Kim Taehyung'un evden kaçarken güvendiği tek şey birikmişi, kafasında olan tek şey de doğum gününü hiç gidemediği ama delicesine merak ettiği o rezalet barlardan birinde geçirmekti.
Sonra birikmişini kıçı kırılasıca bir dolandırıcıya kaptırdı, doğu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
11 // bazen yanlış yerde olmak, yanlış bir kalpte olmaktan çok daha iyidir.
+
Sabah ayazı, açık unuttuğumuz camdan tatlı tatlı süzülüp bedenimi üşütürken üzerimden kayan örtüye uyku ve uyanıklık arasında bir halde sarınarak yüzümü ekşittim. Ağzımda demir yalamışım gibi bir tat vardı, bütün kaslarım enkaz altında kalmışım gibi ağrırken zaman ve mekan kavramını yitirmiş, gözlerimi açamadan örtüye biraz daha sarılmıştım. Hiçbir şey düşünmüyordum, aslında düşünmem gerektiğini de biliyordum ama uykunun öyle tatlı bir evresindeydim ki, ağır bastırıyordu işte.
'Vanessa'nın gazına gelip Jungkook'u kızdırdım.'
İlk aklıma gelen şey buydu. Yüzümü yastığa bastırıp ağzımı şapırdattım, onun yüzünden aramızı bozmuş, kendi gecemi de mahvetmiştim.
'Eve geldim,' diye düşündüm sonra. Dışarısı çok soğuktu ama pijamalarım kirlide olduğundan ve Jungkook'un pijamaları da bana çok büyük geldiğinden, eve gelmeyeceğini düşünerek yalnızca tişörtlerinden birini giymiştim.
'Namjoon Jungkook'u getirdi.'
Yavaşça kıpırdandım ve vücudumun birine çarptığını hissettim. Sıcaktı, fakat bu sıcaklık artık tanıdıktı. Her zamanki gibi yavaşça o sıcaklığa doğru sokulurken burnumun pürüzsüz tene yaslanmasıyla yavaşça oraya sürttüm, bedenim anında gevşerken mayıştığımı hissediyor, yeniden dalmaya başlıyordum.
'Jungkook'u üzerime atıp kaçtı.'
Piç kurusu, halime acımadan çekip gitmiş ve beni bir seksen beşlik koca bir sorunla baş başa bırakmıştı. Jungkook'u kaldırmaya çalıştığımı hatırlıyordum, sonra kendimizi yatağa atışımızı. Sarhoştu ama kendini taşıyamayacak kadar değildi, bana eziyet etmek hoşuna gidiyordu.
Sıcak bedenine biraz daha sokularak bir kez daha burnumu sürttüm, dün tişörtünden sidecar kokusu geliyordu, ama şimdi çıplak vücuduyla sadece kendi kokusunu alıyorken beni yatıştırıyordu.
