İyi Geceler Öpücüğü

617 86 34
                                    


Suna, Atsumu, Osamu ve Bayan Miya yemek sofrasında oturmuş Osamu'nun yaptığı yemekleri yiyorlardı. Genelde evde yemekleri Osamu yapar ve kimse de bundan şikayetçi olmazdı. Bayan Miya, oğlunun bu kadar yetenekli olmasına her seferinde şaşırırdı. Suna ve Atsumu ise bu duruma alışmış, Osamu'nun bu yeteneklerle kutsandığını kabul etmişlerdi. Keyfini çıkarmaya bakıyorlardı.

Bayan Miya yemeğini bitirip tabağını ve kaşığını alarak sofradan kalkarken oğullarını bölmek zorunda kalmıştı.

"Sohbetinize doyum olmuyor gençler, lakin biraz yorgun olduğum için erkenden uyuyacağım. Bu arada Suna... Hem saat geç oldu hem de havada karardı. Gönlüm el vermez seni böyle yollamaya. Annenden izin isteyip bu gecelik burda kalsan olmaz mı? Hem eminim, annende izin verecektir."

Suna, kendisine yöneltilen açık davet ile bir süre düşünmüş ve ağzının dolu olmasından dolayı da zaman kazanmakta sorun yaşamamıştı. Gözü perdesi açık olan cama ilişirken havanın ne ara bu kadar karardığını kestiremiyordu. Zaman hızla akıp gitmişti resmen. Suna alt dudağını hafifçe dişlerken fazla bekletmeden başıyla onaylamıştı kendisinden yanıt bekleyen kadını.

"Burada kalmam sizi endişelendirmeyecekse kalabilirim, tabii ilk önce annemden izin almalıyım. Biliyorsunuz ki son sözü kesinlikle o söylüyor."

Bayan Miya ve Bayan Rintarou oğullarının da yakınlığı sayesinde yakınlaşmış, çok yakın iki arkadaş olmuşlardı. Bu yüzden içi rahattı, arkadaşının teklifini geri çevirmeyeceğini biliyordu. Hem ikisininde içi böyle rahat ederdi. Bayan Miya ile Bayan Rintarou işlerinden buldukları her fırsatta buluşur, vakit geçirirlerdi. Hem aralarındaki bağ sayesinde ikizler ve Suna çocukluklarından beri birlikte büyümüş, çokça birbirlerinde kalmıştı. Bu onlar için ilk sayılmadığı gibi hazırlıksızda sayılmazlardı. Suna'nın birkaç parça kıyafeti bulunurdu evlerinde, aynısı ikizler içinde geçerliydi.

Bayan Miya mutfaktan ayrılarak odasına geçerken Atsumu munzur bir ifade takınmıştı bile. Ağzındakilerin bitmemiş olmasını umursamayarak konuşmuş, dikkatleri üzerinde toplamıştı.

"Ee, Sunarin.." Elindeki kaşığı kullanarak Suna'yı işaret etmeden geçmemişti. Aslında amacı işaretten ziyade tehditkâr bir hava oluşturmaktı. İzledikleri korku filminden sonra tek yatmak gibi bir düşincesi asla yoktu. "Bu sefer benimle uyuyorsun değil mi?"

"Eh.. Ben mi?" Suna bitirdiği yemeği ile sandalyesinde geriye doğru yaslanırken ellerini şişmiş olan karnın üzerine yerleştirmiş, omuz silkmişti. " Bana fark etmi-"

"Rin Rin, en son bize geldiğinde benimle uyuyacağını söylemiştin. Unutmuş değilsin değil mi?" Osamu, Suna'nın lafını bölmek zorunda kalmış ve kendini hatırlatmadan edememişti. En son geldiğinde de Atsumu ile uyumuştu ve bir dahaki sefer için kendisine söz vermişti. Yoğun geçen günlerinin ardından unutmuş olma ihtimali yüksekti, bu yüzden ona asla kızmıyordu Osamu. Kızabileceğini de hiç sanmıyordu gerçi.

Suna, Osamu'nun hatırlatmasıyla belli belirsiz anılar zihninde canlanırken kısık sesle mırıldanmıştı. "Ben... Üzgünüm, Atsumu. Lakin söz verdim sonuçta."

"Hadi ama! Bu gece gerçekten tek yatmak istemiyorum." Atsumu sitemkâr bir sesle sızlanmış, drama kraliçeliğini yine ortaya koymuştu. Pireyi deve yapacak ve oyunculuğunu konuşturacaktı. Eh, Suna ve Osamu buna alışkındı. Bu yüzden onlara işlemeyecekti, Atsumu da yol yakınken vazgeçmişti ufak çaplı performansından. Bugün yeteri kadar sergilemiş sayılırdı.

"Ne o, korku filmi çok mu etkiledi seni." Osamu, sinir bozucu bir sesle ikizine dönmüş fırsat bu fırsat diyerek onunla uğraşmak için ilk adımı atmıştı. Ki özellikle sabah kendisine vurduğu gerçeğini de unutmuş sayılmazdı.

Going Dumb / SunaosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin