4; smells like teen spirit

13.4K 1.4K 1.6K
                                    

bölüm 4 // sekste çok eşliliğe karşıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm 4 //
sekste çok eşliliğe karşıyım

+

Bakın, hayatta insanın başına ne geleceği hiç belli olmuyordu. Bir anda göklerdeyken, sonraki anda kendinizi yerin dibinde veya uçurumun kenarında bulabiliyordunuz, bu kesinlikle engelleyemediğiniz bir süreçti. Evden kaçarken elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan biri olduğumu hesaba katmamıştım, başıma bunların gelebileceğini de düşünmüyordum. O barın kapısından girerken yeni hayatıma Cobain gibi içerek girmek istiyordum, her şeye bir bar tezgahında karar verdiğini söylüyordu, ışıkları görmek istemiştim. Sonra ise fazla sarhoş oluyordum, sahneye fırlıyordum ve bana meydan okuyan baterist aklımı başımdan öyle bir alıyordu ki, sonunun böyle olacağını tahmin edememiştim.

Çünkü aklımı başımdan alması bir yana, hayatımda Jeon Jungkook kadar illet, toksik, gamsız, sinir bozucu başka birini daha görmemiştim. Çocuk ayarlarımla oynamak için hayatıma girmiş gibiydi.

Namjoon'un evindeki şovundan sonra beni evine getirdiğinde ve ağzımı açmama bile fırsat vermeden gittiğinde, "Gece gelirim, eşyalarımı karıştırma." sözleri, ağzından çıkan son sözlerdi.

Eşyalarını karıştırıyordum.

Hem de nasıl karıştırıyordum. Geri zekalı, bana bir şeyi yapmamamı söylediğinde aklıma soktuğunu bilmiyordu. Uykusuzdum, sabahın beşinde beni alıp buraya getirmişti ve sadece bir yerlere yatıp sızacaktım, yemin ederim, rahat yatağının hayalini kurmak bile ağzımın suyunu akıtıyordu ama buradaydım.

Aklıma sokmuştu.

Hırsla kıyafet yığınının içinden geçerken nefes nefeseydim. Odası zaten darmadağındı, bir şey anlayacağını bile düşünmediğimden daha da dağıtmaktan çekinmemiştim. Yatak bazasını sökmüş, çarşafların katmanlarını tek tek karıştırmış ve küçük komidinini mahvetmiştim. Hiçbir şey yoktu. Kıyafet yığınına dalarken öylesine hırsla dolup taşmıştım ki, delirmiş gibi teker teker ceplerine bakıyorken bir şeyler bulamıyor oluşum bana kafayı yedirecekti.

Ya basit bir insandı ve saklayacak hiçbir şeyi yoktu, ya da nasıl saklaması gerektiğini çok iyi biliyordu.

İkinci seçenekten ilerleyerek elimdeki ketçap lekeli tişörtü yığının üstüne fırlattım. Sinirlerimi öyle bozmuştu ki ona karşı kullanabileceğim en ufak şeye bile tapar haldeydim. Sinirlerini bozmak istiyordum. Evi zaten küçüktü ve fazla eşyası yokken işim de zor değildi, dolabına doğru yöneldiğimde pes etmiyordum çünkü hadi ama, Namjoon gibi bir çocuktan neler çıkmıştı. Jungkook'tan ise neler çıkmazdı.

Gardrobu gömme dolaptı, kapağını açtığımda karşıma çıkan ilk şey de üzerime düşen pizza kutusuydu. Peyniri tişörtüme yapışırken oflayarak milattan önce kalma kutuyu odanın başka bir köşesine fırlattım, dağınık olduğu kadar istifçi bir çocuk olduğunu düşünüyordum. Kıyafetleri içine tepilmişti, askıda asılı olan birkaç ceketi vardı ve hepsi de leş gibi sigara kokuyordu.

fountain drink & mountain dew ;; jjk & kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin