-11.Bölüm-

284 14 0
                                    

Multimedya'da Arda var! Çok tatlı değil mi!!? :D

Bölüm şarkısı: Love Me Like You Do- Ellie Goulding

''Tüm gidişlerin eksik bir tarafı vardır, kimse kimseyi hakkıyla terk edemez.

Ellerini bıraksa gözleri kalır, artık sevmeyeceğim dese kokusu kalır.''


İyi Okumalar!

-----


Işığın, yalnızca bir kısmını aydınlattığı tavan bana bu lanet günün başladığını haber verir gibi duruyordu. Bense; gece yatakta dört dönmüş, garanti veriyorum ki göz altlarım şişmiş ve uykudan mahrum bir şekilde günün başladığını haber veren bembeyaz tavana altları şişmiş gözlerimi dikmiş, yatakta uzanır vaziyetteyim.

Bugünün başlamaması ve yine bugün açılan biricik(!) okuluma gitmemek için herşeyi yaparım. Mesele okulu sevmemem değil. Ha, tamam azıcık sevmiyor olabilirim ama gerçek sebep bu değil. Asıl mesele okula gidince belkide hala yani bilemiyorum ama galiba hala sevdiğim Arda'yı göreceğim. Neden gerçekten bilmiyorum. İçimde sanki onu görünce bir anda bütün buzlar eriyip gidecek ve ben 'yine' onu affedecekmişim gibi bir his var.

Onu evet hala seviyorum ama sanki.. sanki onu bu defa da affedersem küçük düşecekmişim gibi. Ve eğer bu defada onunla devam edersem çevremdekiler ve bizi dışardan görenler cidden benim aptal bir aşık olduğumu düşünecekler. Ben böyle olmasını istemiyorum. Kimse istemez.


Şimdi ben, gelip özür dileyecek  ve eğer özür dilerse ne cevap vereceğimi düşünüyorum. Ama ya gelip özür dilemez ise? Ya karşıma o pis sürtükle el ele, yan yana, dudak dudağa çıkarsa? Ben o zaman ne yaparım ki? Ne mutluluklar dileyip hallerine gülebilirim, ne de karşısına dikilip o benim sevgilim diyerek kıza saç baş dalabilirim. Tek yapabileceğim şey oturup saatlerce ağlamak olur.


Of!


Allah'tan sadece aynı okuldayız. Bir de aynı sınıfta olsaydık -ki bu yan yana oturma ihtimalimizi doğuruyor- kesin ben kafayı yerdim. Zaten ben sevgiliyle aynı sınıfta olma fikrine karşıyım. Ders boyunca yanında  otursa ne farkederki. Sadece fazladan bir ders saati yanında kalmış ve beraber vakit geçirmiş olursun. O da hocalar sayesinde pek mümkün olmuyor da neyse. Hem bir kere sevgilin yanında olunca ister istemez heyecanlanıyorsun. Sürekli -yanında olsa bile- ona bakma ihtiyacı duyuyorsun. Sonucunda ne oluyor; sen dersi dinleyememiş oluyorsun.


Şuan Beren için gerçekten endişeleniyorum. Çünkü zaten hoşlandığı zamanlarda bile gözünü Kerem'den alamazken şimdi birde sevgili oldular, artık ne yanından ayrılır ne de gözlerini ondan ayırır. Bir dakika.. Bunlar sevgili oldular ve birlikte oturmak isteyecekler. Eğer onlar birlikte otururlarsa ben tek kalıcam. Ah! Hayır Beren. Bunu bana yapamazsın. Şimdi yeni birisi falan gelirse yanıma damlar. Of! OF! Şans hiçbir zaman benim yüzüme gülmez ki.!


----


Annemin saçma sapan pohpohlamalarından, Tuğçe'nin bu halime sürekli kahka atmasından ve en çok ihtiyacım olan şans öpücüğünü babamdan aldıktan sonra kendimi otoparka attım. Annem sanki yüz seksen derece dönmüş gibi benimle ilgilenmeye başladı. Neden bilemiyorum ama şu son kavgamızdan beridir bana iyi davranıyor. Yani tamam her anne çocuğuna iyi davranır ama anneminkisi birazcık kendini affettirme çabalarına benziyor. Aslında güzel bir şey. Sonunda hatasını kabullendi.


Normalde okula Beren'le giderdik, ben onu alırdım falan. Ama şimdi tek başıma gidiyorum çünkü çok sevgili Kerem'ciğiyle birlikte gitmeyi tercih etti. Ah tatlım ya! Allah'tan kahvaltıdayken mesaj atıp haber verdi gelmeyeceğini. Yoksa mal gibi kapının önünde saatlerce onu bekleyecektim. Hoş! beklerdim aslında. Şu, içinde sevdiğim ama aynı zamanda nefret ettiğim adamı barındıran okula gitmemek için yıllarca Beren'i bekleyebilirim.

Eylül MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin