Suna odasının ortasında durmuş, ellerini beline yerleştirerek kendince toplu olduğuna inandığı odasında gezdiriyordu gözlerini. Annesi birkaç saat önce telefonda bayan Miya ile konuşmuş, bayan Miya kısa bir süreliğine Osamu'ya bakması için ricada bulunmuştu. Bayan Rintarou da seve seve kabul etmişti kadının ricasını. Yani evlerine misafir gelecekti ve bu da Suna'nın heyecanlanmasına sebep oluyordu. Bu evlerindeki ilk misafirin Osamu olacağını gösteriyordu.
Bayan Miya ikizleri dişçiye götürecekti, lakin bu onun için fazlasıyla zahmetli bir işti. Çünkü ikizleri aynı anda götürmek büyük bir kaosa yol açıyordu. Biri diğerinin abartı dolu anısını duyduğunda diğeri kesinlikle doktorun yanına gitmek istemiyordu. Birbirlerini korkutmakta üstlerine yoktu, özellikle başı Atsumu çekiyordu. Tam bir drama kraliçesiydi ve abartmakta bir numaraydı. Hayal gücü fazlasıyla geniş olan bu çocuk kurduğu hikayelerle ikizini korkutmayı çok iyi başarıyordu.
Suna, zilin çalmasıyla hızlıca odasından çıkmış dış kapıya doğru adeta koşmuştu. Fazlasıyla heyecanlıydı, yerinde duramıyordu ve de özlemişti oğlanı. Bu yüzden sabırsızdı. Annesi ise Suna'nın bu haline gülmeden edememiş, küçük misafirlerini bekletmemek için kapıyı aralamıştı. Karşılarında bayan Miya ve Osamu el ele bir şekilde dururken Osamu'nun da Suna'dan farkı yoktu.
Osamu annesinin elini bırakarak Suna'ya sarılmış, Suna'da küçük kollarını Osamu'nun beline sararak karşılık vermişti kendisine sarılan oğlana. Anneleri ise oğullarının bu sıcak kucaklaşmasını tebessüm ederek izlemişti. Lakin herkesin aksine bir kişi bu durumdan hiç memnun değildi."Ben de sarılmak istiyorum!"
Duydukları ses ile dört kafa anında evin önündeki araçta tek başına oturan Atsumu'ya dönmüştü. Kafasını açmış olduğu camdan çıkarmış üzgün bir surat ifadesiyle sarılan ikizine ve arkadaşına bakmıştı. Dişçiye ilk gidecek kişi olarak kesinlikle teselli için sarılma ve yanaklarına öpücükler istiyordu.
Suna, Atsumu'ya halinden dolayı kocaman gülümserken, Osamu mızmızlanan ikizine dil çıkarmakla meşguldü. Sarılmaları Atsumu sayesinde kesilmişti ne de olsa.
"Eğer ağlamazsan sana kocaman sarılırım Tsumu!"
Suna, annesinin daima ona sunduğu bu koşulu Atsumu'ya koyarken geçen ona seslenmesini istediği şekilde seslenmişti. Atsumu'nun morali anında düzelirken omuz silkmişti.
"Kim ağlayacakmış, ben mi? Hah!" Önüne gelen saçlarını adeta bir prens edasıyla geriye savurmuştu Atsumu. "Kesinlikle ağlamayacağım ve bana kocaman sarılacaksın, Sunarin. Hatta döndüğümüzde anneme de sorabilirsin. "
Atsumu bu sözlerden sonra kesinlikle ağlamayacak ve Suna'dan koca bir sarılma alacaktı.
-
Bayan Miya ve Atsumu küçük bir vedalaşmanın ardından ,doktor randevularınu kaçırmamak için, fazla durmadan gitmişlerdi. Suna ve Osamu da salona geçmek yerine Suna'nın odasına, bayan Rintarou ise çocuklara atıştırmaları için bir şeyler hazırlayabilmek adına mutfağa geçmişti.
"Korkuyor musun dişçiden?" Suna, endişeyle tişörtünin etekleriyle oynayan çocuğa sormadan edemedi.
"Hayır..." Bir süre bekledikten sonra ekledi." Belki biraz." Yalan söylemenin alemi yok diye düşündü Osamu, Suna'ya karşı korkusuz biri gibi gözükmek istiyordu lakin endişeleri şu an daha ağır basıyordu. Sadece bir dişçiydi, ilk defa da gitmiyordu. Ama bu oradaki aletleri görünce yüreği ağzında atmasına engel değildi.
Suna, Osamu'nun bu itirafına karşı çocuğun kucağındaki elini sıkıca tutmuştu. "Ben her zaman burdayım, eğer endişelenirsen ya da korkarsan elimi sıkıca tutabilirsin."
"Her zaman mı?"
"Her zaman."
"O zaman söz vermelisin bana, her zaman yanımda olacaksın ki ben de korktuğumda elini tutabileceğim. Ya da endişelenirsem."
"Söz veriyorum, Osamu" Osamu o gün Suna'dan ufak bir söz çaldı."Şimdi sen de söz ver."
"Söz veriyorum, Rin Rin" Suna da Osamu'dan ufak bir söz çalmış, durmu eşitlemişti.
Bu küçük anlaşmalarının ardından birleşik olan elleri kısa süreli ayrılmıştı, lakin bu ayrılığa karşı serçe parmakları birbirine sıkıca dolanmıştı. Suna yapmış oldukları bu hareketle birlikte kısık gözlerinin iyice kısılmasına sebebiyet verecek şekilde gülümsemişti Osamu'ya.
Osamu, Suna'nın bu haliyle fazlasıyla güzel gözüktüğünü düşünüyordu o sırada. Ona sunduğu sıcacık gülümsemesi, birbirine dolanan serçe parmakları ve söylediği sözlerle güvende hissediyordu. Rin Rin'inin yanında tüm endişelerinin uçup gittiğini, onu terk ettiğini düşünüyordu. Lakin Osamu o an başka bir şey daha düşünüyordu.
"Suna.. Beni görebiliyor musun?"
"Ne?" Suna şaşkınlığını gizleyemeden sormuştu.
"Şey gözlerin, güldüğünde gözükmüyorlar... Gülerken beni görebiliyor musun?"
-
![](https://img.wattpad.com/cover/263204710-288-k420398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Going Dumb / Sunaosa
Teen Fiction(askıda) Miya Osamu büyük bir telaşla oyun parkına ikizi Atsumu'yu bulma umuduyla girdi. Lakin ne yazık ki tanıdık bedeni bulamadı. Ama o sırada salıncakların tekinde oturan yabancı bir çocuk takıldı gözüne. Ondan yardım isteyebilme umuduyla koşar a...