"Aşk acısı mı çekiyorsun?"
Osamu elini ensesine atarak çekinircesine sormuştu soruyu. Çünkü hiç yapmayacağı bir şeyi yapmış ve şarkının anlamına bakmıştı. İçinden gelen garip bir dürtüyle yapmıştı bunu Osamu. Ki baktığında içinde bir burukluk hissetmişti. Biraz da korku. Alacağı yanıttan korktuğu gibi bir korku sarmıştı içini. Hoşlandığı çocuğun kalbinde birinin olması olasılığı ile sarsıldı. Ama bozuntuya vermemeye çalıştı.
"Bunu da nereden çıkardın?" Suna şaşkın bir şekilde Osamu'ya döndü. Böyle bir soruyla karşılaşacağını düşünmemişti. Yoksa fazla mı belli ediyordu, Osamu fark etmiş miydi? Hiç sanmıyordu, Suna. Aynıydı, değişen bir hali tavrı yoktu. Aksine, değişen biri varsa Osamu'ydu. Ama onu da suçlayamazdı, sonuçta birini sevmesi kadar doğal bir şey yoktu.
"Önerdiğin şarkı... sözlerine baktım." Osamu küçük bir açıklamada bulundu Suna'nın şaşkınlığını gidermek için. Kısa ve öz bir yanıttı, çünkü ilk kendi sorusuna bir cevap bekliyordu. Ki bu cevabı Suna'yı tatmin etmiş olacak ki oğlandan onaylar mırıltılar dökülmüştü dudağından.
"Hayır, aşk acısı çekmem için ilk önce aşık olmam gerek değil mi? Aksi halde bu tuhaf olurdu. Sadece şarkı hoşuma gittiği için attım. Sözlerinden çok melodisine odaklanıyorsun diye. Bir dahakine dikkat ederim." Suna gergince ellerini pantolonun ceplerine soktu. Nemlenmiş ellerini pantolonunun kumaşına sildi. Vermiş olduğu cevaptan emindi. Pürüzsüz ve dikkat çekmeyen, Osamu'nun üstelemeyeceğini bildiği bir yanıttı. Ki ne diyebilirdi ki bunun üzerine.
"Anladım." Ensesindeki elini yavaşça indirdi Osamu. Rahatlamış hissediyordu ve bu da şu an şapşalca sırıtmasına sebep oluyordu. Üzerinden bir yük kalkmış gibiydi, lakin bilmiyordu ki aynı yükün benzerini bizzat Suna'ya kendisi yüklemişti. Kalbinin korkuyla atmasını sağlayan olasılığı kendi elleriyle somutlaştırmış ve oğlana bırakmıştı.
Okulun bahçesi yavaş yavaş öğrenciler ile dolarken görevli öğretmenler okulun dış kapısını kapatıyordu. Kapıların kapandığını gören öğrenciler tabanlarına kuvvet okula doğru koşarken hoparlörden derin başlayacağına ait olan zil çalmıştı. Bu da bahçede dikilen ikiliyi harekete geçirmiş, aralarındaki sohbetin sonlanmasına sebep olmuştu.
-
'Oi, Sunarin! Aklıma bir fikir geldi." Atsumu büyük bir neşeyle kolunu Suna'nın omuzuna atarken üçlü kafeteryaya doğru ilerliyordu. Atsumu'ya nazaran diğer ikisi onun kadar heyecanlı ve enerjik değildi. Hele ki az önce gördükleri tarih dersi bir hâyli enerjilerini çekmişti Suna ve Osamu'nun.
"Sormaya korkuyorum ama... Neymiş aklına gelen fikir?" Suna, arkadaşının heyecanını kırmak istemiyordu. Bu yüzden elinden geldiğince pozitif olmaya çalışıyordu. Lakin Atsumu kadar olması imkansız olduğu için hafiften vazgeçer gibi oluyordu.
"Sormakla hata ediyorsun RinRin." Osamu, evden getirdiği onigirisini yerken ikilinin başlayacak olan sohbetine sızmış, adeta baltalamıştı. Ki bunun karşılığında Atsumu'dan ters bakışlar kazanmıştı. Ama bu Osamu için ilk değildi, bu yüzden sadece omuz silkip geçiyor ve ikilinin adımlarına uymaya çalışarak elindeki atıştırmalığını yiyordu.
"Kes sesini 'Samu. Atlama ordan hemen. Ayrıca, Sunarin. Biz onca yıldır arkadaşız ama hiç birlikte lunaparka gitmedik. Hem yakınlardaki bir lunaparkta da biletlerde kampanya mı ne varmış. Ne dersin, gidelim mi?" Atsumu, ikizinin kendisine sataşmasına aldırmamış ve gram eksilmemiş heyecanıyla kaldığı yerden bir çırpıda sunuvermişti Suna'ya teklifini. Geçen gün, sınıftaki arkadaşlarının konuşmasına kulak misafiri olmuş onlardan öğrenmişti. Sonrada Suna ile hiç birlikte lunaparka gitmedikleri gelmişti aklına. Yapmadıkları ne çok şey vardı aslında. Onca zaman birliktelerdi, beilikte büyümüşlerdi adeta. Ama hâlâ yapmadıkları çok şey vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/263204710-288-k420398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Going Dumb / Sunaosa
Fiksi Remaja(askıda) Miya Osamu büyük bir telaşla oyun parkına ikizi Atsumu'yu bulma umuduyla girdi. Lakin ne yazık ki tanıdık bedeni bulamadı. Ama o sırada salıncakların tekinde oturan yabancı bir çocuk takıldı gözüne. Ondan yardım isteyebilme umuduyla koşar a...