bölüm 9: sarhoş

969 131 81
                                    

Jisoo,tek bardakta sarhoş olacak bir bünyeye sahipken tek başına 1 şişeyi bitirmişti bile.

Gece yarısıydı,evine gitmeyi istemiyordu bu yüzden adımlarını daha farklı bir konuma doğru çevirdi.

Savsak yürüyüşü ile zor yürüse de sonunda aradığı evin kapısına gelmişti,zile durmadan basarken sonunda kapı açıldı.

Jisoo kocaman gülümsemesi ile önündeki şaşkın yüze baktı.

"Jisoo burada ne işin var?" Jisoo'nun sarhoş olduğunu anlayan Taehyung,kolundan tuttu fakat Jisoo buna izin vermeden Taehyung'a sıkıca sarılıp ağlamaya başladı.

"Sadece bir süre böyle kalalım." Hıçkırıkları arasından çıkan ses ile Taehyung,Jisoo'nun saçlarını okşamaya başladı.

Genç kızı sadece 2 sefer bu hâlde görmüştü onu bu defa üzenin ne olduğunu öğrenmek istiyordu.

"Kapıyı kapatalım Jisoo,daha fazla üşüme." Jisoo ona sarılırken kapıyı yavaşça örttü.

Şimdi ise mayışmış bir bedeni dizlerine yatırmış saçlarını okşuyordu.

"Pişmanım Taehyung." Jisoo'nun sesi,Taehyung'u meraklandırdı.

"Ne için?"

"Her şey için,ona iyi bakamadığım için,iyi bir insan olamadığım için,ailemi seçme şansım olmadığı için ve hatta bir ailem olmadığı için."

"Ailen nerede seni merak etmezler mi?"

"Birisi mezarda diğeri ise hapiste,sence beni merak ederler mi Taehyung?"

Taehyung,genç kızın saklı kutusunu açmayı başarmıştı.

"Hangisi neden hapiste veya hangisi neden öldü."

"Annem babamı öldürdü." Genç kız göz yaşları daha kurumadan küçük bir kahkaha atmıştı.

"Annemden nefret ediyorum Taehyung,ben kötü bir evlat mıyım?"

"Hayır Jisoo,böyle düşünme."

"Kızlar her zaman annesini örnek alırmış,ben de annemi örnek aldım Taehyung,ben kötü bir evlat değilim."

Taehyung duyduklarıyla duraksadı,Jisoo'nun cümleleri hiç normal değildi.

"Sen birisini mi öldürdün Jisoo?" Taehyung'un tek hamlede sorduğu cümle ile Jisoo yerinden doğruldu.

"Sanırım artık gitmeliyim."

"Bunu yapmadın değil mi?"

"Ben birisini öldürmedim Taehyung,ben onların hislerini öldürdüm bu onları yaşayan bir ölü yapar değil mi?"

Taehyung,derin bir nefes aldı ve genç kızın dağılmış saçlarını düzeltti.

"Böyle birisi olmak zorunda değilsin."

"Peki ya sen Taehyung,sen neden bu oyundasın?" Jisoo meraklı gözlerini yukarı Taehyung'un yüzüne çıkardı.

"Geç oldu seni eve bırakmamı ister misin?"

"Hayır ben burada seninle kalmak istiyorum." Jisoo ayağa kalktığında önce Taehyung'u koltuğa oturttu ardından kendisi Taehyung'un kucağına oturdu.

"Ne yapıyorsun Jisoo?"

"Hissetmemi sağla."

"Ne?"

"Sevilmek istiyorum,birisinin beni karşılıksız sevmesini istiyorum benim için bunu yapamaz mısın?"

Taehyung genç kızın hareketlerine hayran kalmış bir şekilde bakıyordu.

Jisoo,dudaklarını Taehyung'un boynuna yaklaştırdı ve küçük buseler bırakmaya başladı,bu ikisi içinde farklı hislerdi.

Jisoo'nun sıcak dudakları sonunda Taehyung'un dolgun dudakları ile buluştuğunda,ikisi de daha fazlasını istiyordu fakat Taehyung Jisoo'yu geri çekti.

"Sarhoşsun."

"Ne fark eder?"

"Sadece pişman olmanı istemiyorum Jisoo." Taehyung Jisoo'yu kucağına aldı ve yatak odalarından birisine götürdü.

Yatağa girer girmez uyuklamaya başlayan Jisoo'ya gülmeden edememişti.

Üstünü bir battaniye ile örttükten sonra kendi odasına geçti,bu gece onun için oldukça garipti.

Jungkook gelen mesajları okumadan sildi,hepsinin tek gecelik ilişkisi olduğu kadınlardan olduğunu biliyordu.

Yanında yatan sarışına baktığında onu uyandırmadan çıkması gerektiğini fark etti,hemen üstünü giydikten sonra parasını bırakıp otelden ayrıldı.

Sehun ile sözleştikleri yere doğru giderken tanıdık bir yüz ile karşılaştı.

"Haftasonu bile seni görmek ne kadar da hoş." Jungkook Rosé'ye imalı sözlerini söylerken Rosé gözlerini devirdi.

"İnanır mısın benim için hiç geçerli değil bu durum,şimdi çekilirsen gideceğim." Rosé,Jungkook'un yanından geçip gidecekken duyduğu şey ile duraksadı.

"Roséanne Park,neden bu kadar kibirlisin?"

"Bana şu ad ile seslenme."

"Neden çok mu sinirini bozuyor?" Jungkook her adımda Rosé'yi daha çok duvara yaklaştırıyordu.

"Sen daha çok sinirimi bozuyorsun Jeon."

"Hmm." Jungkook onu hiç takmadan ilerlemeye devam ediyordu ve sonunda Rosé'nin sırtı duvarla birleşmişti.

"Bu adı neden sevmiyorsun Roséanne?"

"Sana böyle seslenme dedim!" Rosé'nin sinirlenmesine karşı Jungkook kahkaha atmıştı ve ardından yüzünü Rosé'ye daha çok yaklaştırdı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Rosé Jungkook'a sert bir tekme attıktan sonra kendini duvardan uzaklaştırdı.

"Bir daha bana yaklaşma Jeon!" Rosé arkasında acıdan kıvranan bir Jungkook bırakırken içten içe çok eğlenmişti.

_______________________

Vsoo ve Rosékook bölümü olsun bu da






GR16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin