Multide vazgeçilmezimiz 'petek' ve Nükleer Başlıklı Kız - Beni Hatırla şarkısı var.
2013 Yılından Devam.
Güne yine Yağız'ı düşünerek başlamıştım. Gece rüyamda görmemem şaşırtıcıydı doğrusu. Sürekli onu düşünmüştüm. Yüzünden hiç eksik olmayan gülüşünü, yüzünü... Lanet! Yine onu düşünüyorum.
Çantamı sırtıma takarak okulun yolunu tuttum. Sonunda okula geldiğimde okuldan çıkışta aşağıya doğru inen merdivenlerden Yağız'ın geldiğini gördüm. Beni görmemişti. Kalbim göğüs kafesimden çıkmaya çalışırcasına atıyordu. Koyu kahve gözleri ile benim gözlerim buluştuğunda kafamı hemen başka yöne çevirdim. Kalbim hala deli gibi atıyordu. Midemde ki lanet olası kelebeklerse çoktan oluşmaya başlamıştı. Yine; Lanet!
Beni olduğum durumdan kurtaran Su'nun seslenişi olmuştu.
"Mine!" Kafamı yukarı doğru çıkan merdivenlere yönelttiğimde Su aşağı iniyordu.
"Selam."
"Dalmışsın la, ne ayak?" Yağız yüzünden böyle olduğunu söylemek istemiyordum. Yağız demişken, çoktan merdivenlerden çıkmış okul kapısına doğru gidiyordu.
"Önemli değil ya." dedim ve okula doğru yürümeye başladım. Su'da peşimden geliyordu. Sınıfa girerken Yağız'la gözlerimiz yine buluştu. Fakat gözlerimi hemen başka yöne çektim. Onunla göz göze gelmek nedensizce heyecanlanmama neden oluyordu. Bu konuyuda düşünülecekler listesine aldım ve sırama oturdum. Çantamdan kitaplarımı çıkartırken Su'nun söylediklerini dinliyordum. Her ne kadar odaklanmakta zorluk çeksemde.
"Hım, tamam." diye homurdanıken Su enseme vurdu.
"Ah, ne vuruyon lan!"
"Niye dinlemiyon lan sen beni?" Çünkü aklımda Yağız var.
"Dalmışım kanka ya." derken İngilizceci sınıfa girdi. Öğğk, ingilizce. Berbat!
Ayağa kalktık ve:
"Gud morning tiçır!" diye bağırdık. Hoca 'oturun' dedikten sonra yerimize oturduk ve hocanın sınıf defterine bir şeyler yazmasını bekledik. Bu sırada defterimi felan çıkartmıştım. Hocanın sınıf defteriyle işi bittiğinde ayağa kallktı ve konuşmaya başladı.
"Evet, çocuklar, kitabınızın elli ikinci sayfaısın açın!" Poff. Kitabın hocanın söylediği sayfasını açtım. Ve karşıma çok tatlıcık bir köpek çıktı. Ay bide yavru. İhihi. Köpekleri severim ama korkarım. Sizde bendensiniz biliyorum dostlarım, gelin bi sarılalım.
Hoca etkinliklerde yapmamız gerekenleri söyledi ve bizde yapmaya başladık. Ve ben tabiki hiçbir bok anlamadım. Ayhh, neyse dersten sonra görüşürüz.
***
Dersten sonra teneffüste Su'yla kantine indik. Ben sucuklu tost ve meyve suyu alırken su poğaça ve ayran almıtı. Sucuklu tost. ksksksk. Yemeğimizi yerken aklımın bir köşesinde Yağız vardı. Lanet! Niye hep onu düşünüyorum lan? İyi değilim.
Eziksin sen Mine. Salak gibi onu düşünüyorsun.
İç sesimi şut çekerek susturdum. Ama sanırım haklı. Ezik gibi sabahtan beri Yağız'ı düşünüyorum. Mal ben. Pekala, düşünme Mine. Kımon dostum, yapabilirsin. Ah, Yağız neden bu tarafa bakıyorsun ki? Ben burada seni düşünmemeye çalışıyorum. Sen gelmiş buraya bakıyorsun. İnsafsız mısın dostum? .s.s
Haklıyım tabii.
İç sesime onaylamaz bakışlar atarken tostumdan bir ısırık aldım. Keyifle tostumu yerken bakışlarım arada istemsizce Yağız'ın ve arkadaşlarının olduğu yere gidiyordu. Hay ben senin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ortaokul Aşkım
Teen FictionBaşlarda aptal bir çocukluk aşkı gibi gelmişti. Diğerlerinden farksız gibiydi. Önemsememiştim. Önemsenecek bir yanı olduğunu düşünmemiştim ya da. Fakat zamanla hissettiğim duygular benimle birlikte büyüdü. Kalbimi, aklımı ele geçirdi aşkın. Gözlerim...