ENJEKTÖR ( Bölüm II )

263 15 13
                                    

Emre gözlerini yavaşca araladı. Ama gözünün içine giren ışık canını acıtıyordu. Fakat gözlerini kapalı da tutamıyordu. Yanıyordu gözleri bu sefer. Eliyle ışığı engellemek için kolunu kaldırdı. Ama olmuyordu, kaldıramadı kolunu. Ne görebiliyor nede hareket edebiliyordu. Biraz bekledi, belki de aniden hareket ettirdiği için olmuştu. Sonra biraz zorladı kendini, kolunu biraz oynatabilmişti. Eliyle ışığı engelledi. Yanan gözlerini biraz aralayıp rahatlamayı umuyordu. Ancak göz kapaklarını aralaması ile gözleri daha da yanmaya başladı. Hemen yumdu gözlerini. Biraz bekleyince tekrar denedi. Yine yanmıştı gözleri ama yine kapatmaya niyeti yoktu Emre'nin. Gözlerini acısına rağmen açık tuttu. Artık gözleri o kadar çok yanmıyordu.

Biraz odayı inceledi. Kendi odasında, yatağının üzerinde yatıyordu. Saate bakmak için telefonuna uzandı. Telefonu komodinin üzerinde değildi. Nereye bıraktığına bakmak için kafasını kaldırdı ancak ensesine bıçak gibi saplanan acıyla kala kaldı. Elini hemen ensesine götürdü. Ensesine dokunduğunda acıyordu ama bir ıslaklık vardı. Hemen eline baktı. Kıpkırmızı kan parmaklarından aşağı doğru akıyordu.

Panik olmuştu. Aniden yattığı yerde doğruldu. Ama bu ani hareketiyle ensesin de bıçak saplanmış hissi değil balta girmiş gibi bir ağrı vardı. Bu ağrıyla inlemeye başladı. Çünkü aynı zaman da tüm vücudu sızlıyordu. Doğrulduğu anda ensesinden aşağı akan kanı hissetti. İki elini ensesine deydirdi. Çok kan vardı.  Başını ensesinde ki acıdan dolayı döndüremediği için vücudu ile birlikte dönüp yattığı yere baktı. Yastığı kan olmuştu.

Dün gece neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. Yada belki günler olmuştu - tabi bu çok düşük bir ihtimal - En son pencerenin önünde idi. Sonra birden kapı açılmıştı. Arkasına dönmemişti. Yanına birinin yaklaştığını ayak seslerinden anlamıstı. Sonra tam arkasına gelmişti Emre'nin, çünkü nefesini hissetmişti. Ama sonra ne olduğunu hatırlamıyordu. Uyandığın da yatağındaydı, ensesinden akan kan ve sızlayan vücuduyla.

Hemen pencerenin önüne baktı. Yere kadar olan camın önünde bir kaç damla kan ve Emre'nin biblolarından biri vardı. Zar zor da olsa yataktan kalkmayı başardı. Ama bir türlü dengede duramıyordu. Telefonu çalışma masasının üzerindeydi. Yavaş yavaş ilerleyerek telefonunu eline aldı. Saat 06:12 idi ve pazardı bu gün. Yani günler geçmemiş. Çünkü dün cumartesiydi. Ama gece en son saate baktığında saat 01:26 idi. Neredeyse dört buçuk saattir kanıyor olamazdı değil mi ?

Ensesinin bu kadar uzun süredir kanamasına imkan yoktu. Yoksa kan kaybından ölürdü. O halde duyduğu nefes sesinden yani arkasına gelen kişi her kimse ondan hemen sonra olmuş olamazdı. Yakın bir zaman da olmalıydı. Ayrıca ne yastığında nede ensesinde hiç kuru kan yoktu. Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da kanamayı durdurmak için bir şeyler arıyordu. Bulamayınca da dolabından aldığı tişörtünü ensesine doladı.

Dün gece odaya giren büyük ihtimalle Emre'nin onları izlediğini anlamış ve buna son vermek için odaya girip, Emre'yi bayıltmıştı. Sonra da yatağına yatırıp rüya gördüğünü sanmasını istemişti. Saatler sonra bir nedenden dolayı geri gelip masanın uzerinde ki bibloyla Emre'nin ensesini kanatmıştı. İşi bittikten sonra da bibloyu kafa karıştırmak için camın önüne fırlattı. Bir gün de yaşadıklarına bakılırsa Emre gayet normal bir kanıya varmıştı.

Ama neden daha sonra gelip zaten bayılltığı birinine, kanatacak kadar sert vurdu? Cevabını bulamadığı sorulara bir yenisi daha eklenmişti. Birden bir şey fark etti. Dün gece camın önünde ne görmüştü ki? Bir şeyleri izliyordu. Sadece çok kötü şeyler olduğunu hatırlıyordu. Ama ne gördüğünü değil. Aslında camın önüne neden geldiğini de hatırlamıyordu. Korkmaya başlamıştı. Yatağına oturdu. Fakat dosdoğru bile duramıyordu. Her yeri özellikle de ensesi çok ağrıyordu. Hatırlamaya çalıştıkça da başı. Dayanamıyordu artık. Geri doğru attı kendini. Kollarını yatağının iki yanına uzattı. Hızlı hızlı nefes alışına engel olamıyordu. Sonra var gücüyle amcasına seslendi :

SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin