27; whore 1983

14.6K 934 2.9K
                                    

BÖLÜM 27:❝ rulet masası ❞ ⚠️ \ (m)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 27:
rulet masası
⚠️ \ (m)

+

Jungkook'un saniyeler önceki sersem surat ifadesi kendini kontrollü bir dinginliğe bırakırken, bir süre durup birbirimizi tarttık.

Doğuştan gelen bir rahatlığı vardı. Hayatında hiçbir şey kötü gidemezmiş hissi uyandırıyordu insanda. Kıskanmayla yok edilemeyecek bir tür canlılığa, heyecana ve enerjiye sahipti; ama bunun yalnızca bir ilüzyondan ibaret olduğunu bilecek kadar onu tanıyordum artık.

Jungkook yorgundu. Dağılmış saçları uzun zamandır kestiremediği için gözünün içine giriyordu mesela, gözaltları neredeyse çökmüştü ve son haftalarda ne kadar kilo kaybettiğini gösterircesine giydiği gri sweat üzerinden kayıyor, günlerdir çalıştığı işler onu bitiriyormuş gibi sızladığını hissettiğim kaslarının yanında, bir anda burnundan akan kırmızığı da görebiliyordum. "Burnun kanıyor," dememle elinin tersiyle yüzünü silerken, "Biliyorum," dedi, dişlerini birbirine bastırıyordu. "Birkaç gündür uyuyamıyorum."

Kan çanağına dönmüş gözlerim sızladı. Ben de uyuyamıyordum ve onun aksine, bu tamamen onun suçuyken tüm o uykusuz kaldığım günlerin ağırlığı yeniden omuzlarıma oturuyordu.

Buna tutundum. Öfkem mantığımı ayakta tutan tek şeydi ve son iki saatte farkına vardığım pek çok şeyin yanında, araya bir duvar koyuyorlar, diyen Dehwa'nın bahsettiği duvarı da artık anlıyordum. Hayatlarına müdehale etmemizi istemiyorlardı, yaşamak istedikleri hayatı yaşamak istiyorlardı ve bu zamana kadar Jungkook'un bakış açısına her zaman saygı duymuştum. Çoğu vakit ona özenirdim bile. Muhtemelen ona içten içe sinir olma sebebim de buydu. Olmak istediğim her şeydi ve beni dönüşmekten kaçtığım bir şeye dönüştürürken ona engel olamamaktan nefret ediyor, büyüsüne kapılmak beni hasta ediyordu.

Asla aptal biri olmamıştım. Ailem asla ne istediğime karar veremediğim için iki oyuncağı bana almamıştı. Bu zamana kadar her daim bir şeyler konusunda seçim yapmak zorunda bırakılarak büyümüştüm ve ne istediğimi bilmem gerektiği kafama öyle bir dayatılmıştı ki, belki de başımın hemen yanındaki pencereden gözüken çatıda bana 'Ne istediğini biliyorsun, seni korkutan bu,' deyişini aşamayışımın sebebi tamamen buydu.

"Şöyle yapacağız."

Yoongi'nin söyledikleri öylesine söylenmiş şeyler değildi. Her biri bana bir yol göstermiş ve bu çocukla ne yapacağıma karar verdirtmişti. "Muhtemelen doğruluk demekten kaçacaksın," dedim, neredeyse bundan emindim. "Bu yüzden birbirimizin ne seçeceğine biz karar vereceğiz."

Jungkook aramızda bir oyun başlatmıştı. Çift kişilik olan bu oyunu tek kişi oynamasına izin vermeyeceğimi ne kadar söylersem söyleyeyim, iki gündür farkına vardığım şeyler tam da bunu yaptığıma tekabül ediyordu ve aptal olmadığını söyleyen Taehyung'u oynadığı her kumarda Jungkook'a kaybederken görmeyi artık hazmedemiyordum.

fountain drink & mountain dew ;; jjk & kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin