bölüm 5: kesitler

945 141 68
                                    

Lisa,her zaman profesyonel bir dansçı olmak istemişti fakat ailesi buna şiddetle karşı çıkmıştı.

Her ailenin söylediği o klasik cümleler yüzünden istemediği bir bölüme yerleşen Lisa,asla danstan vazgeçmemiş her gün kendine bir şeyler katmaya çalışmıştı.

Şimdi ise boş salonda müzik eşliğinde kıvrak bedenini kontrollü bir şekilde sergiliyordu.

Çok da uzaklarda olmayan Sehun,müziğin sesine doğru yaklaşmış genç kızın dansını izlemeye başlamıştı.

Sehun'un aklında şimdiden birçok düşünce dolanıyordu

Dansı bu kadar hissettirmesi ve her şeyde yetenekli olması,onu etkilemişti.

Müzik kesildiğinde Lisa kendini yere attı,fazlasıyla terlemiş bedenini havlu ile kurularken bir yandan da suyunu içiyordu ve bu görüntü Sehun için eşsizdi.

"Dansta bile yeteneklisin Lisa,senin yapamadığın bir şey var mı acaba?"

Lisa duyduğu ses ile şaşırmıştı,karşısında Sehun'u görmeyi beklemiyordu.

"Sen beni mi izliyordun?"

"Kim görse izlerdi,dansın gerçekten eşsiz."

"Teşekkür ederim." Lisa utandığını fazla belli ediyordu ve bunun farkındaydı.

"Seninle hiç sohbetimiz olmamıştı değil mi?" Sehun'un sorusuyla Lisa derin bir nefes aldı.

"Evet öyleydi."

"Bu oyun hoşuma gitmeye başladı." Sehun'un sırıtması Lisa'nın hoşuna gitmemişti.

"Söz konusu bir kızın ölümüyken bunun hoşuna gitmesi biraz garip Sehun-shi."

"Söylemek istediğim şey o değildi." Lisa,Sehun'a son kez baktıktan sonra büyük salondan çıkmıştı.

Bir yandan Rosé,Kampüsün sahasında Basketbol oynayan çocukları izliyordu,bu onun günlük eğlencelerinden birisiydi.

Rosé her zaman okulda kıskanılan o kız olmuştu güzel,zengin ve yetenekliydi fakat kimse onun içini önemsememişti.

Zamanla Rosé,iç güzelliğin saçmalık olduğuna inandı ve sadece dış görünüşünü kullanarak istediğini elde etmeye çalıştı,başarmıştı da.

Her ne kadar dışarıdan masum ve neşeli bir kız gibi görünse de iç dünyası zamanla kararmıştı.

Rosé üstüne doğru gelen basket topundan son anda kaçtığında topu almaya gelen kişiye son sesi ile bağırmaya başladı.

"Önünü göremiyor musun,senin yüzünden yaralanacaktım,aptal!" Rosé gelen kişiye baktığında Jungkook'u gördü.

"Sadece bir top prenses merak etme seni öldürmeyecek." Jungkook'un alaylı cümlesi Rosé'nin sinirini bozmuştu.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Olayları fazla abartıyorsun Rosé."

"Şimdi de akıl mı verir oldun?" Rosé'nin küçümser tavrına Jungkook gülmeden edememişti.

"Bir dost tavsiyesi olarak kabul et." Dedi ve topu alıp sahaya geri döndüğünde arkasında sinirli bir Rosé bırakmıştı.

Jisoo,o okulun istenmeyen ucubesiydi.
Her zaman sözleriyle insanları yaralar geçmişlerinde kötü bir anı olarak yer edinirdi.

Onu sakinleştiren tek kişi her zaman Jennie olmuştu fakat şimdi o da yoksa Jisoo ne yapacaktı?

"Kim Jisoo ne zaman cenazeye gider gibi giyinmekten vazgeçeceksin?" Jisoo duyduğu cümle ile arkasını döndü.

Bu yüzler tanıdıktı fakat adlarını ezberle suretine bile girmemişti.

"Ah doğru ya en yakın arkadaşın ölmüştü fakat üstünden yıllar geçmedi mi?" Sarı saçlı kızın alaycı cümlesi Jisoo'nun sınırlarını zorlamıştı.

Ani bir hareketle kızın saçlarını tutan Jisoo'yu bahçedekiler izlemeye başlamıştı.

Jisoo kızın çığlıklarını hiçe sayarak kulağına doğru eğildi.

"Senin cenazen için şimdiden minik bir hazırlık yapıyordum sadece beğenmedin mi?" Kız çığlıkları atmaya devam ederken güçlü bir elin Jisoo'yu çekmesiyle sarı saçlı kız kurtulmuştu.

"Sen delisin Kim Jisoo,Deli!" Jisoo kızın dağılmış haline gülerken kaçmalarını izliyordu.

Onu çeken kişiye bakmak istediğinde karşısında Taehyung'u gördü.

"Cidden işime karışmasan olmaz mı?" Onu baştan aşağı süzdükten sonra konuşmuştu.

"Tüm okulun önünde kıza saldırdın birinin seni durdurması gerekiyordu."

"Benim işime kimse burnunu sokamaz buna sen de dahilsin."

"Etrafına korku saçmaktan başka bir şey bilmiyor musun sen?" Taehyung'un normalden yüksek çıkan sesi Jisoo'nun ilgisini çekmişti.

"1 hafta önce yanıma yaklaşmaya korkan kişilerden birisiydin şimdi ne değişti?" Taehyung'un cevap vermesini beklemeden devam etti.

"Eğer şu oyun zırvalığı yüzünden yakınlaştığımızı sanıyorsan yanılıyorsun,ben kimse ile yakın olmam Taehyung."

Taehyung,genç kızın sözlerinin tam zıttı olan gözlerine bakıyordu.

Gözler asla yalan söylemezdi ve Kim Jisoo'nun gözleri büyük bir hüzün taşıyordu.

"Bitti mi?" Taehyung'un cümlesine cevap vermeden yanından ayrılmıştı.

Gr16 oyunu herkesin hayatında büyük değişikliklere yol açacaktı,yapmam denilen şeyler bir bir gerçekleşecekti ve bunların sonucu büyük bir yanlışın habercisiydi.

_______________________________

Görev veya oyunun olmadığı hepsinin hayatını anlatan minik kesitleri sunmak istedim böylece karakterleri daha iyi tanıyabilirsiniz.

Ayrıca oluşturduğum karakterlerde kusursuzluk aramayın,bu hayatta kötüler de vardır ve biz
bu kötülerin hayatının nasıl ilerleyeceğini göreceğiz.






GR16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin