-10.Bölüm-

218 12 0
                                    

20 yaşındaki bir genç kızın otobüste tek kadın olarak yalnız kalmasının sonucunda önce tecavüz edilip, ellerini kesip, ardından ceset bulunamasın diye diri diri yakarak dereye atan 3 şerefsizin o mis kokulu meleği öldürdüğü bu temiz(!) ülkede yaşıyoruz. Anne-babalara sesleniyorum; kızınıza geceleri dışarı çıkmamayı öğretmek yerine oğlunuza adamlığı geçtim 'İnsan' olmayı öğretin. Kızınıza açık saçık giyinmemeyi değil oğlunuza namusu olmayan bir kadına göz ucuyla bile bakmamayı öğretin. Gerçi babalara diyorum ama o masum kıza bir babayla oğlun ne yaptığınıda gördük. Artık namuslu(!) gözü dışarıda olmayan babalar anlasın.

Kalbimiz seninle #ÖzgeCanAslan ♥

#İdamCezasıGeriDönsün

Diyecek başka söz kalmadı..

-10.Bölüm-

-----


İstediğim bölümü kazanıp istediğim işi yapmak ve hayatıma asla ama asla baba parasıyla devam etmemek için uzun yıllar çalıştım ve çabaladım. Ama artık sonuna geliyorum. Üniversite hayallerimi gerçekleştirmek üzereyim. Küçüklüğümden beridir istediğim o hayata geçiş yapmak üzereyim. Şu son bir dönem yaşantımı düzene sokacak dönem.. Daha çok çalışmam gereken bir dönem..


Ama işte bir sorun var. Ailem.


Kendi istedikleri özel bir üniversiteye gitmemi istiyorlar. Annem bana fikrimi sorma gereği duymadan gideceğim o özel üniversiteyi bile seçmiş. Ya madem özele göndereceksin bari sor hangisine gitmek istersin diye. Ama yok! İşin içine Senem Sayıner girerse akan sular durur. Her zaman kızları için en doğru kararı verdiğini söyler. Kızını para ödeyerek gönderdiğin bir üniversite de ne kadar yükseltebilirsin ki? En fazla yine(!) parayla not satın alırsın. Kısacası parayla mezun olmuş olursun.


Herşey para değil ki. Para her kapıyı açar derler. O zaman neden duyguları satın alamıyor? Neden o zengin insanlar paralarıyla çocuklarına sevgi aşılayamıyorlar? Ve neden para bir anne-babanın yerini tutamıyor? İşte para, bunların cevaplarınıda veremiyor.


Ben ne olursa olsun güzel bir yerlere geleceksem bunu kendi emeklerim ve gayretlerim sonucunda yapmak istiyorum. Annem ilk okuldan beridir beni özel okullara gönderip duruyor. Ve ben artık bıktım.
Son olarak lisede gitmeye ikna ettiler beni. Ama üniversite de asla. Asla özel bir üniversiteye gitmem. Çalışacağım ve hakkım neyse orayı kazanacağım.


Bu düşüncelerimi anneme defalarca anlattım. Her seferinde tamam deyip geçiştirdi. Ama artık son dönemim. Ve iyi bir yer kazanmam için son şansım. Şuan da hedeflediğim bir yer yok. Aslında gelecek için de bir planım veya hedefim yok.  '10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?' sorularından nefret ediyorum. İnsan geleceği göremez ki. 10 yıl sonra belki de ölüp gidecek. Bunu Allah dışında kimse bilemez.


Annem sabahki kavgamızdan sonra kahvaltıda bir şey söylemedi. Hatta hiç konuşmadı bile diyebilirim. Tam anlayamadım ama yüzünde bir kırgınlık duygusu vardı. Acaba üzdüm mü diye düşünmedim değil. Ama ne yapabilirim ki? Bana çocuksun dedi. O da yetmiyormuş gibi hiç büyümeyeceksinde dedi. O sözleri aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor.


Kahvaltıdan sonra direk odama çıktımıştım ve kaç saattir yatakta uzanıyorum bilmiyorum. Sırtımı yatağın başlığına dayayarak doğruldum. bir kaç dakika öylece gözlerim kapalı bekledim. Sonra yataktan tamamen kalkıp dolabıma yöneldim. Gidip Enes'in gönlünü almam lazım.


Yaklaşık on-on beş dakika öylece dolaba baktım. Aklımda saçma sapan gereksiz sorular var ve ben bunların cevaplarını öğrenemezsem asla kurtulamayacağım bu sorulardan. Kıyafet seçmeye -seçmiyorum öylece boş boş bakıyorum- biraz ara verip telefonumu elime aldım. Yatağın köşesine oturup rehberden Aras'ın numarasını bulmaya çalıştım. Ama yoktu. Numarasını almamışım. Sonra Kerem'e mesaj atıp, Aras'ın numarasını söylemesini istedim. Cevap gelene kadarda kıyafet seçmeye karar verdim. Dün Aras'ın üzerine fazla gitmiş olmalıyım. Yani onun pek suçu yok, bana bağırmak(!) dışında. Ben birazcık üsteledim o kadar. Ama en azından özür dileyebilirim ondan.

Eylül MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin