, ama dikkatini pek çekemedi. Bütün yazı iyileşmekle geçirmiş olmasına ve sen, Ron ve Hermione'nin tam desteğine ve yardımına sahip olmasına rağmen, Sirius'u her düşündüğünde açık yaranın yeniden açıldığını hissetti.
Böyle bir kayıptan kurtulmanın zaman alacağını biliyordu, ancak bu konuda çok fazla düşünmemek ve derslerine odaklanmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsa da, düşünceleri her zaman Sirius'a, Bellatrix'e ve Gizem Dairesindeki o geceye geri döndü. Onun bir parçasını biliyordu, hoşuna gitmese de,Sirius'un ölmesinden kendini sorumlu tuttu. Bu kadar dürtüsel olmasaydı, Hermione'nin tavsiyesini dinlemiş ve sadece rüyalara dayanan şeylere acele etmemiş olsaydı, Sirius hala hayatta olabilirdi....
