2013 Yılından Devam.
"Ben çıkıyorum!"
"Tamam annem, hadi iyi dersler." Annem konuşurken ayakkabılarımı giymiş ve kapıyı kapatmıştım. Merdivenlerden inip okula doğru yol aldım. Sonunda okula vardığımda merdivenlerden çıkıp sınıfıma girdim. Sınıfta birkaç kişi vardı. Eski sınıfımdan arkadaşlar ve karma olduğumuz sınıftan kişiler. Sırama doğru gittim ve Su'ya selam verdim.
"La kanka."
"Hı kanka?"
"Nabersin? Oyunu indirdin mi yine?" derken gülüyordum. Fakat Deniz duymasın diye sessiz söylemiştim. Gerçi duyamazdı, çünkü arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Fenerbahçe'den! Ki umrumda değil. Bicaus ayem Galatasarylıyım! İngilizce pert dostlar ahey, nokta se. İhihi.
"İndircem kanka. Benden kaçmaz. O oyun indirelecek!"
"Salak ya."
"Sus kız." Zilin çalmasıyla birlikte sınıf dolmaya başlamıştı. Ders programından hatırladığım üzere dersimiz fendi. Yani Gökçe hocamızın dersiydi. Söylemedim mi? Gökçe hoca fen öğretmeni de. Fen dersini severdim, ama vücudumuzla ilgili konuları. Beyin felan. İhihi. Elektrikmiş, suymuş felan o konuları pek sevmiyorum.
Gökçe hocanın sınıfa girmesiyle derse başlamış bulunuyoruz arkadaşlar. Hadi bize iyi dersler!
***
Dersin ardından teneffüs zili çalmış, Su'yla kantine inmiştik. Kantinden tost ve meyvesuyu aldıktan sonra tekrar sınıfa çıktık. Tostumu büyükcene bir iştahla yedikten sonra Su'ya döndüm. Tostunun yarısını bile yememişti daha.
"Birazdan zil çalcak kanka, ne zaman bitirmeyi düşünüyon?"
"Of be Mine, sanki beni bilmiyosun." Başımı iki yana salladım ve pencerenin kenarındaki peteğe gittim. Camdan dışarıyı izlemeye başladım. Aşağıya baktığımda sınınıfımızdan: Efe, Eymen, Yağız, Burak, Deniz ve Kaan top oynuyorlardı. Hepsine sırayla baktım. Eymen'in ismini bir an aklımdan geçirince bi garip oldum lan. Ey-Men! ahaah, mal ben. Niye kendime hakaret ettiğimi bilmiyorum ama ismini öyle söyleyince komik oluyo, ihihh.
Zilin çalmasıyla dakikalardır petekte olan elim yanmaya başlayınca elimi hızla çektim. Arkamı dönüp sınıfa göz gezdirdim. Yeni arkadaşlarıma baktım. Çoğu kafa insanlara benziyorlardı ama önce tanışmak lazımdı. Fakat şu an Su'cuğum bana yeter. Derken Su yanıma geldi.
"Canım sıkıldı."
"Okuldayız kanka."
"Eee?"
"Eesi, elbette ki canın sıkılıcak malmısın! Okuldayız!'" derken yüzümü ciddi tutmaya çalışıyordum fakat başaramayınca gülmeye başladım. Su ise yüzünü buruşturmuş bana bakıyordu.
"Ne oldu?" Aniden gülmeye başlayınca canım arkadaşımın kafayı sıyırdığını düşündüm.
"Bişiy olmadı."
"İyi misin kanka?" Bana garipçene baktı ve cevap verdi.
"İyiyim be kanka. Hadi sıraya gidelim." Beraber yürüyerek sıraya gittik. Sıraya otururken sınıfa Yağız ve arkadaşları girdiler. Hem de ne giriş! Kahkahalarla girdiler resmeağğn. İhihi, neyse.
Birkaç dakika sonra sınıf tamamen dolmuş, büyük bir gürültünün içinde öğretmenimizin gelmesini bekliyorduk. Ders yine fendi. Birkaç saniyecik sonra hocamıs içeri elinde birkaç kağıtla girdi. Pekala en son kağıtlarla girdiğinde ders programı çıkmışt. Acaba şimdi ne çıkacak?
Hocamız: "Arkadaşlar bugün..." diye konuşmaya başladığında sınıf sessiz olmuş bir şekilde hocamızı dinliyordu. Ders başlamıştır arkadaşlar, görüşürüz.
***
"Görşürüz kanka yarın, ödevleri unutma." diye bağırdığımda Su beni umursamayrak 'görüşürüz' deyip geçiştirdi. Kendisi pek ödev yapmazda. Ama ilginç bi şekilde ödev felan yapmadığı halde, yazı yazmadığı halde derslerde ki başarısı iyiydi. İçimden onu takdir ettim. İhih.
Eve doğru yürümeye başladım. Okul bitmişti nihayet. Hergün hergün aynı işkence. Phoff, yarında ingilizce var.
İngilizceyi düşünerek eve gelmiştim. Merdivenlerden çıkarak kapının önüne vardım. Kapıyı tıklattım ve ayakkabılarımı çıkartmaya başladım. Eve girdiğimde karşımda poposunun üzerinde bana iki çift dişiyle güler halde bakan kardeşcağızım Ecrin'le karşılaştım. Evet, sevgi gösterisine hazır olun çok muhterem dostlar.
"Oy benim aşkım, ablasını kapıda da mı karşılarmış! Oy canısım binimm. Kuşhumm. Bebeeğmm, gel aplaya gel." Ecrin kollarını havaya kaldırıp heyecanlı bir şekilde bağırmaya başladı. Sırtımı ağrıtan çantamı yere atıp kardeşcağızımı kucağıma aldım.
"Lan yerim seni. Gülme öyle iki çift dişinle." Ecrin dişlerini daha da gösterek gülünce yanaklarını ısırasım geldi ama o benden önce davranıp eğzını yanaklaımla birleştirdi.
"Kız salyalı bırak."
"Ağğuh." diye garip bir ses çıkarınca yanağımı kardeşimin ağzından çektim ve yanaklarına sulu sulu öpçükler bıraktım. O sırada anacağım salondan çağırdı.
"Mine!."
"Ne!?"
"Düzgün konuş anneyle!"
"Buyurun anneciğim, ne istemiştiniz?" Annem eğlenerek gülerken ben yüzümü buruşturmuş Ecrin'le birlikte salona gittim. Annem açmış bi tane program izliyordu.
"Anee, açım ben!"
"Git ye bişiyler, dolapta yemek var." Odama gidip üstümü değiştirdim ve rahat bir eşofman ile bluz giydim. Saçlarımıda topladıktan sonra mutfağa koştum. Ayem hangri dostlar. Dolaptan yemek çıkarttım ve ocağa koyup ısıttım. Yimeem ısındıktan sonra tabağa koydum ve dolmalarımı iştahla yedim. Karnım tamamen doyduğunda yüzümde doymuş bir sırıtışla odaya gittim ve bilgisayara oturdum. Faysime girdim ve bildirimlerime felan baktım. Birkaç tane oyun isteğinden başka bildireim yoktu. Su'dan mesaj vardı. Mesajı açtığımda bir link vardı.
Su: Yeni şarkı sdsfdsf ezberle knk.
Linki açtım ve şarkıyı dinledim. Şarkıya tamamen aşina olduğumda letrasını açtım. Yine ispanyolca bir şarkıydı. Zar zorda olsa şarkıyı söylemeye çalıştım. Güzel bir şarkıydı. Canım sıkıldığı için şarkıyı ve feysimi kapattım ve her zaman film izlediğim bir siteye girdim. Teker teker filmlere bakarken komik bir filmde durdum ve açtım. Filmimi izlemeye başladım. Gerçekten komik bir filmdi. Ayhh neyse, ben filmime devam edeyim. Bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ortaokul Aşkım
Teen FictionBaşlarda aptal bir çocukluk aşkı gibi gelmişti. Diğerlerinden farksız gibiydi. Önemsememiştim. Önemsenecek bir yanı olduğunu düşünmemiştim ya da. Fakat zamanla hissettiğim duygular benimle birlikte büyüdü. Kalbimi, aklımı ele geçirdi aşkın. Gözlerim...